Nabzını Yoklamak
-
niyetini, düşüncesini, eğilimini anlamaya çalışmak
- "Nabzı durdu, nefesi durdu galiba." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Başına gelmeyen bela kalmadı. Azıcık nabza göre şerbet versen, başına bu dertler gelmezdi." (Aydın Boysan)
- "Doktor, hallacın yanına vardı. Nabzını tuttu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Milletin sesini işitmek, nabzını yoklamak, meselesini ve durumunu kaynakta öğrenmek istiyordu." (Tarık Buğra)
-
düşünce, niyet ve eğilimi anlamak için ön araştırma yapmak
- "Viyana'da hayat sevincinin nabzı kahvelerde atar." (Haldun Taner)