Başında na olan 5 harfli 56 kelime var. Na ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde na olan kelimeler listesine ya da sonu na ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında na bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NANİK

  1. [isim] Başparmağı burna değdirip öteki parmakları açarak ve sallayarak yapılan alay işareti

NAÇİZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Değersiz, önemsiz
    • "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." (Atatürk)

NAZİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İnen, inmiş
  2. Konaklayan

NAFİA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yeri bayındır duruma getirmek için yapılan işlerin tamamı, bayındırlık işleri

NARİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İnce yapılı, yepelek, nazenin
    • "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. İnce, nazik
    • "Söğüdün yaprağı narindir narin." (Halk türküsü)

NAHOŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Hoş olmayan, hoşa gitmeyen, kötü, çirkin
    • "Öteden beri denemişimdir, bu, daima bana bir nahoş vaka haber verir." (Burhan Felek)

NAKİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  2. Göç, taşınma
    • "İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı." (Sermet Muhtar Alus)
  3. Anlatma, söyleme, hikâye etme
  4. Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  5. Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  6. Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

NAHIR

  1. [isim] Sığır sürüsü

NAKLİ
...
NAZİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Benzer, eş, örnek
    • "Bazen geçen sene görmüş olduğumuz bir perçemin nazirini görürdük." (Abdülhak Şinasi Hisar)

NATÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tabiat, doğa

NASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin payına düşen şey
    • "Acaba İstanbul'u bir daha görmek nasip olacak mı?" (Halide Edip Adıvar)
    • "Herkes ondan haz veya hüzün, kendi nasibini alırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey
    • "Türk'e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz." (Aka Gündüz)
    • "Konaktaki hamamlardan halayıklar, hizmetçiler de nasiplerini alırmış." (Salâh Birsel)
    • "Allah bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Hiçbir erkeğe nasip olmadığını iddia edeceğim hayat, hep kaçamaklarla dolu idi." (Refik Halit Karay)
  3. Kısmet, talih, baht
    • "Tembellerin nasibi aç kalmaktır."
  4. Günlük kazanç

NADAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bilgisiz, cahil
  2. Nobran, kaba, kötü
    • "Heyhat ki iyiler gider, nadanlar kalır." (Atilla İlhan)

NANAY

  1. [isim] Yok
    • "Bende para nanay."

NALÇA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayakkabıların altına çakılan demir
  2. Nal

NASIP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Atama

NAMAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İslamın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat
    • "İki rekât namazı nerede olsa kılarız." (Peyami Safa)
    • "Bu adamlar birer ikişer gidip bir odada namazlarını kıldılar, gene geldiler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Arabalar uzaktan görününce köyüne, adamına göre kâh derviş, kâh sofu olur, hemen namaza dururdu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir akşam uyudu / Uyanmayıverdi / Aldılar götürdüler / Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü." (Orhan Veli Kanık)

NAMUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık
    • "Öyleyse evvela, senin istediğin dava görülmüş olur. Yani hırsız olmadığın meydana çıkar. Namusun temizlenmiş olur." (Ömer Seyfettin)
  2. Dürüstlük, doğruluk

NADİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Seyrek, az bulunur
  2. Seyrek
    • "Üsküp'e o gün nadir görülür bir kar yağmış." (Yahya Kemal Beyatlı)

NAĞME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi
    • "Boyuna Arapçayı andırır bir nağme mırıldanıyor." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Ezgi
  3. Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü