Başında n olan 6 harfli 110 kelime var. N harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da sonu n harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında n bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NATIKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşünüp söyleme yeteneği
-
Düzgün ve iyi konuşma yeteneği
-
[isim]
Düşünüp söyleme yeteneği
- NAZARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuramsal
- "Bazı nazari dersler bir kısım talebeye hiç şüphesiz daha eğlenceli gelecektir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[sıfat]
Kuramsal
- NAKKAŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapıların duvar ve tavanlarına süslemeler yapan usta, bezekçi
-
Nakışçı
-
[isim]
Yapıların duvar ve tavanlarına süslemeler yapan usta, bezekçi
- NEMCİL
-
-
[sıfat]
Nemden ve nemli yerden hoşlanan (bitki), higrofil
-
[sıfat]
Nemden ve nemli yerden hoşlanan (bitki), higrofil
- NİSPET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oran
- "Zira melal devri uzadığı nispette teheyyüç kuvvetli ve devamlı oluyor." (Refik Halit Karay)
- "Yolun ortasında bir kolunu belime dolayarak bana şöylece nispet vermesin mi?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Bağıntı, ilgi, ilinti
-
[zarf]
Kıskandırmak veya üzmek için
- "Bunu bana nispet yapıyor."
-
Birini üzmek için veya inat olsun diye yapılan iş
-
[isim]
Oran
- NEVRUZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
-
Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi
-
Nevruz otu
-
[isim]
Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
- NASSAU
- ...
- NEOJEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üçüncü zamanın bölündüğü dört büyük devirden son ikisi olan pliyosen ile miyoseni birden kavrayan sistem
-
[sıfat]
Bu sistemle ilgili
-
[isim]
Üçüncü zamanın bölündüğü dört büyük devirden son ikisi olan pliyosen ile miyoseni birden kavrayan sistem
- NAMDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Ünlü
-
[sıfat]
Ünlü
- NEBATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bitki ile ilgili, bitkisel
-
[sıfat]
Bitki ile ilgili, bitkisel
- NUMARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı, rakam
- "Kitap sayfasının numarası."
- "Numara yapıyorum gibi bir şey gelmesin aklınıza." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ölçü
- "Ayakkabısının numarasını gizliyor."
-
Benzer şeyleri ayırt etmek için her birinin üzerine işaret olarak yazılan sayı
-
Öğrenciye verilen not
- "Ben ki coğrafya derslerinde daima tam numara almış bir zabitim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Okullarda öğrencileri birbirinden ayırt etmek için her birine verilen sayı
-
Eğlendirici oyunlardan her biri
- "Bu numaralar da olmasa yazlık bahçelerin tadı olmayacak." (Burhan Felek)
-
Hile, düzen, dalavere, yalan
- "İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı, rakam
- NAYLON
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Dayanıklı ve esnek döküm maddesi
- "Apartmanın kapıcısı naylonlara sardığı çöpleri yamaçtan aşağı attı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bu maddeden yapılmış olan
-
[sıfat]
Düzme, düzmece, sahte
-
[isim]
Dayanıklı ve esnek döküm maddesi
- NEVROZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı, sinirce
-
[isim]
Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı, sinirce
- NAZMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Şiir olarak
-
[zarf]
Şiir olarak
- NİKBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Talihsizlik, felaket
- "Siyasi ikbal veya nikbet yellerine göre yön alan bir huy sahibi olduğunu bilirdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Düşkünlük
-
[isim]
Talihsizlik, felaket
- NAPALM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yangın bombalarının doldurulmasında kullanılan, alüminyum veya sodyum palmitatla kıvamlaştırılmış madde
-
[isim]
Yangın bombalarının doldurulmasında kullanılan, alüminyum veya sodyum palmitatla kıvamlaştırılmış madde
- NUMUNE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Göstermelik
- "Ahlak bozukluğu adına ne kadar rezillik varsa her biri için orada numuneler bulunabilir." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Göstermelik
- NANSUK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir cins ince, sık dokunmuş patiska
- "Annesine gelince şu anda nansuk üzerine pembe pamukaki ile fisto yapmakta." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir cins ince, sık dokunmuş patiska
- NARDİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen ve hayvanlara yem olarak verilen, başakçıkları tek çiçekli küçük bir bitki (Eryngium campestre)
-
[isim]
Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen ve hayvanlara yem olarak verilen, başakçıkları tek çiçekli küçük bir bitki (Eryngium campestre)
- NERVÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir veya iki milimlik pili
-
Direnci artıran çıkıntı
- "Bazı demirlerin üzerinde nervür vardır."
-
[isim]
Bir veya iki milimlik pili