Başında muha olan 8 harfli 28 kelime var. Muha ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde muha olan kelimeler listesine ya da sonu muha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında muha bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H M U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AHU, HAM, MAH
2 Harfli Kelimeler
AH, AM, HA, HU, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUHASEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme
-
Hesap işleriyle uğraşma
-
Hesapların bütünü
-
Hesap işlerinin yürütüldüğü yer, saymanlık
- "Nedir bu benim çilem / Hesap bilmem / Muhasebede memurum." (Oktay Rifat)
-
[isim]
Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme
- MUHAVVİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değiştiren, dönüştüren
-
[sıfat]
Değiştiren, dönüştüren
- MUHAYYER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Beğenilmediğinde geri verilmek şartıyla alınan (eşya vb.)
-
[isim]
Türk müziğinde bir makam
-
[sıfat]
Beğenilmediğinde geri verilmek şartıyla alınan (eşya vb.)
- MUHABBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgi
- "Mutfakta onlara yemek, kahvaltı hazırlanırken yukarıda her akşamdan fazla bir muhabbet havası esiyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Bir geçitten ziyade bir toplantı yeri. Mahalle orada muhabbet eder, konuşur, kavga eder." (Halide Edip Adıvar)
-
Dostça konuşma, yârenlik
- "Karın doyuracak değiliz, maksat biraz muhabbet olsun." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Sevgi
- MUHARREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin birinci ayı, aşure ayı, matem ayı
-
[isim]
Ay takviminin birinci ayı, aşure ayı, matem ayı
- MUHANNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alçak, korkak, namert
-
[sıfat]
Alçak, korkak, namert
- MUHASSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birine ayrılmış, tahsis olunmuş
-
[sıfat]
Birine ayrılmış, tahsis olunmuş
- MUHARRİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazar
- "Bir meşhur muharrire birisi bir roman götürmüş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yazar
- MUHAKKAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş
- "Muhakkak olan bir şey varsa herkese benzemediği idi." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Kesinlikle
- "Eski terbiyeyi bilmesi de muhakkak tesirli oluyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş
- MUHARRİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tırmalayan, tahriş eden
-
İrkilten, korku veren
-
[sıfat]
Tırmalayan, tahriş eden
- MUHADDEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dışbükey
-
[sıfat]
Dışbükey
- MUHAFAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma, saklama, korunum
- "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." (Burhan Felek)
- "On sene evvelki külhanbeyi modasını o, tek başına hâlâ muhafaza ediyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koruma, saklama, korunum
- MUHARRİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hareketini sağlayan, harekete getiren
- "Muharrik kuvvet."
-
Kışkırtıcı, ayartıcı
-
[sıfat]
Hareketini sağlayan, harekete getiren
- MUHATARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korku verici durum, tehlike
-
Zarar, ziyan
-
[isim]
Korku verici durum, tehlike
- MUHAKEME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yargılama
- "Ferit bu aralık kendi kendine muhakemeler yürütmüş..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Usa vurma
- "Daima felsefe yapmaya hazır, kurulmuş bir makineye benzeyen ukala dimağım muhakemeye başladı." (Ömer Seyfettin)
-
Bir sorunu çözmek için çıkar yol arama
- "Güldüm, şu muhakemem ne garip münasebetsizlikti." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yargılama
- MUHADDİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hadis bilimiyle uğraşan kimse
-
[isim]
Hadis bilimiyle uğraşan kimse
- MUHASSIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimattan önceki dönemde vergi tahsildarı
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimattan önceki dönemde vergi tahsildarı
- MUHARRER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yazılmış, yazılı, yazıya geçirilmiş
- "Nama muharrer senet."
-
[sıfat]
Yazılmış, yazılı, yazıya geçirilmiş
- MUHAKKİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gerçeği araştıran
-
[isim]
Soruşturucu, soruşturmacı
-
[sıfat]
Gerçeği araştıran
- MUHAYYEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hayal gücüyle yaratılan, hayal edilen
- "Gülümser bir resimdir / Muhayyel sevgilimdir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Hayal gücüyle yaratılan, hayal edilen