Başında mi olan 9 harfli 49 kelime var. Mi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mi olan kelimeler listesine ya da sonu mi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında mi bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İM, Mİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİMARBAŞI
-
-
[isim]
Osmanlı sarayında, resmî yapıların onarım ve yapım işleriyle uğraşan mimarların başı
-
[isim]
Osmanlı sarayında, resmî yapıların onarım ve yapım işleriyle uğraşan mimarların başı
- MİNNETSİZ
- ...
- MİSKİNANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Miskince
-
[zarf]
Miskince
- MİNNETTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinden gördüğü iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, gönül borcu olan kimse, gönül borçlusu
- "Beni de aranıza aldığınıza minnettarım." (Haldun Taner)
- "Kendine minnettar kalan ahalinin elleri üzerinde geziyor." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Birinden gördüğü iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, gönül borcu olan kimse, gönül borçlusu
- MİHNETSİZ
-
-
[sıfat]
Sıkıntısız, eziyetsiz
-
Emek verilmeden elde edilen
- "Mihnetsiz aş, ya karın ağrıtır ya baş"
-
[sıfat]
Sıkıntısız, eziyetsiz
- MİNARECİK
-
-
[isim]
Küçük minare
- "Bu minarecik köyün bütün evlerinden, bütün bacalarından yüksekti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Küçük minare
- MİSTİSİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir konuda en üst derecede bulunabilme tutkusu
- "Bizi sıhhatimize iman ettiren, kuvvetlerimizin arttığını duyuran spor mistisizmi daha teessüs etmemişti." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Gizemcilik
-
[isim]
Bir konuda en üst derecede bulunabilme tutkusu
- MİLİMETRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir metrenin binde biri uzunluğunda bir ölçü birimi, milim
-
[isim]
Bir metrenin binde biri uzunluğunda bir ölçü birimi, milim
- MİKROPSUZ
-
-
[sıfat]
Mikrobu olmayan, mikrobu öldürülmüş olan
- "Mikropsuz pamuk."
-
[sıfat]
Mikrobu olmayan, mikrobu öldürülmüş olan
- MİKROSKOP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir mercek düzeneği yardımıyla küçük nesneleri büyütüp daha belirgin duruma getirmeye veya çıplak gözle görülmeyenleri göstermeye yarayan alet
- "Başkalarını nasıl mikroskop altına koydunsa kendini de öylece koy!" (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bir mercek düzeneği yardımıyla küçük nesneleri büyütüp daha belirgin duruma getirmeye veya çıplak gözle görülmeyenleri göstermeye yarayan alet
- MİHMANDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Resmî konukları ağırlamak ve onlara kılavuzluk etmekle görevlendirilen kimse, konukçu
-
[isim]
Resmî konukları ağırlamak ve onlara kılavuzluk etmekle görevlendirilen kimse, konukçu
- MİKROFİLM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir belge, yayın vb.ni küçük sinema filmi gibi bir şerit üzerine çeken, özel bir fotoğraf makinesiyle elde edilmiş film
-
[isim]
Herhangi bir belge, yayın vb.ni küçük sinema filmi gibi bir şerit üzerine çeken, özel bir fotoğraf makinesiyle elde edilmiş film
- MİSİLLEME
-
-
[isim]
Kötü bir davranışa aynen verilen karşılık
-
[isim]
Kötü bir davranışa aynen verilen karşılık
- MİNTANLIK
-
-
[sıfat]
Mintan yapmaya elverişli olan
-
[sıfat]
Mintan yapmaya elverişli olan
- MİKROPLUK
-
-
[isim]
Yaramazlık, kötülük, fesatlık
- "Sarı saçlı mıncırık bir çocuk, yine senden çıktı mikropluk, dedi." (Çetin Altan)
-
[isim]
Yaramazlık, kötülük, fesatlık
- MİNİMETRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Silindir biçimindeki nesnelerin iç çaplarını denetlemekte kullanılan ölçü aleti
-
[isim]
Silindir biçimindeki nesnelerin iç çaplarını denetlemekte kullanılan ölçü aleti
- MİTLEŞMEK
-
-
[nsz]
Mit durumuna gelmek
- "Büyük sanatçılar, arayışı önce kendi varlıklarında sınayıp dile getirdikleri için ister istemez mitleşirler." (Selâhattin Hilav)
-
[nsz]
Mit durumuna gelmek
- MİTRALYÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tür makineli tüfek, makineli
- "Yandaki odadan mitralyöz ateşini andıran daktilo tıkırtıları geliyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir tür makineli tüfek, makineli
- MİRASYEDİ
-
-
Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse
- "Kiraladıkları otlakların sahibi yıllardır Manastır'a yerleşmiş bir mirasyediydi." (Necati Cumalı)
-
Çok savurgan kimse
- "Hayatını, gençliğini bir mirasyedi gibi hiç düşünmeden yiyip bitirmiş." (Mahmut Yesari)
-
Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse
- MİNELEMEK
-
-
[-i]
Mine ile süslemek
-
[-i]
Mine ile süslemek