Meydana Çıkarmak

  1. açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek
    • "Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "Bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır?" (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ona ağız açmaya meydan bırakmadım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu beladan kurtulabilmek için bir çare düşünmeye meydan kalmadan Ali, bir gece kasabaya girdi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. bularak ortaya çıkarmak
    • "Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Askerlikte hasta olduğu meydana çıktı."
    • "Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ... dışında kişinin yaşama hakkına ... dokunulamaz." (Anayasa)

Kelime Anlamı Kaynağı : Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlüğü

Şunlara da göz atmak isteyebilirsiniz: