Başında men olan 6 harfli 15 kelime var. Men ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde men olan kelimeler listesine ya da sonu men ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında men bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
MEN, NEM
2 Harfli Kelimeler
EM, EN, ME, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MENSUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Bir yerle veya bir kimseyle bağlantısı olan, ilişkili, -den olan, -e bağlı (kimse)
- "Bu cemiyetin mevcudiyeti ve faaliyeti ordu mensuplarının asabiyetini tahrik ediyordu." (Atatürk)
- "Bizde devlet ve devlete mensup olanlar imtiyazlıdır." (Burhan Felek)
-
Bir yerle veya bir kimseyle bağlantısı olan, ilişkili, -den olan, -e bağlı (kimse)
- MENŞUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yayılmış, dağıtılmış, neşredilmiş
-
[isim]
Prizma
-
[isim]
Padişah tarafından verilen vezirlik vb. bir unvanı gösteren bir ferman türü
-
[sıfat]
Yayılmış, dağıtılmış, neşredilmiş
- MENTOR
- ...
- MENTOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nane kokusu
-
Nane esansından elde edilen, renksiz, keskin kokulu, bir tür alkol kristali
-
[isim]
Nane kokusu
- MENFUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Nefret edilen, iğrenç, tiksindirici
-
[sıfat]
Nefret edilen, iğrenç, tiksindirici
- MENENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Benzer, eş
- "Çubuğum yok yâr yoluna uzatam / Menendin yok seni kime benzetem." (H. Türküsü)
-
[isim]
Benzer, eş
- MENHUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Uğursuz
- "Odanın içinde yine o menhus koku, o cehennem mazinin kokusu vardı." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Uğursuz
- MENKUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
-
Ağızdan ağıza geçerek gelmiş, söylenegelmiş
- "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Taşınır
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
- MENAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yararlar, faydalar
-
[isim]
Yararlar, faydalar
- MENSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düz yazı
- "Manzum teliflerim ve mensur tercümelerimle Türk sahnesine ettiğim hizmetin hakikaten bir değeri var mı?" (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Düz yazı
- MENZİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak
- "Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
İki konak arasındaki uzaklık
-
Bir günlük yol
-
Bir merminin ulaşabildiği uzaklık, erim
- "Top menzili."
-
Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü
- "Ne yedi ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı." (Falih Rıfkı Atay)
-
At değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han
-
Ok atma yarışlarında erişilen mesafe
- "Sonra yine menzil ölçülmüş, yeni bir rekor kırdığı anlaşılmıştır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak
- MENGEN
- ...
- MENİSK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olan mercek
-
Bazı eklemlerde kemik arasında bulunan kıkırdak bölüm
-
[isim]
Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olan mercek
- MENDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde dokuma veya yumuşak, ince kâğıt
- "Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Pencereyi açıp gözünün önünde oyalı yeşil mendil mi atacağım Ferit'e?" (Necati Cumalı)
- "Mendil kadar olsun tarlamızı ayır/ Beni doyuracak ağacı göster." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Arabalar yaklaşıyor, mendil sallayalım mı?" (Aka Gündüz)
-
İçine bazı şeyler konulan dokuma, yağlık
- "Sabahleyin erkenden işine gider, akşamüstü elinde dolu mendiliyle evine dönerdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde dokuma veya yumuşak, ince kâğıt
- MENFEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Girecek veya geçecek yer, delik, açma
- "Atılan gülle ve lağımlardan kale duvarlarında geniş menfezler açıldı." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Genellikle banyo ve tuvaletlerde bulunan, panjur gibi açılıp kapanan havalandırma penceresi
-
[isim]
Girecek veya geçecek yer, delik, açma