Sonunda mek olan 8 harfli 416 kelime var. MEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mek olan kelimeler listesine ya da başında mek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İZLENMEK
-
-
[nsz]
İzleme işi yapılmak, takip edilmek
-
[nsz]
İzleme işi yapılmak, takip edilmek
- YÜKLEMEK
-
-
[-i]
Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
-
Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak
-
Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak
- "Çocuğun bakımını ona yüklediler."
-
Bir suçu birinin üstüne atmak
- "Ne yapalım, elimizden geleni yaptık ama olmadı der, kabahati kör talihe yükler geçersin." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bir cisme elektrik gücü vermek
- "Fazla elektrik yüklemek akünün bozulmasına yol açar."
-
[-i]
Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
- LÖKLEMEK
-
-
[-i]
Lökle yapıştırmak
-
[-i]
Lökle yapıştırmak
- DİREŞMEK
-
-
[nsz]
Sözünden veya kararından dönmemek, dayanmak, sebat etmek
-
[nsz]
Sözünden veya kararından dönmemek, dayanmak, sebat etmek
- SÖVÜLMEK
-
-
[-e]
Sövme işine konu olmak
-
[-e]
Sövme işine konu olmak
- MERCİMEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Baklagillerden, beyaz çiçekli bir tarım bitkisi (Lens culinaris)
-
Bu bitkinin, besin değeri yüksek, ufak, kırmızı, sarı veya yeşil, yuvarlak ve yassıca tohumu, yasmık
-
[isim]
Baklagillerden, beyaz çiçekli bir tarım bitkisi (Lens culinaris)
- TÜMLEMEK
-
-
[-i]
Tüm durumuna getirmek, tamamlamak, ikmal etmek
-
[-i]
Tüm durumuna getirmek, tamamlamak, ikmal etmek
- ÇİYLEMEK
-
-
[nsz]
Yağmur, hafif ve ince yağmak
-
[nsz]
Yağmur, hafif ve ince yağmak
- DELEPMEK
-
-
[nsz]
Parlamak
- "Kaçındasın gelin Ümmü kaçında / Sar'altınlar delebiyor saçında." (Halk türküsü)
-
[nsz]
Parlamak
- GERİLMEK
-
-
[nsz]
Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek
- "Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Gergin bir biçimde açılmak
- "Gülmek istedim, dudaklarım titreyip gerildi." (Aka Gündüz)
-
Kasılmak
-
Kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek
-
İlişki ve davranış bozulacak duruma gelmek
-
[nsz]
Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek
- ÇİĞNEMEK
-
-
[-i]
Ağza alınan bir şeyi dişler arasında ezmek, öğütmek
- "Gözlerine uyku denilen şey girmiyor, çiğnediği lokma boğazından inmiyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Ayak veya tekerlek altına alarak ezmek
- "Bunlara dalgın bakarken, öteden gelen bir araba onu çiğneyecekti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uyulması gereken kural veya yasaya uymamak
-
Sayılması gereken bir şeyi saymamak, itibar etmemek, ayaklar altına almak
- "Bunu yapmamak, insanlığın mukaddes mirasını çiğnemek değil, kendi hayatımı da inkâr etmek olacaktı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Egemenliği altına almak, hükmetmek
- "On iki milyonluk bir milleti çiğnemek sevdasına kapıldı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[-i]
Ağza alınan bir şeyi dişler arasında ezmek, öğütmek
- DİZLEMEK
-
-
[-i]
Dize kadar batmak
-
Dizini kullanarak bastırmak
-
[-i]
Dize kadar batmak
- SEĞİRMEK
-
-
[nsz]
Hafif kımıldamak, genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak
- "Üç dört gün oluyor, sol gözümün alt kapağı seğiriyordu." (Burhan Felek)
-
[nsz]
Hafif kımıldamak, genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak
- DİKELMEK
-
-
[nsz]
Dik duruma gelmek, dikleşmek
-
Ayakta durmak
-
Sert konuşmak, karşı gelmek, birine kafa tutmak, dinelmek
-
[nsz]
Dik duruma gelmek, dikleşmek
- DÜRÜLMEK
-
-
[nsz]
Dürme işine konu olmak veya dürme işi yapılmak
- "Faytonun köşesinde dürülmüş, bağlanmış bir bohça gibidir." (Aka Gündüz)
-
Bükülmek
-
Toplanmak, sarılmak, katlanmak
-
[nsz]
Dürme işine konu olmak veya dürme işi yapılmak
- YERİNMEK
-
-
[-e]
Acınmak, teessüf etmek
-
Pişman olmak
-
[-e]
Acınmak, teessüf etmek
- ÇEMREMEK
-
-
[-i]
Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak
-
[-i]
Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak
- DELİRMEK
-
-
[nsz]
Deli olmak, aklını yitirmek, çıldırmak
- "İkramiye kazananların delirdiklerini işitirdi." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Deli olmak, aklını yitirmek, çıldırmak
- İKİLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin sayısını ikiye çıkarmak
-
Tekrarlamak, yinelemek
-
Tarlayı iki kez sürmek
-
[-i]
Bir şeyin sayısını ikiye çıkarmak
- SÜRÜNMEK
-
-
[nsz]
Karnı üzerinde sürünerek gitmek
- "İçimize tekrar emniyet geldikten sonra, karnımız üstünde sürünerek Nil'e, sonra öteki sahile geçtik." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Kendi üzerine koku, krem vb. sürmek
- "Bir şişe kolonyayı süründüm."
-
[-e]
Bir şeye değerek geçmek, geçerken değmek
- "Duvara sürünmek. Boyaya sürünmek."
-
Sürünme işine konu olmak
- "Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün." (Enderunlu Vasıf)
-
Yoksul ve perişan yaşamak
-
[nsz]
Karnı üzerinde sürünerek gitmek