Sonunda mek olan 7 harfli 126 kelime var. MEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mek olan kelimeler listesine ya da başında mek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EKŞİMEK
-
-
[nsz]
Ekşi duruma gelmek
- "Yoğurt ekşidi."
-
Mayalanmak
- "Hamur ekşidi."
-
Utanmak, mahcup olmak
-
Sırnaşmak, ısrar etmek
-
Kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak
- "Çardak'tan Rabiye'nin çıktığını görünce Bekir'in yüzü ekşidi." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Ekşi duruma gelmek
- EĞİTMEK
-
-
[-i]
Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek
- "Çocukları eğitmek."
-
Hayvanı istenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirmek
-
[-i]
Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek
- SÜRÇMEK
-
-
[nsz]
Yürürken yanlış adım atıp dengesini yitirmek
-
Dalgınlıkla yanlış bir iş yapmak, yanılmak
-
[nsz]
Yürürken yanlış adım atıp dengesini yitirmek
- İTİLMEK
-
-
[-e]
İtme işi yapılmak
- "Başında arkaya itilmiş yeni kasketi, kulağının arkasında cıgarası..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
İtme işi yapılmak
- BEZEMEK
-
-
[-i]
Süslemek
- "Gördüğü iyiliğe karşılık ikram fazlasından masamızı mezelerin çeşitlisiyle bezedi." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Süslemek
- İTİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirini itmek
- "Gecikme korkusuyla herkes itişip kakışmakta ise, kimsenin aklına gelmez konuşmak." (Refik Erduran)
-
Birbirini iterek şakalaşmak
-
Çekişmek
- "Bana yardımcı olmaya çalışan bu adamla itişmekten vazgeçiyorum." (Ayşe Kulin)
-
[nsz]
Birbirini itmek
- ÖĞÜRMEK
-
-
[nsz]
Kusarken veya kusacak gibi olurken "öğürtü" sesi çıkarmak
- "Elini göğsüne bastırarak üst üste öğürdü." (Peyami Safa)
-
Böğürmek
-
[nsz]
Kusarken veya kusacak gibi olurken "öğürtü" sesi çıkarmak
- ELETMEK
-
-
[-i]
Eleme işini yaptırmak
-
[-i]
Eleme işini yaptırmak
- ÖĞÜTMEK
-
-
[-i]
Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek
- "Bu değirmen, günde ancak kırk elli çuval öğütebilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ezmek, çiğnemek
-
[-i]
Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek
- BÜYÜMEK
-
-
[nsz]
Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
- "Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
- "Küçücük gözlü, çokbilmiş suratlı, büyümüş de küçülmüş, kavruk bir oğlandı." (Haldun Taner)
-
Yetişmek
- "İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde büyüdüm." (Aka Gündüz)
-
Yaşı artmak, yaşlanmak
- "Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti." (Ömer Seyfettin)
-
Artmak, güçlenmek, şiddeti artmak
- "İkinci de okuduktan sonra kavga büyüdü." (Memduh Şevket Esendal)
-
Sayıca artmak
-
Genişlemek
- "Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Önem ve değer kazanmak
- "Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[nsz]
Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
- ELLEMEK
-
-
[-i]
Elle dokunmak, elle karıştırmak
- "Görüyorsunuz, ben hiçbirini ellemiyor, hiçbirini açmıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Elle dokunmak, elle karıştırmak
- ESERMEK
-
-
[-i]
Bakmak, beslemek, yetiştirmek
-
[-i]
Bakmak, beslemek, yetiştirmek
- ESİRMEK
-
-
[nsz]
Sarhoş olmak
-
Aklını yitirmek, delirmek
-
Çok kızmak, sertleşmek
-
[nsz]
Sarhoş olmak
- EYİTMEK
-
-
[nsz]
Demek
- "Kul Mustafa eydür coştum / Aşkın deryasına düştüm." (Kul Mustafa)
-
[nsz]
Demek
- ÇENTMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin kenarında kertik açmak
-
[-le]
Soğan, salatalık vb.ni küçük ve ince parçalar biçiminde doğramak
- "... yabansı çiçeklerden toz toplayıp tunç havanda dövdüler, içine sabun çenttiler." (Tarık Dursun K)
-
[-i]
Bir şeyin kenarında kertik açmak
- ÜFÜRMEK
-
-
[-i]
Üflemek
-
Üfleyerek bulunduğu yerden uzaklaştırmak
- "Pencereden ince bir rüzgâr, güneş tozlarını tül perdelere üfürüyor." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Esmek
- "Kapının altından rüzgâr üfürüyor."
-
[nsz]
Üfleyerek çalmak
- "Birdenbire kavalı dudaklarına götürdü, üfürmeye başladı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Abartarak konuşmak
-
[-i]
Üflemek
- ÜVEYMEK
-
-
[nsz]
Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek
-
[nsz]
Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek
- DEMEMEK
-
-
koşullar ne olursa olsun aldırış etmeden bir işi yapmak
- "Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." (Burhan Felek)
- "Eskiden saat üç dedi mi paralar dağılmış olurdu." (Orhan Kemal)
- "Dediğimden dışarı çıkarsa kendi bilir."
- "Öyle sevindim ki deme gitsin."
-
koşullar ne olursa olsun aldırış etmeden bir işi yapmak
- ÖKSEMEK
-
-
[-i]
Özlemek, göreceği gelmek, istemek
-
[-i]
Özlemek, göreceği gelmek, istemek
- ÜŞÜŞMEK
-
-
[-e]
Her yandan çokça bir araya gelmek, toplanmak, birikmek, üşmek
- "Bu centilmen sporcuyu tebrik için Fenerliler üşüştüler." (Haldun Taner)
-
[-e]
Her yandan çokça bir araya gelmek, toplanmak, birikmek, üşmek