Sonunda mek olan 7 harfli 126 kelime var. MEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mek olan kelimeler listesine ya da başında mek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖDEŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirine olan borçları ödeyip alacak verecek bırakmamak
-
Karşılık olarak benzer iş, hareket yapıp veya bir şey verip borçlu kalmamak
- "İçinden, yarın paydosu biraz erken çalar, ödeşiriz, diye düşündü." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Birbirine olan borçları ödeyip alacak verecek bırakmamak
- ÖLÜNMEK
-
-
Ölme işi yapılmak
-
Ölme işi yapılmak
- ENENMEK
-
-
[nsz]
Eneme işi yapılmak, erkekliği giderilmek
-
[nsz]
Eneme işi yapılmak, erkekliği giderilmek
- EDİNMEK
-
-
[nsz]
Kendini bir şeye sahip kılmak, kendine sağlamak, iktisap etmek
- "Çiftlikler edinmek dirayetini göstermişti." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Kendini bir şeye sahip kılmak, kendine sağlamak, iktisap etmek
- SÜRÜMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek
-
Hafif bir şeyi sürüklemek
- "Eteğini sürümek. Duvağını sürümek."
-
Herhangi bir sebepten dolayı güçlükle yürümek
-
Bir şeyi peşine takmak, alıp götürmek
- "Diyar diyar beni aldı / Sürüdü gönlüm sürüdü." (Âşık Veysel)
-
[-i]
Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek
- ERİNMEK
-
-
[-e]
Üşenmek
-
[-e]
Üşenmek
- KÜRÜMEK
-
-
[-i]
Küremek
-
[-i]
Küremek
- EMİŞMEK
-
-
[nsz]
Karşılıklı olarak emmek
-
Sağılmadan önce koyunlar kuzular tarafından gizlice emilmek
-
[nsz]
Karşılıklı olarak emmek
- İSLEMEK
-
-
[-i]
İse tutup karartmak
-
[-i]
İse tutup karartmak
- ÜNLEMEK
-
-
[-e]
Yüksek sesle çağırmak
- "Mustafa'ya ünle görelim." (Nabizade Nazım)
-
[-i]
Yüksek sesle bildirmek
- "Bir ses sırası gelenin adını ünlüyordu." (Atilla İlhan)
-
[-e]
Yüksek sesle çağırmak
- İZLEMEK
-
-
[-i]
Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek
-
Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak
- "Geceyi gündüz izler."
-
Bir olayın gelişimini gözden geçirmek
- "Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz." (Salâh Birsel)
-
Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek
- "Televizyonu izlemek."
-
Belirli bir yönde gitmek
- "Geç vakit hayvanla, Deliçay'ı izleyip gidiyordum." (Halide Edip Adıvar)
-
Gözlemek, incelemek
- "Çocuk kuşu gözleriyle izledi."
-
Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek
- "Bu üretim politikasını izleyeceğiz."
-
Bir şeye uymak, bağlı olmak
- "Modayı izlemek."
-
Herhangi bir olayla ilgilenmek
- "Çeşitli siyasi olaylar karşısındaki tepki ve düşüncelerini dolaylı da olsa izleyebiliyordum." (Haldun Taner)
-
[-i]
Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek
- EŞİNMEK
-
-
[nsz]
Hayvan, ayağıyla yeri kazmak
-
[nsz]
Hayvan, ayağıyla yeri kazmak
- İŞLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
-
[nsz]
İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak
- "Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar, şüphesiz, sanatının âşığıydı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek
- "O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
-
Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
-
Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
-
Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek
- "Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-den]
İşlek, etkin durumda olmak
- "Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Çıban, olgunlaşma yolunda olmak
-
[nsz]
Yara, kapanmamak
-
[nsz]
Gidip gelmek
- "Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi." (Sermet Muhtar Alus)
-
Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak
- "Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum." (Erhan Bener)
-
Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek
-
[-i]
Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
- ÜVEYMEK
-
-
[nsz]
Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek
-
[nsz]
Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek
- İTİLMEK
-
-
[-e]
İtme işi yapılmak
- "Başında arkaya itilmiş yeni kasketi, kulağının arkasında cıgarası..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
İtme işi yapılmak
- İTİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirini itmek
- "Gecikme korkusuyla herkes itişip kakışmakta ise, kimsenin aklına gelmez konuşmak." (Refik Erduran)
-
Birbirini iterek şakalaşmak
-
Çekişmek
- "Bana yardımcı olmaya çalışan bu adamla itişmekten vazgeçiyorum." (Ayşe Kulin)
-
[nsz]
Birbirini itmek
- ÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Üzme işine konu olmak
- "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üzüntü duymak, kaygılanmak
- "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Üzme işine konu olmak
- KERTMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin kenarında kertik açmak, çentmek
-
Sertçe sürtünmek
- "Kayık rıhtımı kerterek geçti."
-
[-i]
Bir şeyin kenarında kertik açmak, çentmek
- ÜÇLEMEK
-
-
[-i]
Üçe çıkarmak
-
Ürünün üçte birine karşılık, toprağını kiraya vermek
-
Tarlayı üç kez sürmek
-
[-i]
Üçe çıkarmak
- ÇİLEMEK
-
-
[nsz]
Yağmur çiselemek
- "O baharın renkleri, güzellikleri ve ihtirasları bir nisan yağmuru hâlinde çiler dururdu." (Aka Gündüz)
-
Nemlenmek, ıslanmak
-
Bülbül şakımak
-
[nsz]
Yağmur çiselemek