Sonunda mek olan 7 harfli 126 kelime var. MEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mek olan kelimeler listesine ya da başında mek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KEM

2 Harfli Kelimeler

EK, EM, KE, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EPRİMEK

  1. [nsz] Bozulmak, ekşiyip çürümek
  2. Yemiş dura dura olgunlaşmak, yumuşamak
  3. Erimek
    • "Piyanonun solmuş ve eprimiş mor kadifeden şamdanlıkları vardı." (Ayşe Kulin)

İÇERMEK

  1. [-i] İçine almak, içinde bulundurmak, ihtiva etmek
    • "Yarım Adam adlı romanı ise kültür yoğunluğu içeren değerli bir denemedir." (Haldun Taner)
  2. Bir şey, başka bir şeyin varlığını gerektirmek, biri ötekini ister istemez düşündürmek, tazammun etmek
    • "Cins kavramları tür kavramlarını, tür kavramları birey kavramlarını içerir."

SERPMEK

  1. [-i] Bir şeyi dağılacak biçimde dökmek, saçmak
  2. Belli bir yere dağılacak biçimde dökmek
    • "Buzlarını atıp karabiberlerini serptikten sonra kadehleri iyice karıştırdım." (Necati Cumalı)
  3. [nsz] Yağmur veya kar azar azar, ince ince yağmak, serpiştirmek
    • "Yağmur serpiyor. Kar serpiyor."
  4. Vermek, saçmak

DEMEMEK

  1. koşullar ne olursa olsun aldırış etmeden bir işi yapmak
    • "Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." (Burhan Felek)
    • "Eskiden saat üç dedi mi paralar dağılmış olurdu." (Orhan Kemal)
    • "Dediğimden dışarı çıkarsa kendi bilir."
    • "Öyle sevindim ki deme gitsin."

BERTMEK

  1. [nsz] Bertilmek

EĞİTMEK

  1. [-i] Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek
    • "Çocukları eğitmek."
  2. Hayvanı istenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirmek

ENENMEK

  1. [nsz] Eneme işi yapılmak, erkekliği giderilmek

ESRİMEK

  1. [nsz] Herhangi bir sebeple kendinden geçmek, gaşyolmak
  2. Coşup kendinden geçmek, vecde gelmek
    • "Esridi Yunus'un canı / Bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
  3. Mest olmak, sarhoş olmak

İŞETMEK

  1. [-i] İşemesini sağlamak, işemesine yol açmak, çiş yaptırmak

SÜRTMEK

  1. [-i] Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek
    • "Cemal ellerini hızlı hızlı birbirine sürttü." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Galiba bu tarihî günün yüzü suyu hürmetine, Beyoğlu'nda sürtüp durdukları yanlarına kâr kaldı idi." (Haldun Taner)
  2. Dokundurmak
  3. [nsz] Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak
    • "Çocukçağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş." (Sait Faik Abasıyanık)

İSLEMEK

  1. [-i] İse tutup karartmak

ÖTÜŞMEK

  1. [nsz] Birlikte veya karşılıklı ötmek
    • "Bir dakika evvel yaprakların arasında ötüşen kuşlar susuyor, gece oluyordu." (Memduh Şevket Esendal)

ÖĞÜRMEK

  1. [nsz] Kusarken veya kusacak gibi olurken "öğürtü" sesi çıkarmak
    • "Elini göğsüne bastırarak üst üste öğürdü." (Peyami Safa)
  2. Böğürmek

ÖVÜNMEK

  1. [-le] Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek
    • "Sonra oyuncakları ile övünen bir çocuk gibi gülümseyerek ilave ederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Övünmek gibi olmasın, sesim güzeldir."
  2. [nsz] Kendi kendisini övmek
    • "Yaptığı fedakârlıktan övünüyor diye kadına kızardık." (Aka Gündüz)

ÇİLEMEK

  1. [nsz] Yağmur çiselemek
    • "O baharın renkleri, güzellikleri ve ihtirasları bir nisan yağmuru hâlinde çiler dururdu." (Aka Gündüz)
  2. Nemlenmek, ıslanmak
  3. Bülbül şakımak

EĞİLMEK

  1. [nsz] Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek
    • "Sofraya pilav gelince Aziz eğilerek kokladı." (Cahit Uçuk)
  2. İnsan, bir işi yapmak için belini eğmek
    • "Tenis oynarken yüz çeşit çeviklikler içinde eğilir, kalkar, sıçrar, koşar." (Refik Halit Karay)
  3. Başkasının baskısını veya egemenliğini benimsemek, kabul etmek
    • "Türk eğilmez."
  4. [-e] Bir işi önemseyip ele almak
    • "Bir yandan ayrıntılara eğilirken, bir yandan da bunları alaylı bir süzgeçten geçirir." (Salâh Birsel)

İPLEMEK

  1. [-i] Saygı göstermek, değer vermek
    • "Hadi müşteriyi iplediğin yok, patrona ne demeye boş verirsin!" (Rıfat Ilgaz)
    • "Peki, ya savaş? Savaşı iplemiyordum. Aklıma bile gelmiyordu." (Atilla İlhan)

TÜREMEK

  1. [nsz] Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak, parçalanıp çoğalmak, üremek
    • "Halide Hanım'ın hikâyesinden sonra türeyen bugünkü Turan lokantaları, Turan berberleri, Turan ocakları bütün payitahtı sarmış." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Bir kökten çıkmak

ÖRÜLMEK

  1. [nsz] Örme işi yapılmak
    • "Haftalık magazinlerin ağız sakızı ettiği konulardan ne ararsanız onlarla örülmüştür konuşmaları." (Necati Cumalı)

BÜYÜMEK

  1. [nsz] Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
    • "Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
    • "Küçücük gözlü, çokbilmiş suratlı, büyümüş de küçülmüş, kavruk bir oğlandı." (Haldun Taner)
  2. Yetişmek
    • "İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde büyüdüm." (Aka Gündüz)
  3. Yaşı artmak, yaşlanmak
    • "Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti." (Ömer Seyfettin)
  4. Artmak, güçlenmek, şiddeti artmak
    • "İkinci de okuduktan sonra kavga büyüdü." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Sayıca artmak
  6. Genişlemek
    • "Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  7. Önem ve değer kazanmak
    • "Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız." (Orhan Seyfi Orhon)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü