Başında me olan 6 harfli 138 kelime var. Me ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde me olan kelimeler listesine ya da sonu me ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında me bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MERCEK
-
-
[isim]
İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran, camdan veya ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim, adese, lens
-
[isim]
İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran, camdan veya ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim, adese, lens
- MESAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gözenek
-
[isim]
Gözenek
- MERGUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Sevilip aranan, istenilen, beğenilen
- "Böyle altı erkekli, iki kadınlı bir mecliste, kadınların en güzeli pek nadir ve merguptur." (Peyami Safa)
-
Sevilip aranan, istenilen, beğenilen
- MERKEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eşek
-
[isim]
Eşek
- MELHUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mülahaza edilen, düşünülen
-
[sıfat]
Mülahaza edilen, düşünülen
- MERKEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
-
Bir işin öğretildiği yer
- "Er eğitim merkezi."
-
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
- "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Belirli bir yerin ortası
- "Şehir merkezi."
-
Polis karakolu
- "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim." (Aka Gündüz)
-
Biçim, durum
- "Çalışamaların bu merkezdeyken durdurulması iyi olmadı."
-
Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
-
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
- "Daire merkezi. Küre merkezi."
-
[isim]
Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
- MERTEK
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Yapıda kullanılan dört köşe veya yuvarlak, kalınca ağaç
-
[isim]
Yapıda kullanılan dört köşe veya yuvarlak, kalınca ağaç
- MEZECİ
-
-
[isim]
Meze satan kimse
-
[isim]
Meze satan kimse
- MERKÜR
- ...
- MEŞGUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir işle uğraşan, iş görmekte olan
- "Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti." (Peyami Safa)
-
Çalışır, kullanılır durumda olan, dolu
- "Telefon meşgul."
-
[sıfat]
Bir işle uğraşan, iş görmekte olan
- MECBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan
- "Biz toprağımızdan düşmanı atmaya mecburuz." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Ertesi gün beni daireden istifaya mecbur ettiler." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Memleketin büyük menfaati, beni bu yolda harekete mecbur tutuyordu." (Atatürk)
-
Bağlı, düşkün, tutkun
-
[sıfat]
Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan
- MELİSA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Oğul otu
-
[isim]
Oğul otu
- MESTÇİ
-
-
[isim]
Mest yapan veya satan kimse
-
[isim]
Mest yapan veya satan kimse
- MECMUA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dergi
-
[isim]
Dergi
- MEZURA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Terzilikte ölçü almak için kullanılan, genellikle 1,5 m uzunluğunda şerit metre, mezür
-
[isim]
Terzilikte ölçü almak için kullanılan, genellikle 1,5 m uzunluğunda şerit metre, mezür
- MEÇHUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilinmeyen, bilinmedik
- "Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bilinmeyen
-
[isim]
Edilgen fiil
-
[sıfat]
Bilinmeyen, bilinmedik
- MEDYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ruh ötesi iletişim kurma deneylerinde, ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini ileri süren kimse
- "Öğleden sonra ünlü bir medyumun evine çaya davetliyim." (Nazlı Eray)
-
[isim]
Ruh ötesi iletişim kurma deneylerinde, ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini ileri süren kimse
- MEKTEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okul
- "Atatürk'ün hemen herkesin gördüğü, mektep kitaplarına kadar geçmiş bir fotoğrafı vardır." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
- "Güzel havada mektebi asamamış bir ilkokul öğrencisi somurtkanlığı ile kafileye katıldım." (Haldun Taner)
- "Türkiye'de bedbinler, her şeyi siyah ve mübalağalı surette berbat görenler, mektepten çıkan eşek Marsıvandan çıkmaz, derler." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Okul
- METFUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gömülmüş olan, gömülü
-
[sıfat]
Gömülmüş olan, gömülü
- MECLUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tutkun
-
[sıfat]
Tutkun