Sonunda man olan 6 harfli 34 kelime var. MAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde man olan kelimeler listesine ya da başında man olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AN, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SEKMAN
- ...
- ATAMAN
-
-
[isim]
Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan
-
[isim]
Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan
- SEGMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir motorun alt bölümü ile üst bölümü arasındaki gaz geçişini önlemek amacıyla kullanılan esnek metal parça
-
[isim]
Bir motorun alt bölümü ile üst bölümü arasındaki gaz geçişini önlemek amacıyla kullanılan esnek metal parça
- RULMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mekanik ve elektrikli sistemlerde kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesi sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile muylular arasına yerleştirilen parça
-
[isim]
Mekanik ve elektrikli sistemlerde kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesi sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile muylular arasına yerleştirilen parça
- HARMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
- "Akşam vakti ırgatlarla beraber harman savururum." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Harmanı kaldırmaktan başka bir şey düşünmüyordu." (Sevinç Çokum)
-
Bu işin yapıldığı yer veya mevsim
- "Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi
- "Çay harmanı. Tütün harmanı."
-
Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon
-
[isim]
Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
- DERMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Güç, takat, mecal
- "Çok uzak yerlerden geldim, ayaklarımın dermanı kesildi." (Aka Gündüz)
-
İlaç
-
Çıkar yol, çare
-
[isim]
Güç, takat, mecal
- FERMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Buyruk, emir
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk, yarlık
- "Bizde Tanzimat fermanı henüz okunmamıştır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Buyruk, emir
- PİŞMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
- "Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
- ASUMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gök, gökyüzü
-
[isim]
Gök, gökyüzü
- LAVMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Radyolojik araştırma için kalın bağırsağı anüs yoluyla özel ilaçlı su fışkırtarak boşaltma
-
Bu iş için kullanılan alet ve sıvı
-
[isim]
Radyolojik araştırma için kalın bağırsağı anüs yoluyla özel ilaçlı su fışkırtarak boşaltma
- ILIMAN
-
-
[sıfat]
Sıcaklığı çok yüksek veya çok düşük olmayan (yer, iklim), mutedil
- "Ilıman bölge."
-
[sıfat]
Sıcaklığı çok yüksek veya çok düşük olmayan (yer, iklim), mutedil
- ŞİŞMAN
-
-
Deri altında fazla yağ toplanması sebebiyle vücudun her yanı şişkin görünen (kimse), şişko, mülahham
- "Şişman odacı sahanlıkta bir daha gözüktü." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Deri altında fazla yağ toplanması sebebiyle vücudun her yanı şişkin görünen (kimse), şişko, mülahham
- PULMAN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Yatar koltuk
-
Trenin yatabilen koltukları olan vagonu
-
[isim]
Yatar koltuk
- RAHMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herkese, her canlıya merhamet eden (Tanrı)
-
[sıfat]
Herkese, her canlıya merhamet eden (Tanrı)
- DIZMAN
-
-
[sıfat]
İri yapılı, uzun boylu, şişman
- "Dızman bir adam."
-
[sıfat]
İri yapılı, uzun boylu, şişman
- DÜŞMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
- "Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Hele ihtiyarlıkta yatağa düşmek, düşman başına." (Atilla İlhan)
- "Şu dakika yalnız bu memleketin değil, bütün insanlığın düşmanı kesilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
- "Her sokak düşmanlarla doluyken o, sevinçli sevinçli şarkı söylüyor." (Aka Gündüz)
-
Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
- "Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim?" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.)
-
Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse
- "Ekmek düşmanı."
-
Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse
- "İçki düşmanı."
-
[isim]
Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
- SAYMAN
-
-
[isim]
Bir kurum, kuruluş vb.nin hesap işleriyle uğraşan kimse, muhasebeci, muhasip
-
[isim]
Bir kurum, kuruluş vb.nin hesap işleriyle uğraşan kimse, muhasebeci, muhasip
- FLAMAN
- ...
- YALMAN
-
-
[sıfat]
Eğik
-
Sarp, dik
-
[isim]
Kesici ve batıcı araçların kesen veya batan bölümü
- "İstanbul'dan çıkar padişahın fermanı / Gökte döner mızrağının yalmanı." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Eğik
- YAZMAN
-
-
[isim]
Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter
-
Özel veya kamu kuruluşlarında yazışmalardan sorumlu kimse, sekreter
-
[isim]
Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter