Sonunda man olan 6 harfli 34 kelime var. MAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde man olan kelimeler listesine ya da başında man olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

NAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AN, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PİŞMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
    • "Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu." (Necati Cumalı)

YALMAN

  1. [sıfat] Eğik
  2. Sarp, dik
  3. [isim] Kesici ve batıcı araçların kesen veya batan bölümü
    • "İstanbul'dan çıkar padişahın fermanı / Gökte döner mızrağının yalmanı." (Halk türküsü)

ILIMAN

  1. [sıfat] Sıcaklığı çok yüksek veya çok düşük olmayan (yer, iklim), mutedil
    • "Ilıman bölge."

MİHMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Konuk
    • "Bir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni." (Halk türküsü)
  2. [sıfat] Kalıcı
    • "Tren en aşağı yarın sabaha kadar burada mihmandır." (Reşat Nuri Güntekin)

ELEMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Öge
  2. Bir toplulukta çalışan insanların her biri
    • "İşimizde örnek ve kusursuz bir eleman olacağız." (Haldun Taner)
  3. Kümeye ait varlıklardan her biri

YAZMAN

  1. [isim] Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter
  2. Özel veya kamu kuruluşlarında yazışmalardan sorumlu kimse, sekreter

FLAMAN
...
RAHMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Herkese, her canlıya merhamet eden (Tanrı)

DIZMAN

  1. [sıfat] İri yapılı, uzun boylu, şişman
    • "Dızman bir adam."

DÜŞMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
    • "Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hele ihtiyarlıkta yatağa düşmek, düşman başına." (Atilla İlhan)
    • "Şu dakika yalnız bu memleketin değil, bütün insanlığın düşmanı kesilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
    • "Her sokak düşmanlarla doluyken o, sevinçli sevinçli şarkı söylüyor." (Aka Gündüz)
  3. Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
    • "Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim?" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  4. [sıfat] Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.)
  5. Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse
    • "Ekmek düşmanı."
  6. Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse
    • "İçki düşmanı."

LOJMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir kuruluş ve iş yerinde çalışanlara parasız veya az bir kira karşılığında verilen konut

SEKMAN
...
NARMAN
...
RULMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Mekanik ve elektrikli sistemlerde kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesi sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile muylular arasına yerleştirilen parça

SAYMAN

  1. [isim] Bir kurum, kuruluş vb.nin hesap işleriyle uğraşan kimse, muhasebeci, muhasip

ASUMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gök, gökyüzü

LAVMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Radyolojik araştırma için kalın bağırsağı anüs yoluyla özel ilaçlı su fışkırtarak boşaltma
  2. Bu iş için kullanılan alet ve sıvı

DERMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Güç, takat, mecal
    • "Çok uzak yerlerden geldim, ayaklarımın dermanı kesildi." (Aka Gündüz)
  2. İlaç
  3. Çıkar yol, çare

ATAMAN

  1. [isim] Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan

HARMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
    • "Akşam vakti ırgatlarla beraber harman savururum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Harmanı kaldırmaktan başka bir şey düşünmüyordu." (Sevinç Çokum)
  2. Bu işin yapıldığı yer veya mevsim
    • "Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi
    • "Çay harmanı. Tütün harmanı."
  4. Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü