Sonunda man olan 5 harfli 23 kelime var. MAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde man olan kelimeler listesine ya da başında man olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

NAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AN, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÜMAN
...
SEMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Diş köklerini kaplayan sert madde
  2. Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde

ŞAMAN
...
SAMAN

  1. [isim] Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan, hayvanlara yedirilen ufalanmış sapları
    • "Saman altından su yürüten, ürkek, kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var." (Yahya Kemal)
    • "Saman gibi bir yaşamdı günlük yaşamım ama her şey dışarıdan bakılınca hiç de kötü değildi." (Erhan Bener)

ROMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür
    • "Hikâyem tıpkı hayalî, hissî bir roman kadar gariptir diye başladı." (Ömer Seyfettin)
  2. Bu türde yazılmış eser

AMMAN
...
ALMAN
...
AZMAN

  1. [sıfat] Aşırı gelişmiş
    • "Adam azmanı."
  2. Azma
    • "Kurt azmanı bir köpek."
  3. [isim] Kerestelik tomruk

TUMAN

  1. [isim] Don, şalvar

YAMAN

  1. [sıfat] Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)
    • "Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız." (Aka Gündüz)
  2. Kötü, korkulan (kimse)
  3. Alışılmadık, olağanın dışında
    • "Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı." (Ercüment Ekrem Talu)

ZAMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
    • "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." (Ömer Seyfettin)
    • "Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
    • "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." (Atilla İlhan)
  3. Belirlenmiş olan an
  4. Çağ, mevsim
    • "Gül zamanı. Çocukluk zamanı."
  5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
  6. Dönem, devir
    • "Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi." (Haldun Taner)
  7. Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
    • "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
  8. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
  9. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
    • "Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."
  10. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri

AKMAN

  1. [sıfat] Bozulmamış, saf, temiz

ORMAN

  1. [isim] Ağaçlarla örtülü geniş alan
    • "Bitmez tükenmez bir orman, bir çalılık içinde gidiyorduk." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu ağaçların bütünü

KUMAN
...
CEMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Toplayarak, toplam olarak, hepsini içine alarak

UZMAN

  1. [sıfat] Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan (kimse), mütehassıs, kompetan
    • "Biz de işte para kazanmanın, iyi yaşamanın uzmanıyız dostum." (Haldun Taner)
  2. Belli bir bilim dalında lisansüstü öğrenim derecesine sahip kimse
  3. [isim] Bilirkişi

LİMAN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Gemilerin barınmalarına, yük alıp boşaltmalarına, yolcu indirip bindirmelerine yarayan doğal veya yapay sığınak
    • "On beş gün sonra, geldiği gibi büyük törenle limanımızdan ayrıldı." (Haldun Taner)

KEMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
    • "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Yay

KAMAN
...
İDMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vücudun gücünü artırmak için yapılan alıştırma
    • "Evinden yalnız idman yapmak için çıktığına eminim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir spor dalında yapılan alıştırma, hazırlık çalışması, alıştırma, çalışım, egzersiz, antrenman
  3. Herhangi bir duruma veya şeye alışkanlık kazanma
    • "İçkide Tosun Ağa kadar değilse de hemen ona yakın idmanı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü