Sonunda mak olan 9 harfli 655 kelime var. MAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mak olan kelimeler listesine ya da başında mak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALIKOYMAK
-
-
[-i]
Bir süre için bir yerde tutmak
- "Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu."
-
[-den]
Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak
- "Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit'ten bahsediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ayırıp saklamak
- "Bu kitabı sizin için alıkoydum."
-
[-den]
Yoksun bırakmak
- "İlk iki karım beni dalmış olduğum macera âleminden bir adım alıkoymamıştılar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Mâni olmak, engel olmak
- "İki güne yakın bir zaman yalnız su vererek oradan oraya koşturulmuş hayvanı, hangi kuvvet ağzına yanaşmış yiyeceği kapmaktan alıkoyar?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bir süre için bir yerde tutmak
- KOYDURMAK
-
-
[-i]
Birinin bir şeyi bir yere koymasını sağlamak
-
[-i]
Birinin bir şeyi bir yere koymasını sağlamak
- SAFLAŞMAK
-
-
Saf (II) duruma gelmek
-
Saf (II) duruma gelmek
- TUZLATMAK
- ...
- ÇABALAMAK
-
-
[nsz]
Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak
-
Bir işi başarmak için uğraşmak, gayret etmek
- "Çalış, didin, çabala; aklını, bilgini ve emeğini ortaya koy, bir şeyler elde et." (Tarık Buğra)
-
[nsz]
Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak
- ÇARPIŞMAK
-
-
Birbirine çarpmak, tokuşmak
- "Kompartımana girdi ve eşyalarını raflara koymaya çalışan Pervin'le çarpıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Vuruşmak, savaşmak
- "Karşımıza çıkacak olan kuvvet, kim ve ne olursa olsun, behemehâl çarpışırız ve muvaffak oluruz." (Atatürk)
-
[nsz]
Birbirine üstün gelmeye çalışmak
- "İki düşünce çarpışıyor."
-
Birbirine çarpmak, tokuşmak
- KARTALMAK
-
-
[nsz]
Yaşlanmak, kartlaşmak
-
[nsz]
Yaşlanmak, kartlaşmak
- ORANLAMAK
-
-
[-i]
Ölçmek, hesaplamak, hesap etmek
-
Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak hüküm vermek, tahmin etmek
-
Karşılaştırmak, kıyaslamak
-
[-i]
Eşit tutmak
-
[-i]
Ölçmek, hesaplamak, hesap etmek
- TUZLANMAK
-
-
[nsz]
Tuzlama işi yapılmak
-
[nsz]
Tuzlama işi yapılmak
- IŞILDAMAK
-
-
[nsz]
Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak
- "Kızın yolunu beklerken karardıklarını, gölgelendiklerini, sonra kız gelince sevinçle ışıldadıklarını görmüştü." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak
- MORLAŞMAK
-
-
[nsz]
Mor duruma gelmek
-
[nsz]
Mor duruma gelmek
- PARALAMAK
-
-
[-i]
Parçalamak
- "Aslan geyiği paraladı."
-
Yıpratıp eskitmek
- "Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı."
-
[-i]
Parçalamak
- YADSINMAK
-
-
[nsz]
Yadsıma işi yapılmak
-
[nsz]
Yadsıma işi yapılmak
- MORARTMAK
-
-
[-i]
Morarmasına sebep olmak, mor renk vermek
-
Herhangi bir söz ve davranışla karşısındakini bozmak
-
[-i]
Morarmasına sebep olmak, mor renk vermek
- TAPALAMAK
-
-
[-i]
Şişe vb.nin ağzına tapa koymak, tıpalamak
- "Şişeyi tapaladı."
-
[-i]
Şişe vb.nin ağzına tapa koymak, tıpalamak
- ALAZLAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin yüzünü alevden geçirmek, aleve tutmak
-
Sızlatmak, yakmak, acı vermek
- "İspirto tatlı bir hararetle midesini alazladı." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Bir şeyin yüzünü alevden geçirmek, aleve tutmak
- DARILTMAK
-
-
[-i]
Darılmasına sebep olmak
-
[-i]
Darılmasına sebep olmak
- SIZLATMAK
-
-
[-i]
Sızlamasına sebep olmak
- "Nerime'yi hatırlamak içimi derin derin sızlattı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Sızlamasına sebep olmak
- KIYILAMAK
-
-
[nsz]
Kıyı boyunca gitmek
-
[nsz]
Kıyı boyunca gitmek
- SOMURTMAK
-
-
[nsz]
Küskünlüğünü, bir şeye sıkıldığını, keyifsizliğini anlatacak biçimde yüzünü buruşturmak, surat asmak
- "Rıza ona dik dik bakarak somurttu, cevap dahi vermedi." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Küskünlüğünü, bir şeye sıkıldığını, keyifsizliğini anlatacak biçimde yüzünü buruşturmak, surat asmak