Başında mak olan 6 harfli 15 kelime var. Mak ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mak olan kelimeler listesine ya da sonu mak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında mak bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAKBUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alındı
-
[isim]
Alındı
- MAKBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mezar, kabir, metfen
- "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın / Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Mezar, kabir, metfen
- MAKBUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kabul edilen
- "Neden kemanın çok çalınmışı makbul oluyor?" (Haldun Taner)
- "O vakit o kış kıyamette / Ne kadar makbule geçer tatlı." (Behçet Necatigil)
-
Beğenilen, hoş karşılanan
- "Kahvenin dibekte dövüleni her zaman daha makbul ve içimi şöhretliydi." (Samiha Ayverdi)
-
Geçer, geçerli
-
[sıfat]
Kabul edilen
- MAKTEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinayet işlenen yer
-
[isim]
Cinayet işlenen yer
- MAKULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Takım, çeşit
-
Ulam
-
[isim]
Takım, çeşit
- MAKSUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İstenen, niyet edilen, güdülen, amaçlanan
-
[sıfat]
İstenen, niyet edilen, güdülen, amaçlanan
- MAKTUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Öldürülmüş, öldürülen
- "Tarlasında, maktul bulunmuş bir çiftçiyi muayene etmiş, rapor vermiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Öldürülmüş, öldürülen
- MAKİNE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
- "Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu." (Necati Cumalı)
-
Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması
- "Saatin makinesi. Gramofonun makinesi."
-
Araba, otomobil
-
[isim]
Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
- MAKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- "Dersin ciddiliğine bakmadan koyuverdik makaraları." (Atilla İlhan)
- "Yukarı katta ihtiyar imamla yatalak hasta karısının aşağıdan tamamıyla işitilen kavgalarına dair hikâyelerinin makarasını çözerdi." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti
-
Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç
-
Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet
-
[isim]
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- MAKYAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı
-
İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında yapılan boyama ve değişmeler
-
[isim]
Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı
- MAKİNA
-
-
[isim]
Bakınız makine
-
[isim]
Bakınız makine
- MAKYÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında boyama ve değişim yapan erkek
-
[isim]
İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında boyama ve değişim yapan erkek
- MAKSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstenilen şey, amaç, gaye, erek
- "Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hiçbir maksat gütmeyerek yaptığım bu ufak tefek hizmetler boşa gitti." (Reşat Nuri Güntekin)
- "İmzanın arkasına saklanan adam dost, düşman her kim olursa olsun maksat hasıl olmuştu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
İstenilen şey, amaç, gaye, erek
- MAKALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
-
[isim]
Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
- MAKYÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında boyama ve değişim yapan kadın
-
[isim]
İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında boyama ve değişim yapan kadın