Başında mah olan 6 harfli 36 kelime var. Mah ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mah olan kelimeler listesine ya da sonu mah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında mah bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAM, MAH
2 Harfli Kelimeler
AH, AM, HA, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAHPUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kapatılmış, hapsedilmiş (kimse)
-
[isim]
Bir çeşit tavla oyunu
-
[isim]
Hapishane
- "At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin / Drama mahpusunda, aman dostlar dinlesin." (H. Türküsü)
-
[sıfat]
Kapatılmış, hapsedilmiş (kimse)
- MAHİYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aylık
-
[zarf]
Aylık olarak
-
[isim]
Aylık
- MAHLUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış
-
Mirasçısı olmayan bir kimseden hükûmete kalan (mülk)
-
[isim]
Eriyik
-
[sıfat]
Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış
- MAHRUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yoksun
- "Esef olunur ki memleket, ilmî ehliyeti haiz, üstün insanlardan mahrumdu." (Samiha Ayverdi)
- "Servet, ondan mahrum olanların ahlaklarını bozmakta büyük bir amil değil midir?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Yoksun
- MAHBES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cezaevi
-
[isim]
Cezaevi
- MAHKUK
- ...
- MAHSUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ürün
-
Verim
-
Ortaya çıkan, elde edilen şey
- "Her yeni âlem bir eski kıyametin mahsulü değil midir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Ürün
- MAHSUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hesap edilmiş, hesaba geçirilmiş
-
[sıfat]
Hesap edilmiş, hesaba geçirilmiş
- MAHFİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplantı yeri
-
Toplanmış kimseler
-
Camilerde parmaklıkla ayrılmış yüksek yer
-
[isim]
Toplantı yeri
- MAHSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
- MAHMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- "Konağın içinde kılıç ve mahmuz şakırtıları duyuldu." (Aka Gündüz)
-
Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı
-
Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı
-
Eski tür savaş gemilerinde su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- MAHZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüksek makamlı bir kimsenin yanı, huzuru
-
Yüksek bir makama sunulmak için yazılan çok imzalı dilekçe
-
Mahkeme sicil defteri
-
[isim]
Yüksek makamlı bir kimsenin yanı, huzuru
- MAHLUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Katışık
-
[isim]
Karışım
-
[sıfat]
Katışık
- MAHLAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Takma ad
-
[isim]
Takma ad
- MAHLUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaratık
- "Bütün arzum, bu kinsiz, gurursuz, sade ve sakin mahlukların içinde yaşamaktan ibaretti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yaratık
- MAHSUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Özgü
- "Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
- "Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz." (Namık Kemal)
-
Özel
- "Kayseri'nin sayın valisine mahsus selam ederim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[zarf]
Özellikle
- "Buraya, mahsus bunun için geldim."
-
[zarf]
Bilerek, isteyerek, kasten
- "... kapıyı mahsus açık bırakmıştı." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Şaka olarak, şakadan
- "Mahsus söylüyor, inanmayın."
-
[sıfat]
Özgü
- MAHREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yakın akrabadan olduğu için nikâh düşmeyen (kimse)
-
Başkalarına söylenmeyen, gizli
- "Müdür, dosyadan başka bir rapor çıkardı. Kenarında kırmızı bir damga: Mahrem." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Sırdaş
- "Az vakitte mahremlerimden biri oldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Yakın akrabadan olduğu için nikâh düşmeyen (kimse)
- MAHFUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Saklanmış, korunmuş, korunan, saklı
-
[sıfat]
Saklanmış, korunmuş, korunan, saklı
- MAHCUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Utangaç, sıkılgan
- "Kenara mahcup bir çocuk gibi büzüldü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Her yazdığımı tutan hocayı mahcup çıkarmamak için yazdıklarımı daha ciddi bir öz eleştiri eleğinden geçirir olmuştum." (Haldun Taner)
- "Bu tekdir karşısında mahcup kalmak şöyle dursun, geniş geniş güldü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Utangaç, sıkılgan
- MAHMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
-
Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan
-
Süzgün, dalgın bakışlı (göz)
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan