Başında mah olan 6 harfli 36 kelime var. Mah ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mah olan kelimeler listesine ya da sonu mah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında mah bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAM, MAH
2 Harfli Kelimeler
AH, AM, HA, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAHZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüksek makamlı bir kimsenin yanı, huzuru
-
Yüksek bir makama sunulmak için yazılan çok imzalı dilekçe
-
Mahkeme sicil defteri
-
[isim]
Yüksek makamlı bir kimsenin yanı, huzuru
- MAHLUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaratık
- "Bütün arzum, bu kinsiz, gurursuz, sade ve sakin mahlukların içinde yaşamaktan ibaretti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yaratık
- MAHMUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- "Telgraf hatları ziyadesiyle mahmul, çektikleri telgrafı babasıyla annesi bakalım alabilecekler mi?" (Atilla İlhan)
- "Asıl şair, dilinin bütün imkânlarını, zenginliklerini bilen, hudutsuz bir sevgi, sonsuz bir hırs ve şehvetle mahmul olan kimsedir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Yükletilmiş
-
[isim]
Yüklem
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- MAHDUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erkek evlat, oğul
- "Fakat ne olmuşsa olmuş, geçen gün bizim mahdum top oynarken koca alameti devirmiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Erkek evlat, oğul
- MAHSUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Özgü
- "Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
- "Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz." (Namık Kemal)
-
Özel
- "Kayseri'nin sayın valisine mahsus selam ederim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[zarf]
Özellikle
- "Buraya, mahsus bunun için geldim."
-
[zarf]
Bilerek, isteyerek, kasten
- "... kapıyı mahsus açık bırakmıştı." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Şaka olarak, şakadan
- "Mahsus söylüyor, inanmayın."
-
[sıfat]
Özgü
- MAHKUM
- ...
- MAHMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- "Konağın içinde kılıç ve mahmuz şakırtıları duyuldu." (Aka Gündüz)
-
Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı
-
Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı
-
Eski tür savaş gemilerinde su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- MAHŞER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıyamet günü dirilenlerin toplanacaklarına inanılan yer
-
Büyük kalabalık
- "Yangın yeri bir mahşer." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kıyamet günü dirilenlerin toplanacaklarına inanılan yer
- MAHBES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cezaevi
-
[isim]
Cezaevi
- MAHZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sakınca
- "Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Engel
-
[isim]
Sakınca
- MAHLAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Takma ad
-
[isim]
Takma ad
- MAHZUZ
- ...
- MAHREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yakın akrabadan olduğu için nikâh düşmeyen (kimse)
-
Başkalarına söylenmeyen, gizli
- "Müdür, dosyadan başka bir rapor çıkardı. Kenarında kırmızı bir damga: Mahrem." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Sırdaş
- "Az vakitte mahremlerimden biri oldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Yakın akrabadan olduğu için nikâh düşmeyen (kimse)
- MAHFİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplantı yeri
-
Toplanmış kimseler
-
Camilerde parmaklıkla ayrılmış yüksek yer
-
[isim]
Toplantı yeri
- MAHPUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kapatılmış, hapsedilmiş (kimse)
-
[isim]
Bir çeşit tavla oyunu
-
[isim]
Hapishane
- "At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin / Drama mahpusunda, aman dostlar dinlesin." (H. Türküsü)
-
[sıfat]
Kapatılmış, hapsedilmiş (kimse)
- MAHREK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yörünge
-
[isim]
Yörünge
- MAHMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
-
Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan
-
Süzgün, dalgın bakışlı (göz)
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
- MAHZEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılarda yer altı deposu
- "Bakanlığın bu değerli birikimini tozlu mahzenlerden çıkarıp hiç değilse bir defa okumasını rica ederim." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yapılarda yer altı deposu
- MAHLUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Katışık
-
[isim]
Karışım
-
[sıfat]
Katışık
- MAHCUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hacizli
-
[sıfat]
Hacizli