Başında ma olan 6 harfli 188 kelime var. Ma ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ma olan kelimeler listesine ya da sonu ma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ma bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MADRİD
- ...
- MAHDUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erkek evlat, oğul
- "Fakat ne olmuşsa olmuş, geçen gün bizim mahdum top oynarken koca alameti devirmiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Erkek evlat, oğul
- MATBAA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Basımevi
-
[isim]
Basımevi
- MATRİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hesap ve kumanda işlerini gerçekleştirmeye yarayan elektronik devre
-
İstatistikte, bir elemanlar topluluğunun düzenlenmiş biçimi
-
Gerçek ve karmaşık sayıların dikdörtgen biçiminde tablosu
-
Baskı yoluyla teksir için kullanılan, girintili çıkıntılı metal veya mukavva kalıp, baskı kalıbı
-
[isim]
Hesap ve kumanda işlerini gerçekleştirmeye yarayan elektronik devre
- MACERA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür
- "Türk şiirinin ve Türk musikisinin bir gurbet macerası olduğunu bilirdim." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Olmayacakmış gibi görünen iş
-
[isim]
Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür
- MANALI
-
-
[sıfat]
Anlamlı
-
[sıfat]
Anlamlı
- MAYMUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dört ayaklı, iki ayağı üzerinde de yürüyebilen, ormanda toplu olarak yaşayan, kuyruklu hayvan
-
Taklitçi
-
[sıfat]
Çirkin ve gülünç
- "Maymun herif."
-
[isim]
Dört ayaklı, iki ayağı üzerinde de yürüyebilen, ormanda toplu olarak yaşayan, kuyruklu hayvan
- MANGİZ
-
-
[isim]
Para
-
[isim]
Para
- MAĞARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yamaca veya kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu, in
- "Şu karşıki dağda derin bir mağara vardır." (Aka Gündüz)
-
Karst bölgelerinde kireç taşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlı yer altı kovukları
-
[isim]
Bir yamaca veya kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu, in
- MAHSUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Özgü
- "Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
- "Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz." (Namık Kemal)
-
Özel
- "Kayseri'nin sayın valisine mahsus selam ederim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[zarf]
Özellikle
- "Buraya, mahsus bunun için geldim."
-
[zarf]
Bilerek, isteyerek, kasten
- "... kapıyı mahsus açık bırakmıştı." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Şaka olarak, şakadan
- "Mahsus söylüyor, inanmayın."
-
[sıfat]
Özgü
- MATARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yolculukta ve askerlikte kullanılan, boyna veya bele asılı olarak taşınan, genellikle aba veya deriden yapılmış, metal su kabı
- "Çatlağın ilerisindeki kaynaktan da mataralara su doldurulmuş." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Yolculukta ve askerlikte kullanılan, boyna veya bele asılı olarak taşınan, genellikle aba veya deriden yapılmış, metal su kabı
- MAŞACI
-
-
[isim]
Maşa yapan veya satan kimse
-
[isim]
Maşa yapan veya satan kimse
- MAAŞLI
-
-
[sıfat]
Aylıklı
- "Biri bir koca görür rüyasında / Yüz lira maaşlı kibar bir adam." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Aylıklı
- MALAFA
-
-
[isim]
Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aleti
-
[isim]
Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aleti
- MASRUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sarf edilmiş, harcanmış
-
[sıfat]
Sarf edilmiş, harcanmış
- MAHZUZ
- ...
- MALTIZ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çoğunlukla yemek pişirmekte kullanılan, içinde ızgarası bulunan, ayaklı ve taşınır ocak
- "Bahçenin bir köşesinde akşam için maltıza kömür yerleştiren aşçı, ellerini önündeki önlüğe silerek kapıda göründü." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Çoğunlukla yemek pişirmekte kullanılan, içinde ızgarası bulunan, ayaklı ve taşınır ocak
- MASARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük, dar yer veya hücre
- "Adına masara denen ayakyolu gibi taş bir hücreye yatırmışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Küçük, dar yer veya hücre
- MAHMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- "Konağın içinde kılıç ve mahmuz şakırtıları duyuldu." (Aka Gündüz)
-
Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı
-
Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı
-
Eski tür savaş gemilerinde su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- MAFEVK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üst
-
Yukarı
-
[isim]
Üst