Başında ma olan 5 harfli 119 kelime var. Ma ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ma olan kelimeler listesine ya da sonu ma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ma bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MARAŞ
- ...
- MASAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bıçak bilemeye yarayan çelikten, çubuk biçiminde araç
- "Kasap masadı. Aşçı masadı."
-
[isim]
Bıçak bilemeye yarayan çelikten, çubuk biçiminde araç
- MAYIN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Toprak altına, üstüne veya suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya, çarpma veya basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde
- "Akustik mayın. Mıknatıslı mayın."
-
[isim]
Toprak altına, üstüne veya suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya, çarpma veya basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde
- MABAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bitmemiş yazı, roman vb.nde arka, devam
-
Kıç
-
[isim]
Bitmemiş yazı, roman vb.nde arka, devam
- MANİA
- ...
- MARİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hastalıklı, hasta olan
-
[sıfat]
Hastalıklı, hasta olan
- MARDA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Iskarta mal
-
[isim]
Iskarta mal
- MABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tapınak
- "Bütün mabetler içinde güneşten ilk ışık alan camidir." (Ahmet Haşim)
-
Özel bir konuda, sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer
- "Burası jüri heyetinin toplanacağı mukaddes sanat mabedidir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Tapınak
- MASİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
- MATBU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Basılı, basılmış (kâğıt, kitap vb.)
-
[sıfat]
Basılı, basılmış (kâğıt, kitap vb.)
- MALUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sakat (kimse)
- "Devlet ... malul ve gazileri korur." (Anayasa)
-
Hasta (kimse)
-
[sıfat]
Sakat (kimse)
- MARYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun
-
Dişi hayvan
-
Bir tür küçük balık
-
[isim]
Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun
- MANTI
-
-
[isim]
İçine kıyma konularak küçük bohçalar biçiminde dürülen hamur parçaları
-
Bu hamur parçalarıyla hazırlanan yemek
-
[isim]
İçine kıyma konularak küçük bohçalar biçiminde dürülen hamur parçaları
- MARKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Resim veya harfle yapılan işaret
-
Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça
-
Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret
-
Tanınmış ürün, saygın kişi vb
-
[isim]
Resim veya harfle yapılan işaret
- MATLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök cisimlerinin doğması
-
Gök cisimlerinin doğduğu yer
-
Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti
-
[isim]
Gök cisimlerinin doğması
- MANAS
-
-
[isim]
Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)
-
[isim]
Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)
- MADEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral
-
[sıfat]
Bu mineralden yapılmış
- "Maden kap."
-
Maden ocağı veya maden işletmesi
-
Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak
- "Bu kütüphane bir madendir, değerini bilin."
-
Uyuşturucu, esrar, eroin
- "İstersen sana biraz maden vereyim de çek!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Kolay ve iyi kazanç sağlayan iş veya parası elinden kolaylıkla alınan kimse
-
Metal
-
[isim]
Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral
- MARUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
- "Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur." (Peyami Safa)
- "Türk Cumhuriyeti varlığını, istikbalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Taraf taraf işgallere, istilalara maruz kaldık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Arz edilen, sunulan, verilen
-
[sıfat]
Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
- MAŞUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sevilen, âşık olunan (erkek)
- "Biz sevdik, âşık olduk, sevildik, maşuk olduk." (Yunus Emre)
-
[sıfat]
Sevilen, âşık olunan (erkek)
- MADDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duyularla algılanabilen nesne
-
Bir cismi oluşturan öge, öz
- "Cam yapmak için silisli maddeler kullanılır."
-
Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm
- "Kanun tatbikatında merhamet bilmez. Suçları maddeleriyle ölçer. Hükmünü verir, çarpar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri
- "Bir uzmanla buluşacağı zaman ansiklopediyi açar, o konuyla ilgili maddeyi okur." (Salâh Birsel)
-
Para, mal vb. ile ilgili şey
- "Maddeye önem vermek."
-
Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım
-
Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek
-
Molekül
-
[isim]
Duyularla algılanabilen nesne