Sonunda m olan 5 harfli 324 kelime var. M harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde m harfi olan kelimeler listesine ya da başında m harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilge
-
Her şeyi bilen (Tanrı)
-
[sıfat]
Bilge
- ALLEM
-
-
[isim]
"Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak" anlamıyla allem etmek kallem etmek deyiminde geçen bir söz
- "İhtiyarın üç aylıkları aldığı günler çıkagelir, allem edip kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar." (Haldun Taner)
-
[isim]
"Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak" anlamıyla allem etmek kallem etmek deyiminde geçen bir söz
- HACİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, oylum, cirim, sıygı
-
[isim]
Bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, oylum, cirim, sıygı
- DURUM
-
-
[isim]
Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
- "Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Duruş biçimi, konum
-
Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri
-
Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl
- "Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu."
-
[isim]
Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
- SPAZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özellikle kalp ve diz kaslarının elde olmadan kasılması
-
[isim]
Özellikle kalp ve diz kaslarının elde olmadan kasılması
- TAKIM
-
-
[isim]
Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman
-
Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk
- "Memur takımından olduğumuzdan böyle evlerde oturamazdık, daha doğrusu alışkın değildik." (Muammer İzgü)
-
Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup
- "Orta oyunu takımı."
-
Birbirini tamamlayan şeylerin tümü
- "Kadın kahve takımlarını alıp çıktı." (Necati Cumalı)
-
Sigara ağızlığı
-
Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk
- "Anlaşıldı, Sabit Bey ağabey takımı, Sinekli Bakkal Sokağı'ndan geçerken artık sağa sola bakmaz, kimseye omuz vurmaz oldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Benzer, gibi
- "... bu takım düşünceler arasında, dün sütçüye verilen paranın üstünün eksik geldiğini de hatırlıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bölüğü oluşturan birliklerden her biri
- "Bu binayı merkez taburundan bir takım bekleyecek." (Ömer Seyfettin)
-
Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik
-
Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu
-
Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri
-
Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu
-
[isim]
Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman
- TOHUM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bitkilerde döllenme sonunda yumurtacıktan oluşan ve yeni bir bitki oluşmasını sağlayan tane
-
Soy sop, döl, nesil, sülale
- "Tohumu kurudu."
- "Şimdi saçlarının tepeden döküldüğüne bakarak üzülüyor, arada bir, tohuma kaçıyoruz artık diye hayıflandığı da oluyordu." (Haldun Taner)
-
Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şey
- "Ruhuna ve hafızasına serpilen bu tohumlar onda zamanla çiçeklerini açar ve meyvelerini verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Spermatozoit
-
[isim]
Bitkilerde döllenme sonunda yumurtacıktan oluşan ve yeni bir bitki oluşmasını sağlayan tane
- KESİM
-
-
[isim]
Kesme işi
-
Bölüm, parça, kısım, sektör
- "Vatan hizmeti her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği ... kanunla düzenlenir." (Anayasa)
-
Bölge
-
Kesme zamanı
- "Ders kesimi."
-
İşaretlenmiş belli yer
- "Gemi, su kesiminin üstünden yaralandı."
-
Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason
-
Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa
-
Boy bos, endam
-
Pazarlık, anlaşma
-
[isim]
Kesme işi
- SAĞIM
-
-
[isim]
Sağma işi
-
Süt veren hayvan
- "Onun epey sağımı var."
-
[isim]
Sağma işi
- ÜĞRÜM
-
-
[isim]
Çoğunlukla ayın neden olduğu, yerin dönme ekseninin yaptığı koni hareketindeki dönemsel salınım, nütasyon
-
[isim]
Çoğunlukla ayın neden olduğu, yerin dönme ekseninin yaptığı koni hareketindeki dönemsel salınım, nütasyon
- SANEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Put
-
Çok güzel kadın
-
[isim]
Put
- DONAM
-
-
[isim]
Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri
-
Gemi ve sandalların donanımları
- "Ayşe'yse köyün önünden geçen kayıkların teknelerini, yelkenlerini, donamlarını hep ezbere bilirdi." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri
- DÖNÜM
-
-
[isim]
Dönme işi
- "Ne güzel bir fikir dönümünü işaret eden bir heves!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
1000 m² 'lik bir alan ölçüsü
- "Demek dişini sıkarsa on sene sonra on beş dönüm tarlası, dört ceviz ağacı olacaktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Tekrarlanan belli bir olayın tamamlanması ve yenisinin başlaması
- "Yıl dönümü. Gün dönümü."
-
Gidip gelme ile yapılan bir işin her seferi
-
Eni boyu kırkar mimar arşını olan alan ölçüsü
-
[isim]
Dönme işi
- KÖSEM
-
-
[isim]
Kösemen
- "Kösem koyun."
-
[isim]
Kösemen
- HİKEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hikmetler
-
[isim]
Hikmetler
- ILGIM
-
-
[isim]
Serap
-
[isim]
Serap
- SUSAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Susamgillerden, sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki (Sesamum indicum)
-
Bu bitkinin yağ çıkarılan, öğütülerek tahin elde edilen ve simit vb.nin üzerine serpilen küçük sarımtırak tohumu
-
Süsen
-
[isim]
Susamgillerden, sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki (Sesamum indicum)
- ÇİZİM
-
-
[isim]
Çizme işi
-
Çizilerek oluşturulmuş biçim
-
Bir şeklin belli bir kurala göre cetvel ve pergel yardımıyla çizilmesi işi
-
[isim]
Çizme işi
- KATIM
-
-
[isim]
Katma işi
- "Koç katımı."
-
[isim]
Katma işi
- LOKUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum
- "Üsküdar'a gider iken bir mendil buldum / Mendilimin içine lokum doldurdum." (Halk türküsü)
-
Dinamit lokumu
-
[isim]
Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum