Sonunda m olan 5 harfli 324 kelime var. M harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde m harfi olan kelimeler listesine ya da başında m harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DİDİM
...
İPHAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belirsizlik, kapalılık
  2. Kapalılık

GÖVEM

  1. [isim] Sığırlara dadanan zar kanatlı bir tür sinek

İŞLEM

  1. [isim] Bir işi sonuçlandırmak için yapılan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat
  2. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi
  3. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele
  4. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele
  5. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi
    • "Her işlem yeni bir sayı bulmaya varır."

TANIM

  1. [isim] Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtme veya açıklama, tarif

ENCAM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Son, işin sonu
    • "Nereye varır bu işin encamı?" (Atilla İlhan)
  2. Gelecek
    • "Encamımız hayrolsun demekten başka elden ne gelir?" (Aka Gündüz)

GELİM
...
HARİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Girilmesi yabancıya yasak olan, kutsal tutulan, korunulan yer

SERİM

  1. [isim] Serme işi
  2. Oyun, roman, hikâye, masal vb. anlatı türlerinde kişilerin ve çevrenin tanıtıldığı, konunun, olayın anlatılmaya başlandığı bölüm

TUTUM

  1. [isim] Tutulan yol, davranış
    • "Anlayışsızlıklarınız ve yanlış tutumlarınız yüzünden beni inatçı sanıyorsunuz." (Tarık Buğra)
  2. Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, idare, idareli tüketme, iktisat, tasarruf, ekonomi

AYRIM

  1. [isim] Ayırma işi, tefrik
    • "Kuvvetler ayrımı."
  2. Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark
  3. Alt bölüm
  4. Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
  5. Ayrılma noktası
    • "Yol ayrımı."
  6. Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü

DENİM

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Kot vb. yapımında kullanılan bir tür pamuklu kumaş

DUYUM

  1. [isim] Duyu
  2. Doğruluğu kesin olarak bilinmeyen haber, istihbarat
    • "Bu haberi duyumlarınıza dayanarak mı söylüyorsunuz?"
  3. Kişinin duyular yoluyla elde ettiği izlenim, ihsas

İKRAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konuğu ağırlama
    • "Köylerinde bize her zaman portakalların en olmuşunu, şarapların en eskisini ikram ettiler." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Mal müdürü, vergi kâtibi, evkaf memuru gibi her zaman işinin düşeceği nüfuzlu adamlarla senli benli konuşur, odalarına uğradıkça başköşede ikram görürdü." (Refik Halit Karay)
  2. Bir şeyi armağan olarak verme, sunma
    • "Üstat, bunların ikram olduğunun farkında değildi." (Çetin Altan)
  3. Alışverişte satıcının alıcıya yaptığı indirim
  4. Sunulan şey
    • "Konuklarına ikramları çoktu."

KADEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayak, adım
  2. Fut
    • "On kadem uzunluğunda."
  3. Uğur

DÖKÜM

  1. [isim] Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
    • "Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim." (Nazlı Eray)
  2. Kumaşın dökümlü olma niteliği
  3. Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma
    • "Hesabın dökümü."
  4. Dökülme zamanı
    • "Yaprak dökümü."
  5. [sıfat] Kalıba dökülerek yapılan

DURUM

  1. [isim] Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
    • "Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Duruş biçimi, konum
  3. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri
  4. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl
    • "Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu."

CANIM

  1. sevgi bildiren bir seslenme sözü
    • "Susunuz, dedi, beyhude, ... yoruluyorsunuz can alacak noktayı unutuyoruz." (Mahmut Yesari)
    • "Gözüne kestirdiği, daha doğrusu, suçlamak için can attığı birisi var." (Tarık Buğra)
    • "Sırası gelince kendi paylarına düşen can borcunu da ödediler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Eylül sonunda ruhunu teslim eden heves / Can bulmak üzredir yeni baştan bahar ile" (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  2. hoşnutsuzluk anlatan bir seslenme sözü
    • "Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Yazdığım satırlara bakarsanız manevi varlığımın can çekiştiğini görürsünüz." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu sözleriniz bana can verdi."
    • "Bitip tükenmek bilmeyen bir tablo gibi serilip giden lale tarlası renkten renge geçtikçe herkesin canı ağzına geliyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. (ca:nım) çok güzel, çok değer verilen
    • "Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bahar toprağa gene can verdi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Ayrılık! Her vakit can yakar, ağlatır." (Ahmet Rasim)
    • "Her gün giyilmekten elbisenin canı çıktı."

KASIM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yılın otuz gün süren, on birinci ayı, son teşrin, teşrinisani
  2. Kışın başlangıcı sayılan 8 Kasım günü başlayıp hıdırellezin ilk günü olan 6 Mayısa kadar altı ay süren dönem

KETUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ağzı sıkı
    • "Ne kadar da ketumdur, katlandığı acıları sergilemeyi hiç sevmez." (Atilla İlhan)
    • "Sefirlerin az konuşması, ketum olması şarttır derler ya, laf!" (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü