Sonunda m olan 3 harfli 49 kelime var. M harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde m harfi olan kelimeler listesine ya da başında m harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CİM
-
-
[isim]
Arap alfabesinin beşinci harfinin adı
-
[isim]
Arap alfabesinin beşinci harfinin adı
- TAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eksiksiz, kesintisiz
- "Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım." (Aka Gündüz)
-
Bütün, tüm
-
[zarf]
Uygun olarak, tıpkı, aynı
- "Tam istediğim gibi davrandın."
-
[zarf]
Sırasında, anında
- "Tam mağazaya gireceğim zaman arkamdan bir ses geldi." (Ömer Seyfettin)
-
Gerçek, ehliyetli, yetkin, kusursuz
- "Reşit Galip tam bir idealist gibi öldü." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Amerikan doları
-
[sıfat]
Eksiksiz, kesintisiz
- GAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tasa, kaygı, üzüntü
- "Bana derler gam yükünü sen götür / Benim yük götürür dermanım mı var?" (Karacaoğlan)
- "Gam çekme güzel, nasılsa baharın sonu yazdır." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
- "Şu anda bile ölsem gam yemem." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tasa, kaygı, üzüntü
- ROM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Şeker kamışından şeker yapılırken elde edilen öz suyun, melasla mayalandırılarak kurutulmasıyla elde edilen alkollü sert içki
-
[isim]
Şeker kamışından şeker yapılırken elde edilen öz suyun, melasla mayalandırılarak kurutulmasıyla elde edilen alkollü sert içki
- NİM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yarı
- "Nim resmî."
-
[sıfat]
Yarı
- ZUM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Optik kaydırma
-
[isim]
Optik kaydırma
- NAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ad
- "Çemberlitaş'ta bir kahvede sizin namınıza bir mektup varmış." (Peyami Safa)
- "Karaman alayı, bizim harp tarihimizde büyük nam kazanmış bir alaydır." (Aka Gündüz)
-
Ün
-
[isim]
Ad
- ZEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseyi kötüleme, yerme, yergi
-
[isim]
Bir kimseyi kötüleme, yerme, yergi
- BOM
-
-
[isim]
Bir çeşit kumar
- "Akşamları Atpazarı'na bakan Altındiş'in kahvesinde bom oynarken gelir, omuz başımda durur, beni seyrederdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir çeşit kumar
- NEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Havada bulunan su buharı
-
Hafif ıslaklık, rutubet
-
[isim]
Havada bulunan su buharı
- LİM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Küçük limon
-
[isim]
Küçük limon
- BAM
- ...
- KİM
-
-
[zamir]
"Hangi kişi?" anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir soru sözü
- "Bunu kim söyledi?"
- "Kim sesini çıkarırsa karşısında beni bulur." (Halit Ziya Uşaklıgil)
- "Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında / Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Bambu ağacından takım kim, ben kim?" (Haldun Taner)
-
[zamir]
"Hangi kişi?" anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir soru sözü
- SİM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gümüş
-
Genellikle işlemelerde kullanılan, gümüş görünüşünde ve parlaklığında olan iplik vb
-
[sıfat]
Gümüş gibi parlayan
-
[isim]
Gümüş
- RAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan
- "İlk defa huzuruna çıkan herhangi bir kadını derhâl sersemletiyor, iradesini elinden alıp kendine ram ediveriyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Onun şekillerine ve anatomisine ram olmayı kendime bir zillet addederim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan
- ŞOM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uğursuz
-
[sıfat]
Uğursuz
- CAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim
- "Neden soğuk değil bu su, diye hır çıkarıp camı çerçeveyi indiriyor." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça
- "Tıraşa başlarken biri büyük, biri küçük iki örtü alırdı, cam dolabından." (Necati Cumalı)
-
Pencere
- "Camın önündeki masaların hemen arkasındaki yere oturup kalıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kadeh, içki
-
[isim]
Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim
- MİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı
-
Biten bir yazının altına konulan işaret
- "Bu lafıma mim koy dedi Sabri Bey." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Arap alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı
- PİM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İç içe geçen veya birbiri üzerine gelen parçaları tutturmaya yarayan bir tür tahta veya metal çivi
-
Mobilyalardaki cam rafları taşımak için yan tablalara yerleştirilen kapsüllerin içine takılan silindirik, yassı ve L biçimli raf taşıma aleti
-
[isim]
İç içe geçen veya birbiri üzerine gelen parçaları tutturmaya yarayan bir tür tahta veya metal çivi
- GEM
-
-
[isim]
Atı yönlendirmek için ağzına takılan demir araç
- "Kadın dizginleri çekmek istedi fakat hırçın hayvan sert bir boyun hareketi ile gemini kurtardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Atı yönlendirmek için ağzına takılan demir araç