Başında m olan 6 harfli 529 kelime var. M harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde m harfi olan kelimeler listesine ya da sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında m bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAĞAZA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyük dükkân
- "Mahmutpaşa'da bir manifatura mağazası işletiyor ve ayrıca iyi iş yapan bir düğme fabrikasının da yarı yarıya sahibi bulunuyordu." (Haldun Taner)
-
Eşya ve azık deposu
-
[isim]
Büyük dükkân
- MALAMA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Samanla karışık tahıl
-
[isim]
Samanla karışık tahıl
- MEVLUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevlit
-
Yeni doğmuş çocuk
-
[isim]
Mevlit
- MONİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tekçi
-
[sıfat]
Tekçi
- MÜBREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok gerekli olan, kaçınılmaz, vazgeçilmez
-
[sıfat]
Çok gerekli olan, kaçınılmaz, vazgeçilmez
- MATİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gündüz gösterimi
- "Hani yani isteyen arasın bulsun beni / Yedi matinesindeyim." (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Gündüz gösterimi
- MESANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İdrar torbası
-
[isim]
İdrar torbası
- MEVSUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Belgeye dayanan, doğru, doğruluğuna güvenilen, sağlam
-
[sıfat]
Belgeye dayanan, doğru, doğruluğuna güvenilen, sağlam
- MEYDAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alan, saha
- "Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır?" (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ona ağız açmaya meydan bırakmadım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bu beladan kurtulabilmek için bir çare düşünmeye meydan kalmadan Ali, bir gece kasabaya girdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri
- "Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
- "Askerlikte hasta olduğu meydana çıktı."
- "Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ... dışında kişinin yaşama hakkına ... dokunulamaz." (Anayasa)
-
Bulunulan yer ve çevresi, ortalık
- "Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu." (Ömer Seyfettin)
- "Altınyaprak Şirketi bizim son ekmek kapımızdı, bundan sonra iş bulabileceğim şüpheli, kardeşlerim daha meydana çıkmış sayılmaz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Fırsat, imkân veya vakit
-
Mevlevi tekkelerinde ayin yapılan yer
-
[isim]
Alan, saha
- MAHMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
-
Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan
-
Süzgün, dalgın bakışlı (göz)
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
- MARAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalık
- "İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur." (Haldun Taner)
-
Anlaşmazlık, çekişme, kavga
-
[isim]
Hastalık
- MECZUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tanrı aşkıyla aklını yitirmiş kimse
-
Aklını yitirmiş, deli, sapık
- "Bunlardan başka köyün iki meczubu, bir cücesi vardır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Tanrı aşkıyla aklını yitirmiş kimse
- MERGUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Sevilip aranan, istenilen, beğenilen
- "Böyle altı erkekli, iki kadınlı bir mecliste, kadınların en güzeli pek nadir ve merguptur." (Peyami Safa)
-
Sevilip aranan, istenilen, beğenilen
- MADRUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dövülmüş (kimse)
-
[isim]
Çarpılan
-
[sıfat]
Dövülmüş (kimse)
- MAZBUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ele geçirilmiş, zapt edilmiş
-
Bir yere yazılmış, deftere geçirilmiş
-
Unutulmamış, hatırda kalmış
-
Düzenli, düzgün, beğenilen
- "Bunlar arasında aklı başında, mazbut devlet adamları da vardı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Doğa olaylarından etkilenmeyecek biçimde korunmuş olan (yapı)
-
[sıfat]
Ele geçirilmiş, zapt edilmiş
- MECLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı
- "Nihayet bir akşam bütün ihtiyarlar, kadın erkek meclis kurar, ahenge başlarlarmış." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu toplantının yapıldığı yer, şûra
-
Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için bir araya gelmiş kimseler topluluğu
- "Yemekten sonra meclis gruplara ayrılmıştı." (Peyami Safa)
-
Dostlar toplantısı
- "Meclisi aranan, hoşsohbet, coşkulu, şair ruhlu bir insandı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı
- MEYANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çorba vb. yiyeceklere lezzet kazandırmak için un ve yağla yapılan sos
-
[isim]
Çorba vb. yiyeceklere lezzet kazandırmak için un ve yağla yapılan sos
- MİNELİ
-
-
[sıfat]
Mine ile bezenmiş
- "Enfiyesini, üstü mineli bir kukadan çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Mine ile bezenmiş
- MAYALI
-
-
[sıfat]
İçine maya karıştırılmış
-
Maya ile ekşiyip kabarmış
-
[isim]
Daire şeklinde açılan mayalanmış hamurun, sac veya fırında pişirilmesiyle elde edilen ekmek
-
[sıfat]
İçine maya karıştırılmış
- MEZMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Makamla okunan Zebur suresi
-
[isim]
Makamla okunan Zebur suresi