Başında m olan 6 harfli 529 kelime var. M harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde m harfi olan kelimeler listesine ya da sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında m bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MECZUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tanrı aşkıyla aklını yitirmiş kimse
-
Aklını yitirmiş, deli, sapık
- "Bunlardan başka köyün iki meczubu, bir cücesi vardır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Tanrı aşkıyla aklını yitirmiş kimse
- METRİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Askerin çarpışma sırasında korunması için yapılan toprak siper
-
[isim]
Askerin çarpışma sırasında korunması için yapılan toprak siper
- MİDEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mide ile ilgili olan
-
Mideye uygun olan, mideye iyi gelen
-
[sıfat]
Mide ile ilgili olan
- MUHRİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Torpido, top ve denizaltılara karşı silahlarla donatılmış, küçük, hızlı giden savaş gemisi, destroyer
-
[isim]
Torpido, top ve denizaltılara karşı silahlarla donatılmış, küçük, hızlı giden savaş gemisi, destroyer
- MÜRVER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hanımeligillerden, yaprakları karşılıklı, demet durumundaki beyaz çiçeklerinden hekimlikte yararlanılan, meyvesi zeytine benzer bir ağaççık (Sambucus nigra)
-
[isim]
Hanımeligillerden, yaprakları karşılıklı, demet durumundaki beyaz çiçeklerinden hekimlikte yararlanılan, meyvesi zeytine benzer bir ağaççık (Sambucus nigra)
- MERKEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
-
Bir işin öğretildiği yer
- "Er eğitim merkezi."
-
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
- "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Belirli bir yerin ortası
- "Şehir merkezi."
-
Polis karakolu
- "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim." (Aka Gündüz)
-
Biçim, durum
- "Çalışamaların bu merkezdeyken durdurulması iyi olmadı."
-
Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
-
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
- "Daire merkezi. Küre merkezi."
-
[isim]
Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
- MESANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İdrar torbası
-
[isim]
İdrar torbası
- MİLADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Milada dayanan, milatla ilgili olan
-
[sıfat]
Milada dayanan, milatla ilgili olan
- MORFİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Afyonda % 10 oranında bulunan, uyuşturucu özelliği olan önemli bir alkaloit
-
[isim]
Afyonda % 10 oranında bulunan, uyuşturucu özelliği olan önemli bir alkaloit
- MAHREK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yörünge
-
[isim]
Yörünge
- METEOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atmosfer içinde oluşan sıcaklık değişmeleri, rüzgâr, yıldırım, yağmur, dolu vb. olaylara verilen genel ad
-
Gök taşı
-
[isim]
Atmosfer içinde oluşan sıcaklık değişmeleri, rüzgâr, yıldırım, yağmur, dolu vb. olaylara verilen genel ad
- MİNARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Namaz vaktinin geldiğini bildirmek için camide müezzinin ezan okuduğu, sala verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı
- "Sokak kapısını çalarken, minarede akşam ezanı okunuyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Namaz vaktinin geldiğini bildirmek için camide müezzinin ezan okuduğu, sala verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı
- MECLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı
- "Nihayet bir akşam bütün ihtiyarlar, kadın erkek meclis kurar, ahenge başlarlarmış." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu toplantının yapıldığı yer, şûra
-
Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için bir araya gelmiş kimseler topluluğu
- "Yemekten sonra meclis gruplara ayrılmıştı." (Peyami Safa)
-
Dostlar toplantısı
- "Meclisi aranan, hoşsohbet, coşkulu, şair ruhlu bir insandı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı
- MUAVİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardımcı
- "Kalkmak üzere olan otobüsün muavini seslendi." (Necati Cumalı)
-
Bir görevlinin, bir yöneticinin işine yardım eden, yokluğunda yerini ve yetkilerini üzerine alan kimse
-
[isim]
Yardımcı
- MIZMIZ
-
-
[sıfat]
Her şeyde kusur bulan, hiçbir şeyden memnun olmayan
- "Kız, bizden büyük olmalıydı; mızmız, zayıf, silik bir şeydi." (Emine Işınsu)
-
Çevresindekileri rahatsız edecek kadar yavaş olan
-
[sıfat]
Her şeyde kusur bulan, hiçbir şeyden memnun olmayan
- MAĞAZA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyük dükkân
- "Mahmutpaşa'da bir manifatura mağazası işletiyor ve ayrıca iyi iş yapan bir düğme fabrikasının da yarı yarıya sahibi bulunuyordu." (Haldun Taner)
-
Eşya ve azık deposu
-
[isim]
Büyük dükkân
- MAKİNA
-
-
[isim]
Bakınız makine
-
[isim]
Bakınız makine
- MAZHAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin ortaya çıktığı, göründüğü yer veya kimse
-
[sıfat]
Bir iyiliğe erişmiş, erişen (kimse)
-
[isim]
Bir şeyin ortaya çıktığı, göründüğü yer veya kimse
- MONBEY
- ...
- MUHKEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sağlam, sağlamlaştırılmış
- "Duvarlar ses geçmeyecek derecede muhkemdi." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Sağlam, sağlamlaştırılmış