Başında m olan 5 harfli 346 kelime var. M harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde m harfi olan kelimeler listesine ya da sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında m bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MASAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bıçak bilemeye yarayan çelikten, çubuk biçiminde araç
- "Kasap masadı. Aşçı masadı."
-
[isim]
Bıçak bilemeye yarayan çelikten, çubuk biçiminde araç
- MASTI
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
-
[isim]
Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
- MATUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bunamış, bunak
-
[sıfat]
Bunamış, bunak
- MESEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Örnek alınacak söz
- "Büyük annemin sık sık kullandığı bir mesel belleğimde beliriyor." (Haldun Taner)
-
Atasözü
-
Eğitici hikâye veya masal
-
[isim]
Örnek alınacak söz
- MEVZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yer, mahal
-
Bir askerî birliğin yeri veya bu birlik tarafından ele geçirilen bölge
- "Ne olursa olsun, bizim vazifemiz cephaneyi topçu mevzilerine yetiştirmektir." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Yer, mahal
- MABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tapınak
- "Bütün mabetler içinde güneşten ilk ışık alan camidir." (Ahmet Haşim)
-
Özel bir konuda, sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer
- "Burası jüri heyetinin toplanacağı mukaddes sanat mabedidir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Tapınak
- MEVUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Vadolunmuş, söz verilmiş
-
[sıfat]
Vadolunmuş, söz verilmiş
- MODEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çevirge
-
[isim]
Çevirge
- MOHER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tiftik
-
[sıfat]
Tiftikten yapılmış olan
-
[isim]
Tiftik
- MADEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[bağlaç]
"Değil mi ki, -diği için, -diğine göre" anlamlarında sebep göstermek için, başına getirildiği cümleyi daha sonraki cümleye bağlayan bir söz, mademki
- "Bakma sen madem tanıdıkmış, bulur bir çaresini." (Çetin Altan)
-
[bağlaç]
"Değil mi ki, -diği için, -diğine göre" anlamlarında sebep göstermek için, başına getirildiği cümleyi daha sonraki cümleye bağlayan bir söz, mademki
- MARKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Resim veya harfle yapılan işaret
-
Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça
-
Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret
-
Tanınmış ürün, saygın kişi vb
-
[isim]
Resim veya harfle yapılan işaret
- MİLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. İsa'nın doğduğu gün
-
Herhangi bir olayın başlangıcı
- "Bütün uzay araştırmacıları için yepyeni bir milattı bugün." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Hz. İsa'nın doğduğu gün
- MEMUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Umulan, düşünülen
- "Bu hareketleri terbiyenizden hiç memul etmezdim." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Umulan, düşünülen
- MUNİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılan, alışılmış, yabancı olmayan
-
Cana yakın, uysal, sevimli
- "Ağlamaktan renkleri silinmiş zannolunan küçük munis gözleriyle bakıyordu." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Uygun
- "Bu fikir birdenbire bana o kadar munis, yapılabilmesi o kadar kolay göründü ki hemen yola düştüm." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Alışılan, alışılmış, yabancı olmayan
- MAPUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mahpus
-
Mapushane, cezaevi, hapishane
- "Mapuslarda çürüyemem / Başımı belaya sokma benim." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Mahpus
- MUKNİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İnandıran, ikna eden
-
[sıfat]
İnandıran, ikna eden
- MELEŞ
-
-
[isim]
İki kuzulu koyun
-
[isim]
İki kuzulu koyun
- MENŞE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başlangıç, bir şeyin çıktığı yer, köken, kaynak, sebep
- "Yeter ki marazın menşesi anlaşılmış olsun." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Başlangıç, bir şeyin çıktığı yer, köken, kaynak, sebep
- MİKAP
- ...
- MIGIR
-
-
[sıfat]
Küçük, işe yaramaz (oyun kâğıdı veya eşya)
-
[sıfat]
Küçük, işe yaramaz (oyun kâğıdı veya eşya)