Sonunda lük olan 6 harfli 31 kelime var. LÜK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde lük olan kelimeler listesine ya da başında lük olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K L Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KÜL, LÜK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BÜKLÜK
-
-
[isim]
Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar, bük
-
[isim]
Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar, bük
- GÜÇLÜK
-
-
[isim]
Güç olan bir şeyin niteliği, zorluk
- "Anlamakta güçlük çeker gibi bakıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ağır ve yorucu emek, zahmet, meşakkat
- "Bir kere güçlük, ev bulmak ve eşya taşımak derdiyle başlar." (Burhan Felek)
-
Engel, pürüz
- "Güçlüklere bir başına da olsa karşı koyan insan, kuvvetli insan olmalı." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Güç olan bir şeyin niteliği, zorluk
- GÜLLÜK
-
-
[isim]
Gül bahçesi veya gülü çok olan yer
-
[isim]
Gül bahçesi veya gülü çok olan yer
- TÜPLÜK
-
-
[isim]
Laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla
-
[isim]
Laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla
- SÖZLÜK
-
-
[isim]
Bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan, başka dillerdeki karşılıklarını veren eser, lügat
- "Türkçe Sözlük. Tarama Sözlüğü. Fransızca-Türkçe Sözlük. Türkçeden Almancaya Sözlük."
-
[isim]
Bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan, başka dillerdeki karşılıklarını veren eser, lügat
- ÜSTLÜK
-
-
[isim]
Üst olma durumu
-
En üste giyilen uzunca giysi
-
[isim]
Üst olma durumu
- DÜZLÜK
-
-
[isim]
Düz olma durumu
-
Geniş, düz yer
- "Derenin önündeki düzlükten birdenbire bir ses duydum, durdum." (Halide Edip Adıvar)
-
Deniz yüzeyine göre değişik yüksekliklerde olan az eğimli yer
-
[isim]
Düz olma durumu
- GÖZLÜK
-
-
[isim]
Görme bozukluğu olan gözlerin daha iyi görmesine veya gözleri korumaya yarayan, bir çerçeveye yerleştirilmiş çift camdan oluşan araç
- "Doktor, elinden gazetesini bıraktı, gözlüğünü düzeltti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Atların çevreden ürkmemeleri için gözlerinin iki yanına takılan siper
- "Hakem, gözlük tak!"
-
Gözene
-
[isim]
Görme bozukluğu olan gözlerin daha iyi görmesine veya gözleri korumaya yarayan, bir çerçeveye yerleştirilmiş çift camdan oluşan araç
- YÜKLÜK
-
-
[isim]
Evlerde yatak, yorgan gibi şeyleri koymaya yarayan yer veya büyük dolap, yük, yük odası
- "Öbür yana dönüyor, kocaman bir yüklüğün kapısını açıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Evlerde yatak, yorgan gibi şeyleri koymaya yarayan yer veya büyük dolap, yük, yük odası
- GÜRLÜK
-
-
[isim]
Gür olma durumu
-
Verimlilik, feyiz
-
[isim]
Gür olma durumu
- ÜTÜLÜK
- ...
- BÖNLÜK
-
-
[isim]
Bön olma durumu, budalalık, aptallık, sersemlik, saflık
-
[isim]
Bön olma durumu, budalalık, aptallık, sersemlik, saflık
- KÜSLÜK
-
-
[isim]
Küs olma durumu, dargınlık
-
[isim]
Küs olma durumu, dargınlık
- KÖYLÜK
-
-
[isim]
Köy bulunan yer
-
[isim]
Köy bulunan yer
- DÜKLÜK
-
-
[isim]
Dük olma durumu
-
Bir dükün yönetimindeki ülke
-
[isim]
Dük olma durumu
- SÜTLÜK
-
-
[isim]
Süt koymaya yarayan kap
-
[isim]
Süt koymaya yarayan kap
- GÖLLÜK
-
-
[sıfat]
Gölü olan (yer)
- "Memleketimiz geniş kıyıları, göllük, dağlık bölgeleri ile çekici bir turist memleketi olabilir." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Gölü olan (yer)
- ÖLÜLÜK
-
-
[isim]
Cansız kalma durumu, cansızlık
- "Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Cansız kalma durumu, cansızlık
- KÖRLÜK
-
-
[isim]
Görme engellilik
-
Kesmez olma durumu
- "Bileği taşındaki bıçak bir ileri gidiyor, bir geriliyor, ağzının körlüğünü yok ediyordu." (Tarık Dursun K)
-
Dikkatsizce ve beceriksizce yapılan iş
-
Gerçeği görememe durumu
-
Bitkilerin tomurcuk vermemesi durumu
-
[isim]
Görme engellilik
- YÜZLÜK
-
-
[isim]
Yüz lira değerinde olan para
-
On kuralına göre yazılmış bir tam sayıda sağdan sola doğru üçüncü basamak
-
[sıfat]
Yüzü, yüz tanesi bir arada olan
- "Yüzlük paket. Yüzlük deste."
-
[isim]
Yüz lira değerinde olan para