Sonunda lik olan 6 harfli 62 kelime var. LİK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde lik olan kelimeler listesine ya da başında lik olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
İLK, KİL
2 Harfli Kelimeler
İL, Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PİSLİK
-
-
[isim]
Kir
- "Çocuğun yüzü gözü pislik içinde kaldı."
-
Dışkı, necaset
- "Şu kedi pisliğini temizlesinler."
-
Pis olma durumu
- "Şu mutfağın pisliğine bakın."
-
Kötü, zararlı davranış veya iş
- "Bu emel bizi elimizden tutarak yükseltiyor, muhitin pisliğinden uzak tutuyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Kötü durum
-
Başkalarına zarar veren kimse
-
[isim]
Kir
- SESLİK
-
-
[isim]
Her tür sesli belgenin saklandığı yer
-
[isim]
Her tür sesli belgenin saklandığı yer
- ÜYELİK
-
-
[isim]
Üye olma durumu
- "Ara sıra bazı kimselerin bu banka idare meclisi üyeliklerine tayininde vetosunu dayatmaya kalkıştığını işittim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Meclis çalışmalarına özürsüz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmayanların üyeliğinin düşmesine karar verilir." (Anayasa)
-
[isim]
Üye olma durumu
- MÜHLİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Öldürücü, tehlikeli
-
[sıfat]
Öldürücü, tehlikeli
- BİRLİK
-
-
[isim]
Tek, bir olma durumu, vahdaniyet
- "Tanrı'nın birliğine inanır."
- "Bu ayıbı işleyenlerle birlik olmayı bir türlü kibrime yediremiyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir arada olma durumu, vahdet
- "Türk milletinin birliği."
-
Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet
- "Dil birliği. Ülkü birliği."
-
Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek
- "Mühendisler birliği. Öğretmenler birliği."
-
[sıfat]
Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen
- "Birlik cezve."
-
Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk
- "Birliğine dönerken karısını kendi anasının babasının yanına bıraktı." (Necati Cumalı)
-
Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması
-
Bölünmezliği içeren yalın bütün
-
En büyük değerdeki nota, dört dörtlük
-
[isim]
Tek, bir olma durumu, vahdaniyet
- DİZLİK
-
-
[isim]
Korumak amacıyla dize geçirilen şey
-
Dize kadar uzanan konçlu çorap
-
İç donu
-
Şalvar
-
İş önlüğü
-
[isim]
Korumak amacıyla dize geçirilen şey
- DİŞLİK
-
-
[isim]
Boks vb. oyunlarda oyuncuların dişlerini ve dudaklarını korumak için dişlerine yerleştirdikleri kauçuk koruyucu
-
[isim]
Boks vb. oyunlarda oyuncuların dişlerini ve dudaklarını korumak için dişlerine yerleştirdikleri kauçuk koruyucu
- İTALİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eğik yazı
-
[isim]
Eğik yazı
- EFELİK
-
-
[isim]
Efe olma durumu
-
Kabadayılık
-
[isim]
Efe olma durumu
- ŞEFLİK
-
-
[isim]
Şef olma durumu
- "Biraz önce şeflik taslayan biraz sonra uysal bir uyruk olur." (Haldun Taner)
-
Şefin çalıştığı daire
- "İstasyon şefliği."
-
[isim]
Şef olma durumu
- EBELİK
-
-
[isim]
Ebe olma durumu veya ebenin yaptığı iş
-
Çocuk oyunlarında ebe olma durumu
- "Ebe sendin, yaklaş da gözlerini bağlayayım, ebelikten kolay kolay yakayı sıyıramazsın." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ebe olma durumu veya ebenin yaptığı iş
- PİÇLİK
-
-
[isim]
Piç olma durumu
- "Anaları nikâhlı değil, benim diye kaydolurlarsa piçlikten kurtulurlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Kalleşçe yapılan kötü davranış
-
[isim]
Piç olma durumu
- DİRLİK
-
-
[isim]
Yaşayış, hayat, sağlık, varlık, geçim
-
Huzur, erinç
- "Madem birsin, birlik olsun / Dilde, dinde, milliyette / Murat et de dirlik olsun / Baştan başa cemiyette." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda bir hizmete karşılık olmak üzere bir kimseye devletçe verilen aylık veya bir yere bağlı gelir
- "Zaten onun için, hazinelerin, varlıkların, dirliklerin ne değeri vardır." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Yaşayış, hayat, sağlık, varlık, geçim
- GEZLİK
-
-
[isim]
Eğri kılıçların ağız bölümü
-
[isim]
Eğri kılıçların ağız bölümü
- ANİLİK
- ...
- BENLİK
-
-
[isim]
Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet
- "Küçük veya büyük çapta ama mutlaka dürüst, namuslu bir iş adamı olmak hırsı bütün benliğini sardı." (Tarık Buğra)
-
Kendi kişiliğine önem verme, kişiliğini üstün görme, kibir, gurur
-
[isim]
Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet
- TEZLİK
-
-
[isim]
Tez olma durumu, tezleşme
-
[isim]
Tez olma durumu, tezleşme
- ŞENLİK
-
-
[isim]
Şen olma durumu, şetaret
- "Emine'nin yüzüne öyle bir şenlik, çakırımsı şehla gözlerine öyle bir civeleklik geldi ki..." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram
- "Ne var ki bu şenlik gününde yüzüne bakan yok." (Tarık Buğra)
-
Festival
-
Sevinç, neşe
- "Gece her tarafta şenlik olmuş, çalgılar, davullar çalınmış, kıyamet kopmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Şen olma durumu, şetaret
- KELLİK
-
-
[isim]
Kel olma durumu
- "Tepelerindeki kellik, yavaş yavaş çıkan tüylerle kapanıyor." (Ömer Seyfettin)
-
Vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine yol açtığı bulaşıcı bir hastalık
-
Çıplak, bitkisiz yer
-
[isim]
Kel olma durumu
- ÖZELİK
-
-
[isim]
Herhangi bir durumu gösterebilme yeteneği
-
[isim]
Herhangi bir durumu gösterebilme yeteneği