Sonunda li olan 8 harfli 287 kelime var. Lİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde li olan kelimeler listesine ya da başında li olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİZANPLİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Islak saçın sarılıp sıcak hava yardımıyla kurutulmasından sonra fırça ve tarakla yapılan kadın saç tuvaleti
-
[isim]
Islak saçın sarılıp sıcak hava yardımıyla kurutulmasından sonra fırça ve tarakla yapılan kadın saç tuvaleti
- BADİRELİ
-
-
[sıfat]
Badiresi olan
-
[sıfat]
Badiresi olan
- KASVETLİ
-
-
[sıfat]
İç sıkıcı, sıkıntılı
- "Eski mahalle çok kasvetli, loş bir mahalle idi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
İç sıkıcı, sıkıntılı
- ÇEKMENLİ
- ...
- VAZİFELİ
-
-
[sıfat]
Ödevli
-
Görevli
- "Bu sırada vazifeli polisler, şehrin her köşesinde işbaşında idiler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Ödevli
- KUVVETLİ
-
-
[sıfat]
Gücü çok olan, zorlu, şiddetli
- "Güneşin en yüksek, rüzgârın en kuvvetli olduğu an kavga azıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Sağlam, dayanıklı olan
- "Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli gürbüz yüzü, ensesi güneşten yanmış sporcu." (Ömer Seyfettin)
-
Görevini iyi yapan, keskin
- "Kuvvetli gözleri var."
-
Çok etkileyici
- "En kuvvetli inatlar ve zulmetler bile artık mukavemet edemiyor." (Ömer Seyfettin)
-
Saygın, nüfuzlu
-
Üstün
-
Etkili
- "İkinci gün sıtmadan şüphelendik, kuvvetli dozda kinin verdik." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Gücü çok olan, zorlu, şiddetli
- REHBERLİ
-
-
[sıfat]
Rehberi olan
- "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Rehberi olan
- MERCEKLİ
-
-
[sıfat]
Merceği olan
- "İrfan'ın kalın mercekli bağa gözlüğü gözündeydi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Merceği olan
- YÜZGEÇLİ
-
-
[sıfat]
Yüzgeci olan
-
[sıfat]
Yüzgeci olan
- MEKTEPLİ
-
-
[isim]
Okula giden kimse, öğrenci
-
[sıfat]
Okulda yetişmiş olan, alaylı karşıtı
- "Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Okula giden kimse, öğrenci
- ŞEFKATLİ
-
-
[sıfat]
Şefkati olan, sevecen, müşfik
- "Fazla şefkatli bir ana baba elinde bin türlü nazla büyüdü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Şefkati olan, sevecen, müşfik
- TEKLİFLİ
-
-
[sıfat]
Kendisiyle samimi, içli dışlı olunmayan, resmî
- "Bu dolabın içinde, teklifli misafirlere mahsus lavanta çiçeği kokan, yumuşak tüylü Bursa havluları dururdu." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kendisiyle samimi, içli dışlı olunmayan, resmî
- GÖRKEMLİ
-
-
[sıfat]
Büyüklüğü, görünüşü ve güzelliğiyle görenleri etkileyen, gösterişli, göz alıcı, haşmetli, muhteşem, anıtsal
- "Şirazlılar, Sadi ile Hafız'ın anısına görkemli birer anıtkabir yapmışlardı." (Necati Cumalı)
-
İri yapılı, iyice serpilmiş
-
[sıfat]
Büyüklüğü, görünüşü ve güzelliğiyle görenleri etkileyen, gösterişli, göz alıcı, haşmetli, muhteşem, anıtsal
- SPİRALLİ
- ...
- MAKİNELİ
-
-
[sıfat]
Makinesi olan, makine ile işleyen
-
[isim]
Makineli tüfek
-
[sıfat]
Makinesi olan, makine ile işleyen
- SAADETLİ
-
-
[sıfat]
Mutlu
-
[isim]
Osmanlı döneminde korgeneral ile albay arasındaki rütbeli subaylara ve bu derecedeki vezirlere verilen unvan
-
[sıfat]
Mutlu
- MİNARELİ
-
-
[sıfat]
Minaresi olan
- "Beyaz minareli küçük ve sakin mahalle camileri..." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Minaresi olan
- ÇEKÇEKLİ
- ...
- PEKMEZLİ
-
-
[sıfat]
Pekmezi olan veya içinde pekmez bulunan
- "Kendim için üzeri pekmezli bir su muhallebisi ... ısmarlamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tadı fazla olan, çok tatlı
- "Pekmezli üzüm."
-
[sıfat]
Pekmezi olan veya içinde pekmez bulunan
- ZAHMETLİ
-
-
[sıfat]
Zahmetle yapılan, yorucu, sıkıntılı, eziyetli, güç
- "Hepsinde, zahmetli bir oyundan henüz çıkmış mektep çocuklarının sevinçli yorgunluğu vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sıkıntı veren
- "Sıcaktan, zahmetli yollarda yürümekten yorulmuştu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Zahmetle yapılan, yorucu, sıkıntılı, eziyetli, güç