Sonunda le olan 7 harfli 42 kelime var. LE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde le olan kelimeler listesine ya da başında le olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİNKALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İletki
-
[isim]
İletki
- MÜŞKÜLE
-
-
[isim]
Bağ bozumuna yakın bir zamanda yetişen, kalınca kabuklu, iri ve uzun taneli bir üzüm
-
[isim]
Bağ bozumuna yakın bir zamanda yetişen, kalınca kabuklu, iri ve uzun taneli bir üzüm
- SEYYALE
- ...
- ASİMİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Benzeşmek, kendine uydurmak" anlamındaki asimile etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz
-
[sıfat]
"Benzeşmek, kendine uydurmak" anlamındaki asimile etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz
- İSKEMLE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Arkalıksız sandalye
- "İskemlelerin maroken minderlerinden kendime yatak yapıyordum." (Çetin Altan)
-
Üstüne sigara tablası, çiçek vazosu vb. konulan küçük masa
-
Sandalye
- "Verilen iskemleleri, ısmarlanmak istenen kahveleri reddetti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Arkalıksız sandalye
- HERGELE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Binmeye veya yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü
-
[sıfat]
Terbiyesiz, görgüsüz (kimse)
- "Sandalcı Ali it, hergele bir şeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Binmeye veya yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü
- MAHALLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri
- "Mahallemizin bunca yıllık kasabı, bakkalı bir gece yok oldular." (Necati Cumalı)
-
Bu parçalarda oturan insanlarin tamamı
-
[isim]
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri
- MANİPLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Telgraf işaretlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç, manipülatör
-
[isim]
Telgraf işaretlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç, manipülatör
- SÜMBÜLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- FORMÜLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek" anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek" anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- UKULELE
- ...
- KURDELE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geniş ipekli şerit
- "Biraz evvel kurdeleyi kestiği makasla oynarken parmağını kanatmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Belli bir biçim verilmiş saça veya giysinin yakasına takılan ince kumaş
- "Nişan töreninde kırmızı kurdele kestik."
-
[isim]
Geniş ipekli şerit
- MUADELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eşitlik, beraberlik, denklik
-
Anlaşılmaz iş
-
Denklem
-
[isim]
Eşitlik, beraberlik, denklik
- GULGULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gürültü, şamata
- "Kürekçilerin zincir gürültüleri saz ve hanendenin çıkardığı seslerle birbirine karışır, ortalığı büyük bir gulgule kaplar." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Gürültü, şamata
- AMABİLE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[zarf]
Bir parça sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak)
-
[zarf]
Bir parça sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak)
- MENZİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşama, kerte, yükseklik derecesi
-
[isim]
Aşama, kerte, yükseklik derecesi
- SÜRATLE
-
-
[zarf]
Çabucak
- "Gözlerinin bir şeyden ürkmüş gibi korkunç bir süratle birkaç defa oynadığını ve iki yana gidip geldiğini gördüm." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Çabucak
- HALİYLE
- ...
- ASAMBLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kurul
-
[isim]
Kurul
- VELVELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan
- "Çoktan böyle gürültü, kalabalık görmemiş, böyle velvele duymamıştı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kıyamet kopar gibi bir velvele koptu, bütün ordu surların üstüne atıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Susun, ortalığı velveleye vermeyin! Ne bağrışıyorsunuz?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan