Sonunda le olan 7 harfli 42 kelime var. LE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde le olan kelimeler listesine ya da başında le olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZELZELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Deprem
- "İstanbul'un son büyük zelzelesinden konuşuyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Deprem
- FORMÜLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek" anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek" anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- MUADELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eşitlik, beraberlik, denklik
-
Anlaşılmaz iş
-
Denklem
-
[isim]
Eşitlik, beraberlik, denklik
- DALÖĞLE
-
-
[isim]
Tam öğle zamanı
-
[isim]
Tam öğle zamanı
- MECELLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kitap
-
Fıkıh hükümleriyle bu konudaki türlü içtihadı bir araya getiren, Tanzimattan sonra hazırlanmış olan, yasa yerine kullanılan eser
-
[isim]
Kitap
- LAHAVLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenen bir söz
- "Cömertliği karşısında olduğumu anlayınca lahavle çekip yola devam ettim." (Ahmet Rasim)
-
[ünlem]
Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenen bir söz
- SÜMBÜLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- MENZİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşama, kerte, yükseklik derecesi
-
[isim]
Aşama, kerte, yükseklik derecesi
- MEZBELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çöplük
- "Köyün mezbelesinde, köpek enikleriyle insan yavruları birbirine karışmış, oynaşıyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Aşağılık ve kötü durum
-
[isim]
Çöplük
- UKULELE
- ...
- BESMELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adı ile" anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen bismillahirrahmanirrahim sözü, bismillah
- "İlk ders olarak besmeleyi öğrendiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Üç dört kişi birden besmele çekmişlerdi ve hepsi birden okumaya başlamışlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adı ile" anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen bismillahirrahmanirrahim sözü, bismillah
- SÜRATLE
-
-
[zarf]
Çabucak
- "Gözlerinin bir şeyden ürkmüş gibi korkunç bir süratle birkaç defa oynadığını ve iki yana gidip geldiğini gördüm." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Çabucak
- AMABİLE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[zarf]
Bir parça sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak)
-
[zarf]
Bir parça sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak)
- MERHALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece, basamak, aşama, evre
- "Bu yolun üstünde Edirne bir konak, hürriyet bir merhaledir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Varılması istenen noktaya kadar aşılması gereken yerlerin her biri, konak, menzil
-
Bir yolcunun sekiz saatte gidebileceği mesafe
-
[isim]
Derece, basamak, aşama, evre
- SÜRFİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Seyrek ve çapraz (dikiş)
-
[sıfat]
Seyrek ve çapraz (dikiş)
- GAMSELE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kauçuktan yapılmış, su geçirmeyen yağmurluk
- "İçeriye gamselelerini giymiş, gök gözlü bir adam giriyor. Sarı saçlı, gök gözlü bir civanmış." (Kemal Bilbaşar)
-
[isim]
Kauçuktan yapılmış, su geçirmeyen yağmurluk
- MANİPLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Telgraf işaretlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç, manipülatör
-
[isim]
Telgraf işaretlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç, manipülatör
- SEYYALE
- ...
- VELVELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan
- "Çoktan böyle gürültü, kalabalık görmemiş, böyle velvele duymamıştı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kıyamet kopar gibi bir velvele koptu, bütün ordu surların üstüne atıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Susun, ortalığı velveleye vermeyin! Ne bağrışıyorsunuz?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan
- NARGİLE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tömbeki denilen bir cins tütünün dumanının sudan geçirilerek içilmesini sağlayan araç
- "Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Tömbeki denilen bir cins tütünün dumanının sudan geçirilerek içilmesini sağlayan araç