Sonunda le olan 7 harfli 42 kelime var. LE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde le olan kelimeler listesine ya da başında le olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UKULELE
- ...
- HERGELE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Binmeye veya yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü
-
[sıfat]
Terbiyesiz, görgüsüz (kimse)
- "Sandalcı Ali it, hergele bir şeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Binmeye veya yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü
- MANİPLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Telgraf işaretlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç, manipülatör
-
[isim]
Telgraf işaretlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç, manipülatör
- LAHAVLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenen bir söz
- "Cömertliği karşısında olduğumu anlayınca lahavle çekip yola devam ettim." (Ahmet Rasim)
-
[ünlem]
Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenen bir söz
- SEYYALE
- ...
- MERHALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece, basamak, aşama, evre
- "Bu yolun üstünde Edirne bir konak, hürriyet bir merhaledir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Varılması istenen noktaya kadar aşılması gereken yerlerin her biri, konak, menzil
-
Bir yolcunun sekiz saatte gidebileceği mesafe
-
[isim]
Derece, basamak, aşama, evre
- TÜMÜYLE
- ...
- BAŞKALE
- ...
- SÜMBÜLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- MUAMELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Davranma, davranış
- "Bana karşı olan muamelesini beğenmedim."
- "Hanımefendimin hayatını kurtardığı için bütün hizmetkârlar ona güler yüz gösteriyor, iyi muamele ediyorlardı." (Haldun Taner)
- "İyi muamele görmekle beraber eski neşesini kaybetmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yol, yöntem
- "Bu adam muamele bilmiyor."
-
İşlem
- "Onlar gündelik muamelelere başlayınca da benim ağzım açık kaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İşlem
-
Alışveriş
- "Borsada bugün muamele olmadı."
-
[isim]
Davranma, davranış
- SÜRFİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Seyrek ve çapraz (dikiş)
-
[sıfat]
Seyrek ve çapraz (dikiş)
- YÖNÜYLE
- ...
- KAMUFLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Gizlenmiş
-
[sıfat]
Gizlenmiş
- BONFİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kasaplık hayvanlarda bel kemiğinin iki yanında bulunan ve yumuşaklığı dolayısıyla beğenilen et bölümü
-
Bu bölümden hazırlanan et dilimi
-
[isim]
Kasaplık hayvanlarda bel kemiğinin iki yanında bulunan ve yumuşaklığı dolayısıyla beğenilen et bölümü
- GULGULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gürültü, şamata
- "Kürekçilerin zincir gürültüleri saz ve hanendenin çıkardığı seslerle birbirine karışır, ortalığı büyük bir gulgule kaplar." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Gürültü, şamata
- ASİMİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Benzeşmek, kendine uydurmak" anlamındaki asimile etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz
-
[sıfat]
"Benzeşmek, kendine uydurmak" anlamındaki asimile etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz
- FORMÜLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek" anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek" anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- MECELLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kitap
-
Fıkıh hükümleriyle bu konudaki türlü içtihadı bir araya getiren, Tanzimattan sonra hazırlanmış olan, yasa yerine kullanılan eser
-
[isim]
Kitap
- GAYETLE
-
-
[zarf]
Aşırı derecede
- "Gayetle zengin bir ailenin kıymetli, tek evladı." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Aşırı derecede
- MENZİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşama, kerte, yükseklik derecesi
-
[isim]
Aşama, kerte, yükseklik derecesi