Sonunda le olan 6 harfli 41 kelime var. LE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde le olan kelimeler listesine ya da başında le olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NAFİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yararsız
-
[isim]
Fazladan kılınan namaz veya tutulan oruç
-
[zarf]
Boşuna, boş yere
- "Avukata söyle, nafile beklemesin." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yararsız
- NEVALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereken yiyecek ve içecek şeyler, azık
- "Halk, sırtlarında heybeleri, ellerinde nevale sepetleriyle vapura girdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Elinde yiyecek paketleriyle evin nevalesini düzmüş, geri dönüyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gereken yiyecek ve içecek şeyler, azık
- GÖRELE
- ...
- KAKULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zencefilgillerden, sıcak iklimlerde yetişen güzel kokulu bir bitki (Elettaria cardamomum)
-
Bu bitkinin bahar olarak kullanılan tohumu
-
[isim]
Zencefilgillerden, sıcak iklimlerde yetişen güzel kokulu bir bitki (Elettaria cardamomum)
- KÖSELE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ayakkabı tabanı, bavul, çanta yapımında kullanılan, büyükbaş hayvanların işlenmiş derisi
- "Kösele gibi et."
-
[sıfat]
Bu deriden yapılmış olan
- "Kösele ayakkabı."
-
[isim]
Ayakkabı tabanı, bavul, çanta yapımında kullanılan, büyükbaş hayvanların işlenmiş derisi
- KABİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boy (II)
-
[isim]
Boy (II)
- HAMULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yük
-
Kâğıt dolgu maddesi
-
[isim]
Yük
- MAAİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ailece, ev halkıyla birlikte
- "Bir perşembe akşamı maaile atölyeye davet olunduk." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Ailece, ev halkıyla birlikte
- ONDÜLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış
-
[sıfat]
Dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış
- PİYALE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şarap bardağı, içki kadehi
- "Ateş doludur tutma, yanarsın / Karşındaki şu gülgûn piyale." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Şarap bardağı, içki kadehi
- KAFİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birlikte yolculuk eden topluluk
- "Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Aynı yöne giden taşıt veya yolcu topluluğu, konvoy
- "Sağımızda yürüyen kafile, yolunu değiştirdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Sıra ile gönderilen şeylerin her bir bölüğü
- "Malların ilk kafilesi dün geldi."
-
[isim]
Birlikte yolculuk eden topluluk
- MOZOLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyük, gösterişli mezar, anıtkabir
-
[isim]
Büyük, gösterişli mezar, anıtkabir
- ÇETELE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Çizilerek veya oyularak açılan kertik
-
Ekmekçi, sütçü vb. esnafın, uzunlamasına ikiye bölüp üzerine kertikler çenterek hesap tuttukları ağaç dalı
-
[isim]
Çizilerek veya oyularak açılan kertik
- HAVALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme
- "Bütün belgelerin bakanlığa havalesi gerekiyor."
- "Mahkemeye havale edeceğim, orada bülbül gibi söylersin." (Ömer Seyfettin)
- "Posta ile beş milyon liralık bir havale gönderdim."
-
Banka, postane vb. aracılığıyla gönderilen para
- "Ay başında havaleyi postaneye yatırdım."
-
Postane, banka vb. aracılığıyla para gönderildiğinde gönderenle alacak olanın adları ve para miktarı yazılı kâğıt, havale kâğıdı, havalename
-
Gebelerde, küçük çocuklarda görülen bir çeşit çırpınmalı, bazen ateşli de olabilen hastalık
-
Bir arsayı çevirmek, kapamak için çekilen perde veya duvar
- "Bu ufacık binayı bahçe ve bostan, ahır ve selamlık gibi müştemilatından birtakım duvarlar, bölmeler, havalelerle öyle bir ayırtmış..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yüksek ve büyük bir görünüşü olma
-
[isim]
Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme
- HAMİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Gebe
- "Şu arkamdaki hamile kadına bir yer arıyorum." (Burhan Felek)
-
Gebe
- ÖZENLE
- ...
- SÜLALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soy, hısım akraba
- "Üç göbek öncesi sülalemizin mezarları Üsküdar'da yani İstanbulluyum." (Burhan Felek)
-
Ev, aile
-
[isim]
Soy, hısım akraba
- DEFİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi
- "Bir moda salonunda defileye bakıyormuşçasına baştan ayağa kadar süzdüğünü fark ettim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi
- ESEFLE
-
-
[zarf]
Üzülerek, acınarak
- "Gencecik karısı varken ... diye esefle başını salladı." (Nezihe Araz)
-
[zarf]
Üzülerek, acınarak
- HALİLE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Doğu Hindistan'da yetişen bir bitki (Terminalia citrina)
- "Kara halile."
-
[isim]
Doğu Hindistan'da yetişen bir bitki (Terminalia citrina)