Sonunda le olan 4 harfli 38 kelime var. LE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde le olan kelimeler listesine ya da başında le olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLE
-
-
[bağlaç]
Da, de, dahi
- "Bir damlası bile deniz hakkında bize ilmî bir fikir vermeye yetişir." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Birlikte
-
[zarf]
Üstelik
- "Konuşmadılar bile."
-
[bağlaç]
Da, de, dahi
- ŞİLE
-
-
[isim]
Mercanköşk
-
[isim]
Mercanköşk
- PİLE
- ...
- HELE
-
-
[bağlaç]
Özellikle
- "O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör / Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör." (Melih Cevdet Anday)
- "Hele bak, nasıl çalışıyor."
- "Hele bir dinlemesin."
-
"Sonunda" anlamıyla geciken davranışları bildirmek için kullanılan bir söz
-
Uyarma, korkutma veya söz verme anlatan bir söz
- "Sınıfını geç hele öyle bir hediye alacağım ki."
-
[bağlaç]
Özellikle
- ÖYLE
-
-
[sıfat]
Onun gibi olan, ona benzer
- "Ben öyle bir şey demedim." (Refik Halit Karay)
- "Öyle veya böyle, bir amatör, bir heveskâr işte." (Tarık Buğra)
- "Bana öyle gelirdi ki çocuklar yalnız kışın büyürler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
O yolda, o biçimde, o tarzda
- "... öyle tembel tembel salınışları, birdenbire öyle bir duruşları, arkalarına bir bakışları var ki insanı çileden çıkarıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
O denli, o kadar, o derece
- "Bugünlerde biraz üzüntü içindeysen de kasavetlenmeyesin öyle." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[ünlem]
İçinde "ne, nasıl" vb. sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatan bir söz
- "O ne biçim iş öyle! O nasıl hayvan öyle!"
-
[sıfat]
Onun gibi olan, ona benzer
- RÖLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir cismin veya bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet, değiştirgeç, konvertisör
-
[isim]
Bir cismin veya bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet, değiştirgeç, konvertisör
- GALE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçerisinde kalıp yapılan üç tarafı kaplı, bir tarafı açık tepsi şeklinde dizgi aleti
-
[isim]
İçerisinde kalıp yapılan üç tarafı kaplı, bir tarafı açık tepsi şeklinde dizgi aleti
- ZİLE
- ...
- BÖLE
-
-
[isim]
Kuzen
-
Kuzin
-
[isim]
Kuzen
- YELE
-
-
[isim]
At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar
- "O aslan yelesine benzer saçlar şimdi süt beyaz olmuş." (Haldun Taner)
-
Balıklarda sırt yüzgeci
-
[isim]
At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar
- ŞULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alev, yalım
- "Bütün ordunun kalbini Duatepe'den çıkan kurtuluş şulesi aydınlatmış." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Alev, yalım
- ÇİLE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zahmet, sıkıntı
- "Dargınlık insanların bütün ömrünü dolduran bir çile, bir ezadır." (Refik Halit Karay)
- "Âşıkın olmaz mı çile çekmesi / Çilenin olmaz mı boyun bükmesi." (Seyrani)
- "Yirmi beş senedir Beykoz'daki o tekke gibi evde çile dolduruyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Karşı taraftan konuşanın kolağası Mustafa Kemal oluşu hepsini çileden çıkarır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem
-
[isim]
Zahmet, sıkıntı
- HALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
- "Üstünde gençliğin, masumiyetin, saadetin verdiği bir hale vardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire
-
[isim]
Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
- GELE
-
-
[isim]
Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar
- "Gele atmak."
-
[isim]
Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar
- KİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek
-
[isim]
Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek
- FİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yün, pamuk vb. ipliklerden düğümlerle oluşmuş ağ
-
Alışverişte öteberi taşımak için kullanılan, ilmeklerden oluşan ağ torba
-
Saçların dağılmaması için kullanılan ağ biçiminde örgü
-
Ağ
-
[isim]
Yün, pamuk vb. ipliklerden düğümlerle oluşmuş ağ
- ŞALE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Uzun saçaklı çatısı olan alçak dağ konutu
-
[isim]
Uzun saçaklı çatısı olan alçak dağ konutu
- KULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çoğunlukla kare veya silindir biçimindeki yüksek yapı
- "Şu muazzam kule bir mühendisin hayaliydi." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Cihannüma
-
[isim]
Çoğunlukla kare veya silindir biçimindeki yüksek yapı
- İLLE
-
-
[zarf]
İlla
-
[zarf]
İlla
- JİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadınların genellikle bluz üzerine giydikleri yelek biçimindeki giysi
-
[isim]
Kadınların genellikle bluz üzerine giydikleri yelek biçimindeki giysi