Sonunda la olan 5 harfli 44 kelime var. LA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde la olan kelimeler listesine ya da başında la olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUMLA
-
-
[isim]
Kumluk yer, geniş kumsal, plaj
-
Güneş banyosu yapmak için düzenlenmiş kumsal
-
[isim]
Kumluk yer, geniş kumsal, plaj
- SKALA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Genellikle ölçü aletlerinde gösterge çizelgesi
- "Ampermetrenin skalası."
-
Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi
-
Gam
-
[isim]
Genellikle ölçü aletlerinde gösterge çizelgesi
- BAKLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baklagillerden, yurdumuzun her yerinde yetiştirilen, yeşil kabuklu ve taneli bir bitki (Vicia faba)
- "Ablam baklaları birer birer ağzından çıkarınca durumun vahimliği gözlerimin önüne serilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bu bitkinin yeşil ürünü veya kuru tanesi
- "Bırak muamma konuşmayı / Çıkar ağzından baklayı / Bahtımız aydınlanıversin." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Bir zinciri oluşturan halka veya parçalardan her biri
-
[isim]
Baklagillerden, yurdumuzun her yerinde yetiştirilen, yeşil kabuklu ve taneli bir bitki (Vicia faba)
- ÇAPLA
-
-
[isim]
Maden kazımak için kullanılan çelik kalem
-
[isim]
Maden kazımak için kullanılan çelik kalem
- KUKLA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
- "Salıncağın üzerindeki kızlar, iki zarif kukla gibi fıldır fıldır dönüyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Ayakları olmayan, alttan içine el sokularak oynatılan çeşitli nesnelerden yapılmış bebek
-
Bu bebeklerle oynatılan oyun
-
Başkasının etkisinde olan, onun isteklerine göre davranan (kimse)
-
[isim]
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
- TONLA
-
-
[zarf]
Pek çok
- "Bizde ondan tonla var."
-
[zarf]
Pek çok
- VİGLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Savaş ve ticaret gemilerinin direklerine ve dalyanlarda dikine gömülmüş gönderler üzerine gözcülerin nöbet tutmaları için yapılmış yer
-
[isim]
Savaş ve ticaret gemilerinin direklerine ve dalyanlarda dikine gömülmüş gönderler üzerine gözcülerin nöbet tutmaları için yapılmış yer
- TABLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
- "Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Bir tepsinin aldığı miktarda olan
- "Bir tabla balık döküldü."
-
Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
-
Bir şeyin düz ve geniş bölümü
- "Hokka takımı tablası. Çadır direği tablası."
-
Küllük
- "Tablada ruj izli sigara artıkları var." (Refik Halit Karay)
-
Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
-
Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir tür çalgı
-
Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri
-
[isim]
Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
- TAKLA
-
-
[isim]
Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi
- "Sizin için Türkçenin cambazıdır, kafiyelere taklalar attırır, dedi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Otomobil, kamyon vb. devrilip yuvarlanma
- "Biz senin yaşındayken iki altına takla atardık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Uçak, güvercin vb.nin uzunlamasına veya yanlamasına dönme hareketi
-
[isim]
Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi
- TOPLA
-
-
[isim]
Üç parmaklı dirgen
-
[isim]
Üç parmaklı dirgen
- MOLLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük kadı
- "Mısır mollası."
-
Medrese öğrencisi
-
Büyük bilgin
-
Dinî yönü ağır basan kimse
-
[isim]
Büyük kadı
- KİKLA
-
-
[isim]
Lapinagillerden, güzel renkli, 50 cm uzunluğunda bir balık (Labrus berggylta)
-
[isim]
Lapinagillerden, güzel renkli, 50 cm uzunluğunda bir balık (Labrus berggylta)
- ZORLA
-
-
[zarf]
Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori
- "Ona da bu hakikati zorla kabul ettirecekti." (Ömer Seyfettin)
-
İstemeyerek, isteksiz olarak, zoraki
- "Adama beş lira verdik, zorla başımızdan savdık." (Burhan Felek)
-
[zarf]
Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori
- MATLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök cisimlerinin doğması
-
Gök cisimlerinin doğduğu yer
-
Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti
-
[isim]
Gök cisimlerinin doğması
- KIŞLA
-
-
[isim]
Askerlerin toplu olarak barındıkları yapılar bütünü
- "Gece gündüz kışlada kaldığımızdan sivil hayat ile temasımız pek azdı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği veya kışın barındığı kapalı ağıl
-
[isim]
Askerlerin toplu olarak barındıkları yapılar bütünü
- UKALA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse)
- "Bu miskin ve ukala herifi sepetledi." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse)
- YAYLA
-
-
[isim]
Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato
- "Geceleri yaylalar ayaz olur, adamı üşütür." (Memduh Şevket Esendal)
-
Dağlık, yüksek bölgelerde, kışın hayat şartları güç olduğu için boş bırakılan, yazın havası iyi ve serin olan, hayvan otlatma veya dinlenme yeri
-
[isim]
Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato
- PUFLA
-
-
[isim]
Perde ayaklılardan, Kuzey Kutbu'na yakın yerlerde, İskandinavya kıyılarında yaşayan, ince ve yumuşak tüyleri için avlanan bir kuş (Somateria)
- "Pufla gibi yastık."
-
[sıfat]
Bu kuşun tüyleriyle doldurulmuş
- "Tek atlı arabasının pufla ipek şiltesine uzanmış, kuş tüyünden, iri, pembe yastıklara dayanmış, gözleri açık, uyur gibi duran Masume Hanım, yoldan yaya geçenleri hiç görmüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Perde ayaklılardan, Kuzey Kutbu'na yakın yerlerde, İskandinavya kıyılarında yaşayan, ince ve yumuşak tüyleri için avlanan bir kuş (Somateria)
- AKALA
-
-
[isim]
Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir pamuk türü
-
[isim]
Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir pamuk türü
- TARLA
-
-
[isim]
Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası
- "Kulübelerinize ve tarlalarınıza ne kadar üzülseniz yeridir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Deniz hayvanlarının çok olduğu yer
- "Midye tarlası. İstiridye tarlası."
-
[isim]
Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası