Başında la olan 5 harfli 44 kelime var. La ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde la olan kelimeler listesine ya da sonu la ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında la bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LAVAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir işlem sonrası, metal yüzeyleri su ile yıkama
- "Nuruosmaniye Semti'ndeki kârgir evinden, hastalarına lavaj yaparken, siyah çarşafını taktırarak bir kupa arabasına bindirip acele gitmişlerdi." (Refik Halit Karay)
-
Bir organı su vererek yıkayıp temizleme
-
[isim]
Bir işlem sonrası, metal yüzeyleri su ile yıkama
- LAZUT
-
-
[isim]
Mısır
-
[isim]
Mısır
- LAZCA
- ...
- LAKAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad
- "Arkadaşının taktığı bu lakabı, Ger Ali, soyadı kanunu çıkınca isminin başından alıp sonuna koydu mu bilmiyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad
- LADES
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavuğun lades kemiğini iki kişinin birer ucundan tutarak kırması, birinin bir şeyi "aklımda" veya "hatırımda" demeden ötekinden almasıyla yenik sayılmasıyla biten oyun, lades oyunu
- "Lades tutuşmadık ki her defasında hatırımda diyorsun." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tavuğun lades kemiğini iki kişinin birer ucundan tutarak kırması, birinin bir şeyi "aklımda" veya "hatırımda" demeden ötekinden almasıyla yenik sayılmasıyla biten oyun, lades oyunu
- LAĞIV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kuruluşun faaliyetine son verme
- "Şehremaneti lağvına karar vermiş, dediler." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Hükümsüz kılma, feshetme
-
[isim]
Bir kuruluşun faaliyetine son verme
- LAÇKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi halatının gevşetilip boşa bırakılması
-
[sıfat]
Gevşemiş, verimsiz duruma gelmiş, düzeni bozulmuş
- "Ne oluyorum demeye vakit bulamadan her tarafını laçka eden bir kesiklik duydu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gemi halatının gevşetilip boşa bırakılması
- LAVAŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mayalı hamurdan tandırda pişirilerek yapılan ve yapıldığı yere göre büyüklüğü değişen ince ekmek türü
-
Yufka inceliğinde açılmış uzun sade pide
-
[isim]
Mayalı hamurdan tandırda pişirilerek yapılan ve yapıldığı yere göre büyüklüğü değişen ince ekmek türü
- LAHZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, an
- "Top gürleyip oruç bozulan lahzadan beri / Bir nurlu neşe kapladı kerpiçten evleri." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, an
- LARVA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Kurtçuk
-
[isim]
Kurtçuk
- LAÇIN
-
-
[isim]
Beyaz renkli bir cins şahin
-
[isim]
Beyaz renkli bir cins şahin
- LAKOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hanigiller familyasından yuvarlak kuyruğu bulunan bir balık türü (Epinephelus zeneus)
-
[isim]
Hanigiller familyasından yuvarlak kuyruğu bulunan bir balık türü (Epinephelus zeneus)
- LAVUK
-
-
[sıfat]
Gereksiz konuşan (kimse)
-
[sıfat]
Gereksiz konuşan (kimse)
- LAGAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Zayıf, çelimsiz
- "Babam önde bir lagar beygir sırtındadır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Zayıf, çelimsiz
- LAÇİN
- ...
- LAGÜN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Deniz kulağı
-
[isim]
Deniz kulağı
- LAFZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sözün söylenişine, yapısına ait, sözle ilgili
-
[sıfat]
Sözün söylenişine, yapısına ait, sözle ilgili
- LAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar
- "Firavun'un açık lahitlerindeki boğuk yankıları dinledim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Taş veya mermerden oyma mezar
-
[isim]
Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar
- LASKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yakı ile ilgili
-
[sıfat]
Yakı ile ilgili
- LAKÇI
-
-
[isim]
Laka veya vernik süren işçi
-
[isim]
Laka veya vernik süren işçi