Sonunda l olan 5 harfli 327 kelime var. L harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde l harfi olan kelimeler listesine ya da başında l harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇOĞUL
-
-
[isim]
Çokluk: Ordular. Geldik
-
[isim]
Çokluk: Ordular. Geldik
- KOPİL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Arsız sokak çocuğu
- "Mahallenin kopilleri ellerinde fener, kapı kapı dolaşır para toplarlarmış." (Reşat Enis)
-
Babası belli olmayan çocuk
-
[isim]
Arsız sokak çocuğu
- TAHIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç vb. hasat edilen ürünler ile tohumlarının genel adı, hububat
-
[isim]
Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç vb. hasat edilen ürünler ile tohumlarının genel adı, hububat
- TEKEL
-
-
[isim]
Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum, inhisar, monopol
- "Türkiye'de bazı içkiler tekel maddeleridir."
-
Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu, inhisar, monopol
-
Bir kişi veya kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç
- "Özel yalıların tekelinden kurtarılan yeni kıyılar da halkın denizle buluşmasını sağlayacak." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum, inhisar, monopol
- AKÇIL
-
-
[sıfat]
Rengini atmış, ağarmış, içinde ak renk bulunan
- "Buruşuk, akçıl donlu bir bedevi." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Rengini atmış, ağarmış, içinde ak renk bulunan
- ÇEKÜL
-
-
[isim]
Ucuna küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç, şakul
-
[isim]
Ucuna küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç, şakul
- MAKUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Akla uygun, akıllıca
- "Makul bir düşünce."
- "Öyle bir gazetenin yazarına da biraz daha makul, biraz daha dürüst, biraz daha geniş düşünceli olmak yaraşır." (Orhan Veli Kanık)
-
Akıllıca iş gören, mantıklı
- "Makul bir adam."
-
Belirli
- "Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı ... isteme hakları vardır." (Anayasa)
-
Aşırı olmayan, uygun, elverişli
- "Ev için makul bir fiyat istedi."
-
[sıfat]
Akla uygun, akıllıca
- ETSEL
-
-
[sıfat]
Ete ait
-
Cinselliğe ait
- "Zavallı geçkin kız, yerleşik ahlâk kurallarının dışında etsel duyarlığa yaklaşırsa, başına bunların geleceğini düşünüyordu." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Ete ait
- VARİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çoğunlukla sıvı maddeleri koymak için kullanılan, metalden yapılmış, silindir biçiminde, üstü kapalı kap
- "Yetmişer kiloluk varilleri raylar üzerinde yuvarlayarak tıngır tıngır getiriyorlar." (Aka Gündüz)
-
Petrol ölçü birimi (158,8l litre)
-
Bir kabın içine aldığı madde miktarı
- "Petrolün varili 25 dolara yükseldi."
-
[isim]
Çoğunlukla sıvı maddeleri koymak için kullanılan, metalden yapılmış, silindir biçiminde, üstü kapalı kap
- VASIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ulaşan, varan
- "Biraz sonra tren Menemen'e vasıl oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ulaşan, varan
- CAHİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Öğrenim görmemiş, okumamış
- "Bu maskara sosyete bana cahil diye bakar." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu konularda yeni kuşağın yanında her zaman cahil kalmaya mahkûmuz." (Haldun Taner)
-
Bilgisiz
-
Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan
- "Bu doktorun karşısında cahil, aptal oluyorum." (Memduh Şevket Esendal)
-
Deneysiz, genç, toy (delikanlı veya kız)
- "Esasta batıl itikatlara inanmış cahil bir kızcağızdı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Öğrenim görmemiş, okumamış
- ROTİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Otomobilin ön düzeninde bulunan, her yöne dönebilen ve mafsal olarak kullanılan küre biçiminde bir parça
-
[isim]
Otomobilin ön düzeninde bulunan, her yöne dönebilen ve mafsal olarak kullanılan küre biçiminde bir parça
- SİCİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Resmî belgelerin kaydedildiği kütük
-
Görevlilerin her türlü durumlarının işlendiği dosya
- "Sicil ve bürokrasi baskı ve sıkısına pek gelemezdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Resmî belgelerin kaydedildiği kütük
- EÇHEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok cahil, çok bilgisiz olan
-
[sıfat]
Çok cahil, çok bilgisiz olan
- OTÇUL
-
-
[sıfat]
Otla beslenen (hayvan), otobur, herbivor
-
[sıfat]
Otla beslenen (hayvan), otobur, herbivor
- ZÜLAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saf, tatlı su
-
[isim]
Saf, tatlı su
- MİSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eş, benzer
- "Misli görülmemiş bir refaha, bir saadete ermiştim." (Refik Halit Karay)
- "Bu sonbahar sabahında Gülhane Parkının misli menendi yoktur." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Miktar
-
Defa, kez, kat
- "Ona edeceğiniz her hareketi yüz misli ile size iade ederim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Eş, benzer
- NİPEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki bağlantı parçasını birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça
-
[isim]
İki bağlantı parçasını birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça
- ÜSTEL
-
-
[sıfat]
Üstü olan
-
[sıfat]
Üstü olan
- CEDEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tartışma, çekişme, münakaşa etme
-
[isim]
Tartışma, çekişme, münakaşa etme