Sonunda l olan 4 harfli 78 kelime var. L harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde l harfi olan kelimeler listesine ya da başında l harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VASL
- ...
- OVAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Yumurta biçiminde olan, yumurtamsı, söbe, beyzi
-
Kapalı, dışbükey ve uzunca (bütün eğriler), özellikle elips gibi iki simetri ekseni olan (simetrik eğri)
-
[sıfat]
Yumurta biçiminde olan, yumurtamsı, söbe, beyzi
- ERİL
-
-
[sıfat]
Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker
-
[sıfat]
Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker
- ÖZEL
-
-
[sıfat]
Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan
-
Bir kişiyi ilgilendiren, hususi, zatî
- "Özel bir diyeceği varmış gibi koluma girdi sokakta." (Necati Cumalı)
-
Devlete değil, kişiye ait olan, hususi, resmî karşıtı
-
Dikkate değer
- "Özel bir ilgi gösterdi."
-
Ayırt edici bir niteliği olan
-
Her zaman görülenden, olağandan farklı
- "Özel durumları da göz önüne alalım."
-
[sıfat]
Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan
- AMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılan iş, edim, fiil
-
Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları
-
İshal
-
[isim]
Yapılan iş, edim, fiil
- FAUL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Karşılaşmalarda rakip oyuncuya yapılan kural dışı hareket
-
[isim]
Karşılaşmalarda rakip oyuncuya yapılan kural dışı hareket
- AYAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karı, eş
- "Çocuklar uyumuştur / Efendi gazete okur / Ayali dikiş dikmektedir." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Karı, eş
- ÖDÜL
-
-
[isim]
Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat
- "İki Nobel Edebiyat Ödülü Balkanlı yazarlara verildi." (Haldun Taner)
-
Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan, mükâfat
-
[isim]
Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat
- REGL
- ...
- AZOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı
-
[isim]
Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı
- IĞIL
-
-
[isim]
Yavaş akan su
- "Iğılda yüzmek kolaydır."
-
[isim]
Yavaş akan su
- GRİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Izgara
-
[isim]
Izgara
- KRAL
-
-
[isim]
En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse
- "İngiliz kralı."
-
Herhangi bir alanda başkalarından üstün, başarılı olan kimse
- "Satranç kralı."
-
Çok başarılı ve zengin iş adamı
- "Şimdiki adı konserve kralı olan birisi ile tanıştım." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Üstün, çok iyi
- "Firuzağa'da şirin, kutu gibi, manzarası çok kral bir çatı katına taşındı." (Atilla İlhan)
-
[isim]
En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse
- ALİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hastalıklı, sakat
- "Bu insanlarla ciddi bir mücadeleye girişmek, bana sokakta alil bir dilenciye hakaret etmek kadar ayıp görünüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Hastalıklı, sakat
- AKIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
- "Bu hikâye akıl almaz bir aptallıktan başka bir şey değildi." (Tarık Buğra)
- "O cinayeti işlemeden evvel gelip bize akıl mı danıştın?" (Peyami Safa)
- "Kadınların hâline akıl ermiyor vesselam." (Halide Edip Adıvar)
- "Yaşadığımız müddetçe bu muammaya akıl erdirmek bizim için pek kabil değildi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Bellek
- "Hâlâ aklımda o tufan yağmuru." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Bir hastalık hâli olduğu anlaşılan bu ilk sersemlikten sonra yavaş yavaş aklı başına gelmektedir." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Aklı her şeye eriyor, eli her işe yatıyor." (Atilla İlhan)
- "İşin nereye varacağını aklına getirmez."
-
Öğüt, salık verilen yol
- "Bu aklı size kim verdi."
- "Çocuğun bu geç saatte evden izinsiz çıkıp gitmesini aklım almıyor."
-
Düşünce, kanı
- "Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve!" (Ahmet Kutsi Tecer)
-
[isim]
Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
- AZİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görevden alma
-
[isim]
Görevden alma
- OTEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme
- "Beyoğlu civarında bir otelde yatmıştım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme
- İSAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ulaştırma
-
[isim]
Ulaştırma
- AĞIL
-
-
[isim]
Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer
- "Bir keçi kokusu sarmış ağıllarda çobanlarla arkadaş oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker, ayla, hale
-
Bazı görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker
-
[isim]
Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer
- TROL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı
-
[isim]
Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı