Sonunda lüm olan 9 kelime var. LÜM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde lüm olan kelimeler listesine ya da başında lüm olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TAZALLÜM, TEKELLÜM, TESELLÜM
ÇÖZÜLÜM
BÜKLÜM
BÖLÜM, POLÜM, ZULÜM
ÖLÜM
L M Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
MÜL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEKELLÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söyleme, konuşma
-
[isim]
Söyleme, konuşma
- TESELLÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verilen bir şeyi alma, teslim alma
-
[isim]
Verilen bir şeyi alma, teslim alma
- TAZALLÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sızlanma, yanıp yıkılma, ağlaşma, yakınma
- "Bu mektup ... manasız edebiyatlar ve tazallümlerden sonra şu satırlarla bitiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sızlanma, yanıp yıkılma, ağlaşma, yakınma
- ÇÖZÜLÜM
-
-
[isim]
Çözülme işi, dağılım, bozgun
-
Sinir merkezleri arasındaki iş birliği ve uyumun bozulup kesilmesi
-
[isim]
Çözülme işi, dağılım, bozgun
- BÜKLÜM
-
-
[isim]
Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat, kıvrım
- "Yırtılmış atılmış o kâğıtlar ki hayatım / Her parçası, her büklümü üstünde adın var." (Mithat Cemal Kuntay)
-
Dönemeç, viraj
-
[isim]
Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat, kıvrım
- POLÜM
- ...
- ZULÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, acımasızlık, haksızlık, eziyet, cefa
- "Nöbetçinin siyah süngüsü zorbalığın ve zulmün bir timsali gibi gözlerimin önünden geçiyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, acımasızlık, haksızlık, eziyet, cefa
- BÖLÜM
-
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
- "Asıl yalıya bitişik bir binada belki de eski selamlık bölümünde idiler." (Refik Halit Karay)
-
Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon
-
Çağ, devir
- "O gün edebiyat tarihinde hecenin beş şairi diye bir bölüm açanların üçü orada tanıştılar." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
-
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman
-
Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
- ÖLÜM
-
-
[isim]
Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat
- "Çenesinde babamın ölüm günü gördüğüm asabi buruşmalar var." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Ölüm var dirim var, bu parayı alıp saklamalı."
- "Kim bilir hangi aşüftenin biri idi bu, ölümü göze alarak arkasından koştuğun mahluk?" (Refik Halit Karay)
- "Yüz yaşından daha çok insan ne kadar yaşar ki ölümün soluğunu ensemde duyuyorum." (Yahya Kemal)
-
Ölme biçimi
- "Yanarak ölümü, feciydi."
- "Ölüm Allahın emri, bu işi yapacağım."
-
İdam cezası
- "Ölüme mahkûm oldu."
-
[ünlem]
Ölmesi istenen canlı için kullanılan bir söz
- "Zalimlere ölüm!"
-
Sona erme, yok olma, ortadan kalkma
- "Küçük sanayinin ölümü."
-
Çok büyük sıkıntı, üzüntü
- "Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat