Sonunda olan 5 harfli 17 kelime var. KI ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kı olan kelimeler listesine ya da başında kı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BALKI

  1. [isim] Ağrı, sancı
  2. [sıfat] Güzel, süslü, parlak

KATKI

  1. [isim] Bir işin yapılmasına, gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile katılma, yardım
    • "Her geçen gün ününe, sanatına yeni katkılar getiriyordu." (Necati Cumalı)
  2. Bir şeye katılan başka bir madde
  3. Metal ve alaşımların hazırlanması sırasında içlerine katılan değişik nitelikteki maddeler
  4. Düğün günü davetlilerin öğleye kadar gönderdikleri armağan

KAVKI

  1. [isim] Kabuk

KISKI

  1. [isim] Türlü maksatlarla iki şeyin arasına sokuşturulan, kıstırılan parça, kama, takoz

ŞARKI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tonlama değişiklikleriyle çeşitli duygular uyandıran uyumlu, ezgili insan sesleri dizisi
    • "Pürüzsüz, tane tane şarkı söyler gibi ahenkli bir konuşma tarzı vardı." (Haldun Taner)
    • "Eğlenmek için derin bir heves doğdu, ıslıkla bir şarkı tutturdu." (Peyami Safa)
  2. Klasik Türk müziğinde aşk üzerine söylenen, nakaratı ve ara nağmesi olan parça
    • "Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide bir geçerlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Ezgi, müzik parçası, melodi
    • "Halk şarkıları."
  4. Divan edebiyatında, bestelenmek için dörtlükler biçiminde ve uyaklı olarak yazılmış olan şiir biçimi

BASKI

  1. [isim] Bir eserin basılış biçimi veya durumu
    • "Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bası sayısı
    • "Bu gazetenin baskısı yüz bindir."
  3. Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri
    • "Sözlüğün yeni baskısı."
  4. Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı
    • "Etek baskısı."
  5. Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tahakküm
    • "Politik baskıların yanı sıra daha başka yasaklara da bağlıydık." (Necati Cumalı)
  6. Bir maddeyi sıkıp ezen alet, pres
  7. Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu
  8. Top oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu, pres

SAPKI

  1. [isim] Bir görevin ve özellikle bir fizyoloji görevinin ters bir yön alması

BIÇKI

  1. [isim] Tahta veya ağaç biçmekte kullanılan, karşılıklı iki sapı olan ve iki kişi tarafından kullanılan büyük testere
  2. Motorla çalışan bir çeşit güçlü testere
  3. Saraç bıçağı
  4. Bağ budamaya yarayan dişli bıçak

ÇALKI

  1. [isim] Çalgıç
  2. Tırpan

FIŞKI

  1. [isim] Atgillerin taze dışkısı, tersi

DIŞKI

  1. [isim] Sindirim sonunda anüs yoluyla dışarıya atılan besin artığı, kazurat

BATKI

  1. [isim] Hüsran
    • "O geniş caddeler bugünkü hazin görünümleriyle nihayet bulurlar. Edebiyatın özlemleri acı bir batkıya uğrar." (Selim İleri)
  2. İflas

YILKI

  1. [isim] At, eşek gibi tek tırnaklı hayvan sürüsü
  2. Başıboş bırakılmış at veya eşek

TIPKI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin eşi, benzeri, aynı
  2. [zarf] Tıpatıp, tamamıyla
    • "Saffet Hanım tıpkı kendisini görmeden tahmin etmiş olduğum gibiydi." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ÇATKI

  1. [isim] Uç uca, birbirine çatılan şeylerin bütünü
    • "Tüfek çatkısı."
  2. Sehpa
  3. Alından geçerek başın çevresine çember gibi bağlanan bağ, kaşbastı
    • "Alnında, başı ağrıdığı vakitlerdeki gibi beyaz tülbentten bir çatkı vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Bir işin bütününün veya parçalarının bir araya getirilmesinde uyulan yöntem

KIRKI

  1. [isim] Kırkma işi
  2. Davarların yün veya kıllarını kırkmaya yarayan makasa benzer araç

YANKI

  1. [isim] Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, aksiseda, inikâs, akis, eko
    • "Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin / Ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin." (Necip Fazıl Kısakürek)
    • "Memleket dışında bile birtakım yankılar uyandırmaya başlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu, düşünce, dedikodu gibi tepki, akis
    • "Bu çığlıklar, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa geniş yankılarla bütün yurdu kaplıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü