Başında kı olan 8 harfli 139 kelime var. Kı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kı olan kelimeler listesine ya da sonu kı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIYILMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğranmak
                    
                    
- "Tütün kıyıldı. Et kıyıldı."
 
 - 
                    
                        Kıyma işi yapılmak
                    
                    
- "Zavallıya nasıl kıyıldı?"
 
 - 
                    
                        Ezilir, kıyılır gibi olmak
                    
                    
- "Açlıktan içim kıyılıyor."
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğranmak
                    
                    
 - KIRIŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak
                    
                    
- "Boynu uzamış, kararmış, yaşlı adamların boynu gibi kırışmıştı." (Yahya Kemal)
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Birbirini kırmak, yok etmek, öldürmek
                    
                    
 - 
                    
                        Karşılıklı kırmak
                    
                    
- "Çocuklar yumurta kırışıyorlar."
 
 - 
                    
                        Pazarlık etmek
                    
                    
 - 
                        [-le]
                    
                        Bahse tutuşmak
                    
                    
 - 
                    
                        Bir şeyi eşit olarak paylaşmak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak
                    
                    
 - KIPRAMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Kıpırdamak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Kıpırdamak
                    
                    
 - KISALTIM
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kısaltma işi, taksir
                    
                    
 - 
                    
                        Güzel sanatlarda perspektif sebebiyle bazı boyutları küçük görülen nesneleri, bu görünüşe uygun bir biçimde çizme yöntemi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kısaltma işi, taksir
                    
                    
 - KILIFSIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Kılıfı olmayan veya kılıf içinde bulunmayan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Kılıfı olmayan veya kılıf içinde bulunmayan
                    
                    
 - KILKIRAN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Saçkıran
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Saçkıran
                    
                    
 - KISACASI
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Kısa söylemek gerekirse, sözün kısası, elhasıl, velhasıl, velhasılıkelam, hülasa
                    
                    
- "Bir kimse, doktor, avukat, yargıç, kunduracı, kısacası ne iş görürse görsün, gerekli sanat eğitiminden yoksunsa gördüğü işin önemini kavrayamaz." (Necati Cumalı)
 
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Kısa söylemek gerekirse, sözün kısası, elhasıl, velhasıl, velhasılıkelam, hülasa
                    
                    
 - KIYTIRIK
 - 
    
- 
                    
                        Değersiz, bayağı, basit
                    
                    
 
 - 
                    
                        Değersiz, bayağı, basit
                    
                    
 - KIYIMLIK
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Bir defada kıyılacak miktarda olan
                    
                    
- "Bir kıyımlık tütün."
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Bir defada kıyılacak miktarda olan
                    
                    
 - KIYIŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Karşılıklı sözleşmek, anlaşıp karar vermek
                    
                    
 - 
                    
                        Biriyle yarışmaya kalkmak
                    
                    
- "Sen onunla kıyışamazsın."
 
 - 
                    
                        Yüreklilik göstermek, cesaret etmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Karşılıklı sözleşmek, anlaşıp karar vermek
                    
                    
 - KILAĞICI
 - ...
 - KIRKAYAK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Eklem bacaklıların çok ayaklılar sınıfına giren, taşların altında yaşayan, vücudu yuvarlak ve uzun bir böcek (Julus terrestris)
                    
                    
 - 
                    
                        Kasık biti
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Eklem bacaklıların çok ayaklılar sınıfına giren, taşların altında yaşayan, vücudu yuvarlak ve uzun bir böcek (Julus terrestris)
                    
                    
 - KIRIKHAN
 - ...
 - KIVANMAK
 - 
    
- 
                        [-e]
                    
                        Övünülecek bir olaydan dolayı sevinmek, iftihar etmek, memnun olmak
                    
                    
 
 - 
                        [-e]
                    
                        Övünülecek bir olaydan dolayı sevinmek, iftihar etmek, memnun olmak
                    
                    
 - KIVRANIŞ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kıvranma işi veya biçimi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kıvranma işi veya biçimi
                    
                    
 - KIYMALIK
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Kıyma yapmaya elverişli
                    
                    
- "Kıymalık et."
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Kıyma yapmaya elverişli
                    
                    
 - KILLILIK
 - ...
 - KIPÇAKÇA
 - ...
 - KIVRILIŞ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kıvrılma işi veya biçimi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kıvrılma işi veya biçimi
                    
                    
 - KIVRANTI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kararsızlık, sıkıntı
                    
                    
- "... ne yapacağını bilememenin kıvrantısı içinde..." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kararsızlık, sıkıntı