Başında olan 6 harfli 74 kelime var. Kı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kı olan kelimeler listesine ya da sonu kı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KINSIZ

  1. [sıfat] Kını olmayan

KILSIZ

  1. [sıfat] Kılı olmayan

KILADE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerdanlık, boyna takılan süs eşyası

KISMAK

  1. [-i] Sesi azaltmak, alçaltmak
    • "Radyoyu biraz kısar mısın?"
  2. Gözü biraz kapamak
    • "Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı." (Necati Cumalı)
  3. Ezmek, büzmek, daraltmak
    • "Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Lamba ışığını azaltmak
  5. Sıkıştırmak
    • "Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı." (Ömer Seyfettin)
  6. [-den] Masraf, harcama vb.ni azaltmak
    • "Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs." (Behçet Necatigil)
  7. Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
  8. Pintilik etmek

KILGIN

  1. [sıfat] Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik

KINAMA

  1. [isim] Kınamak işi, ayıplama, takbih

KILÇIK

  1. [isim] Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
  2. Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif
  3. Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön veya yan tarafına aşırıp atması

KINALI

  1. [sıfat] Kına ile boyanmış olan
  2. Kınanın renginde veya kızıl renkte olan
    • "Bıyıklarının ortası belli ki tütün zifirinden kınalı bir renk almıştı." (Refik Halit Karay)
  3. [isim] Yapıncak

KISACA

  1. [sıfat] Oldukça kısa, biraz kısa
    • "Mutfakta kısaca boylu, kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [zarf] Kısa olarak, özetle
    • "O hafta çocukluk arkadaşı ile iki defa daha kısaca görüşebildi." (Osman Cemal Kaygılı)

KIVRIM

  1. [isim] Bir şeyin kıvrılan yeri, büklüm
  2. Bir tür tatlı
    • "Cevizli kıvrım."
  3. Ayrım, dönemeç
    • "Yolun kıvrımında ayrılanlarla dönüp bakıştık." (Aka Gündüz)
  4. Kıvrılma sonunda oluşan toprak dalgası

KIZARI
...
KIRTIK
...
KIYMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değer
    • "Bir özleyiş ve bir korkudan sonra bayrağın kıymetini ne kadar daha başka, ne kadar daha yakından duyuyordum." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Düşündüm ki başka bir yerde çalışmaya başlarsam, belki kıymete binerim." (Ayşe Kulin)
    • "Güneş yalnız dirileri ısıtır. / Güneşin kıymetini bil." (Oktay Rifat)

KIRGIN

  1. [sıfat] Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan
  2. [isim] Toplu ölümlere yol açan bulaşıcı hastalık

KIZGIN

  1. [sıfat] Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış
    • "Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur." (Cemil Meriç)
  2. Eş arayan (hayvan)
    • "Kızgın bir boğa."
  3. Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir
    • "Hani Allah sizi inandırsın, bu kadar kızgın olmasaydım, korkardım." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Kızışık, zorlu, sert, şiddetli

KITAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kıtalar, ana karalar
  2. Asker birlikleri

KIVRAK

  1. [sıfat] Canlı, hareketli, atik
    • "Lastik ayakkabılarının üstünde kıvrak ve çevikti." (Haldun Taner)
  2. Akıcı, işlek
    • "Kıvrak bir zekâsı var. Kıvrak bir anlatım."
  3. [isim] Yerli dokuması kara bezden yapılmış köylü kadın yeldirmesi
  4. [isim] İnce tülbent veya ipekli baş örtüsü
  5. Aceleci
  6. Güzel, şık, yakışıklı

KIRCIN

  1. [isim] Hayvan kıranı
    • "Son kırcında çok davar öldü."

KIRPMA

  1. [isim] Kırpmak işi

KIZLIK

  1. [isim] Cinsel ilişkide bulunmamış bayanın durumu, erdenlik, bakirlik, bekâret, bikir
  2. [sıfat] Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü
    • "İşte bu onun kızlık odası." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Üvey kız

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü