Başında olan 6 harfli 74 kelime var. Kı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kı olan kelimeler listesine ya da sonu kı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KILBAZ

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. Dalkavuk

KIBRIS
...
KIRLIK

  1. [isim] Kır olan yer, şehir dışında açıklık yer
    • "Etrafı kırlık, mezarlık, uzun bir yoldan gidiyorduk." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KISACA

  1. [sıfat] Oldukça kısa, biraz kısa
    • "Mutfakta kısaca boylu, kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [zarf] Kısa olarak, özetle
    • "O hafta çocukluk arkadaşı ile iki defa daha kısaca görüşebildi." (Osman Cemal Kaygılı)

KIYMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değer
    • "Bir özleyiş ve bir korkudan sonra bayrağın kıymetini ne kadar daha başka, ne kadar daha yakından duyuyordum." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Düşündüm ki başka bir yerde çalışmaya başlarsam, belki kıymete binerim." (Ayşe Kulin)
    • "Güneş yalnız dirileri ısıtır. / Güneşin kıymetini bil." (Oktay Rifat)

KIRBAÇ

  1. [isim] Tek parça deri veya uzun esnek bir değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı
    • "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

KIRPMA

  1. [isim] Kırpmak işi

KINSIZ

  1. [sıfat] Kını olmayan

KIRSAL

  1. [sıfat] Kır ile ilgili
  2. [isim] Az insanın barındığı, genellikle kır durumunda olan yer

KISTAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölçüt
    • "Dedektif romanlarında suçluyu ararken kullanılan bir kıstası burada da kullanabiliriz." (Haldun Taner)

KIYMAK

  1. [-i] Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak
    • "Eti kıymak."
  2. [-e] Acımadan vermek, esirgememek, feda etmek
    • "Beş altı kuruşa daha kıyarak sağlamca bir ip tedarik etti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. [-e] Acımayıp öldürmek
    • "Zavallıya nasıl kıydılar?"
  4. [-e] Acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek
    • "Ne yapayım, ben de ekmek istiyorum, hayatımı kazanıyorum, bana kıymayın." (Halide Edip Adıvar)

KILCAN

  1. [isim] At kuyruğu kılından yapılmış kuş tuzağı

KISMIK

  1. [sıfat] Cimri

KIYICI

  1. [isim] Kıyma işini yapan kimse
    • "Tütün kıyıcısı."
  2. [sıfat] Acıma duygusu olmayan, başkalarına kıyasıya kötülük eden, gaddar, zalim

KISMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip
    • "Şimdi genç değil, şöyle kırkını, kırk beşini aşmış, efendiden, ağırbaşlı bir kısmet bekliyor." (Haldun Taner)
    • "Zavallı kızın kısmeti çıkmış, kendine sormadan, danışmadan hemen vermişler." (Ömer Seyfettin)
    • "Kısmet olursa bunları bu yeni yılda göreceğiz." (Haldun Taner)
    • "Çöp tenekeleri modernleşip metal sandıklara dönüşünce bu zavallıların çöp tenekelerinden de kısmeti kesildi." (Aydın Boysan)
  2. Evlenme talihi
    • "Aslında kendi de şimdiye kadar bütün kısmetleri tepti." (Halide Edip Adıvar)
  3. Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu
  4. Talih, kader, şans
  5. [ünlem] "Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü
    • "Yarın gelecek misiniz? -Kısmet!"

KIPÇAK
...
KINNAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim veya kalın iplik
    • "Onları arkadan kınnapla bağlamıştı." (Sait Faik Abasıyanık)

KISMAK

  1. [-i] Sesi azaltmak, alçaltmak
    • "Radyoyu biraz kısar mısın?"
  2. Gözü biraz kapamak
    • "Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı." (Necati Cumalı)
  3. Ezmek, büzmek, daraltmak
    • "Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Lamba ışığını azaltmak
  5. Sıkıştırmak
    • "Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı." (Ömer Seyfettin)
  6. [-den] Masraf, harcama vb.ni azaltmak
    • "Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs." (Behçet Necatigil)
  7. Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
  8. Pintilik etmek

KILÇIK

  1. [isim] Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
  2. Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif
  3. Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön veya yan tarafına aşırıp atması

KILSIZ

  1. [sıfat] Kılı olmayan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü