Başında köş olan 16 kelime var. Köş ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde köş olan kelimeler listesine ya da sonu köş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında köş bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KÖŞEKLEMEK
KÖŞEKLEME, KÖŞELEMEK, KÖŞKERLİK
KÖŞEBAŞI, KÖŞEBENT, KÖŞELEME
KÖŞEGEN, KÖŞELİK, KÖŞESİZ
KÖŞELİ, KÖŞKER, KÖŞKLÜ
KÖŞEK
KÖŞE, KÖŞK
K Ö Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ÖK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÖŞEKLEMEK
-
-
[nsz]
Deve yavrulamak
-
[nsz]
Deve yavrulamak
- KÖŞEKLEME
-
-
[isim]
Köşeklemek işi
-
[isim]
Köşeklemek işi
- KÖŞKERLİK
-
-
[isim]
Köşkerin yaptığı iş
-
[isim]
Köşkerin yaptığı iş
- KÖŞELEMEK
-
-
[-i]
Köşeye gelecek biçimde koymak
-
[-i]
Köşeye gelecek biçimde koymak
- KÖŞEBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt
-
Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri
-
[isim]
Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt
- KÖŞELEME
-
-
[isim]
Köşelemek işi
-
[zarf]
Köşeye çapraz gelecek biçimde
- "Sonra aynı mendili üç köşeleme katlayarak boynu ile kolalı yakasının arasına sıkıştırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Köşelemek işi
- KÖŞEBAŞI
-
-
[isim]
Bir sokağın başka bir sokakla veya caddeyle kesiştiği yer
- "Şu iki köşebaşı arasında senelerden beri ne hatıralar?" (Peyami Safa)
- "Amatör diplomatlar, küme küme köşebaşlarını tutmuş ve bozgunculuk propagandasına girmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Önemli makam
-
[isim]
Bir sokağın başka bir sokakla veya caddeyle kesiştiği yer
- KÖŞESİZ
-
-
[sıfat]
Köşesi olmayan
-
[sıfat]
Köşesi olmayan
- KÖŞELİK
-
-
[isim]
İki duvarın kesiştiği yere aralarındaki açıyı doldurmak için uygulanan ahşap veya kârgir işçiliği
-
Kapı veya pencere aralığının köşesini oluşturan taş
-
Duvar köşelerinde, üstüne lamba vb. şeyler konan el yapımı, ahşap, süslü eşya
- "Zengin sanılan evlere gidip boyun büktü Sultan. Değerli bir köşeliği, bir fotoğraf çerçevesini, bir seccadeyi satmak için..." (Ayla Kutlu)
-
[isim]
İki duvarın kesiştiği yere aralarındaki açıyı doldurmak için uygulanan ahşap veya kârgir işçiliği
- KÖŞEGEN
-
-
[isim]
Bir çokgende ardışık olmayan veya birçok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi, kutur, diyagonal
-
[isim]
Bir çokgende ardışık olmayan veya birçok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi, kutur, diyagonal
- KÖŞKLÜ
-
-
[isim]
Yangınları haber vermesi için yangın kulelerinde ve başka uygun yerlerde bekletilen gözetleyici
-
[isim]
Yangınları haber vermesi için yangın kulelerinde ve başka uygun yerlerde bekletilen gözetleyici
- KÖŞELİ
-
-
[sıfat]
Köşesi veya köşeleri olan
- "Köşeli ayraç."
-
[sıfat]
Köşesi veya köşeleri olan
- KÖŞKER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yemenici, ayakkabı tamircisi
- "Zaten azıcık güzel olsaydım, topal bir köşkere varmazdım." (Ayla Kutlu)
-
[isim]
Yemenici, ayakkabı tamircisi
- KÖŞEK
-
-
[isim]
Bir yaşına kadar olan deve yavrusu
-
[isim]
Bir yaşına kadar olan deve yavrusu
- KÖŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye
- "Kutunun sivri köşesi."
- "Kemanın ince gıy gıylarına boş mağaralardaki ses akisleri gibi öten pes perdeden bir öksürük köşe tutuyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Böyle bir köşeye atılmak, iktidardan uzak kalmak, diri diri gömülmekti benim için." (Turan Oflazoğlu)
- "Bir köşeye çekilip ölümü beklemek." (Ömer Seyfettin)
-
İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer
- "Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı." (Peyami Safa)
-
İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer
- "Türk kadınları alacalı bir ipek kumaş gibi köşeye birikmişlerdi." (Ömer Seyfettin)
-
Bölüm, yer veya yan
- "Burgaz'ın sokaklarında her köşeden Türkçe işitiliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Kuytu, tenha veya ücra yer
-
Kimsenin kolay kolay uğramadığı yer
- "İlk adımda otel, han, kahve köşeleri bulmak ihtiyacı baş gösterecek." (Refik Halit Karay)
-
Futbol alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri, korner
-
[isim]
Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye
- KÖŞK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bahçe içinde yapılmış süslü ev, kasır
- "Bozuk ve tozlu yollardan tam bizim köşkün önüne geldik." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bahçe içinde yapılmış süslü ev, kasır