Başında kuy olan 21 kelime var. Kuy ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kuy olan kelimeler listesine ya da sonu kuy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kuy bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KUYRUKSALLAYAN
KUYRUKSUZLAR
KUYRUKÇULUK, KUYRUKKAKAN, KUYRUKLULAR, KUYRUKSÜREN
KUYUMCULUK
KUYRUKSUZ, KUYUCULUK
KUYRUKÇU, KUYRUKLU, KUYTULUK
KUYUCAK, KUYUDAT, KUYUMCU
KUYMAK, KUYRUK, KUYUCU
KUYTU, KUYUM
KUYU
K U Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
UY
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUYRUKSALLAYAN
-
-
[isim]
Kuyruksallayangillerden, kanatları ve vücudunun üst bölümü kül rengi, alt bölümü değişik sarı olan, uzun kuyruklu, küçük, ötücü kuş, yont kuşu (Motacilla)
-
[isim]
Kuyruksallayangillerden, kanatları ve vücudunun üst bölümü kül rengi, alt bölümü değişik sarı olan, uzun kuyruklu, küçük, ötücü kuş, yont kuşu (Motacilla)
- KUYRUKSUZLAR
-
-
[isim]
Kurbağalar
-
[isim]
Kurbağalar
- KUYRUKLULAR
-
-
[isim]
Omurgalı hayvanlardan, amfibyumlar sınıfının, vücut ve kuyrukları uzun, bacakları zayıf, birçok semender türünü içine alan bir alt takımı, urodel
-
[isim]
Omurgalı hayvanlardan, amfibyumlar sınıfının, vücut ve kuyrukları uzun, bacakları zayıf, birçok semender türünü içine alan bir alt takımı, urodel
- KUYRUKÇULUK
- ...
- KUYRUKKAKAN
-
-
[isim]
Kara tavukgillerden, böcek ve meyve ile beslenen küçük ötücü bir kuş (Saxicola)
-
[isim]
Kara tavukgillerden, böcek ve meyve ile beslenen küçük ötücü bir kuş (Saxicola)
- KUYRUKSÜREN
-
-
[isim]
Firavun faresi
-
[isim]
Firavun faresi
- KUYUMCULUK
-
-
[isim]
Kuyumcunun işi ve zanaatı, mücevhercilik
-
[isim]
Kuyumcunun işi ve zanaatı, mücevhercilik
- KUYUCULUK
-
-
[isim]
Kuyucunun yaptığı iş
-
[isim]
Kuyucunun yaptığı iş
- KUYRUKSUZ
-
-
[sıfat]
Kuyruğu olmayan
-
[sıfat]
Kuyruğu olmayan
- KUYRUKLU
-
-
[sıfat]
Kuyruğu olan
-
[isim]
Akrep
- "Sandığın üstündeki ikinci yatağı kucaklayıp kaldırdığı sırada bir kuyruklu, yatağın altından fırladı, sandığın gerisine doğru hızla kaçtı." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Kuyruğu olan
- KUYTULUK
-
-
[isim]
Kuytu olma durumu
- "Mehtapta, çardak altlarının gemi tentesi gibi beyazımsı bir kuytuluğu var." (Refik Halit Karay)
-
Kuytu, sessiz yer
-
[isim]
Kuytu olma durumu
- KUYRUKÇU
- ...
- KUYUCAK
- ...
- KUYUMCU
-
-
[isim]
Değerli metal ve taşlardan bilezik, küpe vb. süs eşyası yapan veya satan kimse, mücevherci, cevahirci
- "Kuyumcu vitrini önünde nadir bir zümrüdü seyrettiğim sırada yanıma sokulmuş..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Değerli metal ve taşlardan bilezik, küpe vb. süs eşyası yapan veya satan kimse, mücevherci, cevahirci
- KUYUDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Resmî defterdeki kayıtlar
-
[isim]
Resmî defterdeki kayıtlar
- KUYUCU
-
-
[isim]
Kuyu kazmayı iş edinmiş kimse
-
Özel olarak açılan kuyulara inerek lüle taşını çıkaran kimse
-
[isim]
Kuyu kazmayı iş edinmiş kimse
- KUYMAK
-
-
[isim]
Mısır ununun erimiş tereyağıyla kavrulması, su eklenmesi, bir miktar peynir katılması ve bir süre kaynatılmasıyla elde edilen yemek
-
Karadeniz bölgesinde ve özellikle Trabzon'da yapılan bir tür yemek
- "Mısır kuymağı."
-
[isim]
Mısır ununun erimiş tereyağıyla kavrulması, su eklenmesi, bir miktar peynir katılması ve bir süre kaynatılmasıyla elde edilen yemek
- KUYRUK
-
-
[isim]
Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ
- "Zehra elinde kalem, gözlerine kuyruk çekiyordu." (Atilla İlhan)
- "Gül gibi yavrusunu bırakıp da evlenecekmiş. Kuyruk sallaya sallaya oğlumu öldürttü." (Yahya Kemal)
- "Ama hâlâ bilet var diye bekleyen en aşağı beş bin kişi güzel bir kuyruk yapmışlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "İki kişinin arkasından kuyruğa girdiği sırada, seyis biletlerini alıyordu." (Necati Cumalı)
-
Bu organa benzeyen uzantı
- "Uçağın kuyruğu. Gelinliğin kuyruğu."
-
Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti
-
Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı
-
Başın arkasına toplanmış saç demeti
-
Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi
-
İnsanların sıra beklemek için art arda durarak oluşturduğu dizi
- "Çoğu yirmi yaş civarında, sürü sepet öğrenci genç, kuyruğa girmiş, sırasını bekliyor." (Atilla İlhan)
-
Birisinin arkasına takılıp ondan ayrılmayan kimse
- "Falanca kuyruğu ile birlikte geliyor."
-
[isim]
Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ
- KUYTU
-
-
[sıfat]
Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)
- "Kahvenin kuytu bir köşesinde, bağıra bağıra konuşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)
- "Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor."
-
Güneş ışığı almayan (yer)
-
[sıfat]
Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)
- KUYUM
-
-
[isim]
Değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşyası
- "Altın yüzük yaptırdım, kuyum ustalarına" (Halk türküsü)
-
[isim]
Değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşyası