Başında konu olan 8 harfli 8 kelime var. Konu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde konu olan kelimeler listesine ya da sonu konu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında konu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K N O U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
KONU
2 Harfli Kelimeler
OK, ON, UN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KONUMSAL
- ...
- KONUKEVİ
-
-
[isim]
Resmî veya özel kuruluşların kendi görevlilerinin yararlanması için yaptırdığı konut, misafirhane
-
[isim]
Resmî veya özel kuruluşların kendi görevlilerinin yararlanması için yaptırdığı konut, misafirhane
- KONUKLUK
-
-
[isim]
Konuk olma durumu, misafirlik
- "Gittikleri kasabalarda konuk olduklarını bilirler, konukluğun gereklerine göre davranırlardı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Konuk olma durumu, misafirlik
- KONUMDAŞ
- ...
- KONULMAK
-
-
[nsz]
Koyma veya konma işi yapılmak
- "Yemeğe tuz konuldu."
-
[nsz]
Koyma veya konma işi yapılmak
- KONUŞKAN
-
-
[sıfat]
Konuşmayı, lakırtıyı seven, çok konuşan
-
[sıfat]
Konuşmayı, lakırtıyı seven, çok konuşan
- KONUŞMAK
-
-
[nsz]
Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak
- "Çocuk daha konuşamıyor."
-
[-i]
Belli bir konudan söz etmek
- "Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek
- "İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Söylev vermek, konuşma yapmak
-
Konuşma dili olarak kullanmak
- "Türkçeyi çok iyi konuşuyor."
-
Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak
- "Dilsizler el işaretleriyle konuşur."
-
[-le]
İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek
- "Üst kattakilerle konuşuyoruz."
-
Flört etmek
-
Dargın bulunmamak
-
Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak
-
Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek
-
Becermek, uzman gibi yapabilmek
- "Fokstrotta uzun boylu konuşamam." (Mahmut Yesari)
-
Geçerli olmak, etkin olmak
- "Yasaların yerine yumruklar konuştu."
-
Şık ve zarif görünmek
- "Bluzun konuşuyor."
-
[nsz]
Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak
- KONUŞUCU
-
-
[isim]
Konuşmacı
- "Geleceği günler ev halkınca bir sevinç arifesi yaşanırdı. Çünkü Celal Bey çok iyi bir konuşucuydu." (Haldun Taner)
-
Kusursuz, düzgün, güzel, tatlı söz söylemesini bilen kimse
-
[isim]
Konuşmacı