Başında kon olan 8 harfli 27 kelime var. Kon ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kon olan kelimeler listesine ya da sonu kon ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kon bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K N O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OK, ON
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KONSİNYE
- ...
- KONTRAST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Karşıt, aykırı, zıt
-
[isim]
Karşıtlık, aykırılık, zıtlık
-
[sıfat]
Karşıt, aykırı, zıt
- KONSERVE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Isı ile sterilize edilerek uzun zaman saklanabilecek biçimde kutulanmış (yiyecek)
- "Konserve balık."
-
[isim]
Bu yolla hazırlanmış yiyecek
-
[sıfat]
Isı ile sterilize edilerek uzun zaman saklanabilecek biçimde kutulanmış (yiyecek)
- KONTEKST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bağlam
-
Olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü, bütünlük, bağlam
- "Her yapının hem görüntüsel hem manevi bir bütünlüğü vardır. Kişiliği ancak bu kontekst içinde vurgulanır." (Haldun Taner)
-
Çevre
-
[isim]
Bağlam
- KONKASÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yapıcılıkta yol, yapı vb. yapımında kullanılacak çakıl veya taşları elde etmek için, büyük kayaları kırıp ufalamaya yarayan makine, kırma makinesi
-
[isim]
Yapıcılıkta yol, yapı vb. yapımında kullanılacak çakıl veya taşları elde etmek için, büyük kayaları kırıp ufalamaya yarayan makine, kırma makinesi
- KONÇERTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir çalgının teknik özelliklerini ön plana çıkarmak amacıyla yazılmış, orkestra eşliğinde seslendirilen, sonat formundaki müzik eseri
- "Derinden gelen, insanın ruhunu okşayan bir keman konçertosu çalıyordu." (Nazlı Eray)
-
[isim]
Bir çalgının teknik özelliklerini ön plana çıkarmak amacıyla yazılmış, orkestra eşliğinde seslendirilen, sonat formundaki müzik eseri
- KONUŞMAK
-
-
[nsz]
Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak
- "Çocuk daha konuşamıyor."
-
[-i]
Belli bir konudan söz etmek
- "Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek
- "İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Söylev vermek, konuşma yapmak
-
Konuşma dili olarak kullanmak
- "Türkçeyi çok iyi konuşuyor."
-
Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak
- "Dilsizler el işaretleriyle konuşur."
-
[-le]
İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek
- "Üst kattakilerle konuşuyoruz."
-
Flört etmek
-
Dargın bulunmamak
-
Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak
-
Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek
-
Becermek, uzman gibi yapabilmek
- "Fokstrotta uzun boylu konuşamam." (Mahmut Yesari)
-
Geçerli olmak, etkin olmak
- "Yasaların yerine yumruklar konuştu."
-
Şık ve zarif görünmek
- "Bluzun konuşuyor."
-
[nsz]
Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak
- KONUKEVİ
-
-
[isim]
Resmî veya özel kuruluşların kendi görevlilerinin yararlanması için yaptırdığı konut, misafirhane
-
[isim]
Resmî veya özel kuruluşların kendi görevlilerinin yararlanması için yaptırdığı konut, misafirhane
- KONUMSAL
- ...
- KONDURMA
-
-
[isim]
Kondurmak işi
-
[isim]
Kondurmak işi
- KONSULTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Konsültasyon
-
[isim]
Konsültasyon
- KONUKLUK
-
-
[isim]
Konuk olma durumu, misafirlik
- "Gittikleri kasabalarda konuk olduklarını bilirler, konukluğun gereklerine göre davranırlardı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Konuk olma durumu, misafirlik
- KONUMDAŞ
- ...
- KONVEYÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yükü havadan veya yerden taşımaya yarayan ve kapalı devre çalışan alet, taşıyıcı
-
Koruyucu gemi, refakat gemisi
-
[isim]
Yükü havadan veya yerden taşımaya yarayan ve kapalı devre çalışan alet, taşıyıcı
- KONİKLİK
-
-
[isim]
Konik olma durumu
-
[isim]
Konik olma durumu
- KONTUVAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir memleketin, yabancı bir memleketteki ticaret acentası
-
[isim]
Bir memleketin, yabancı bir memleketteki ticaret acentası
- KONUŞUCU
-
-
[isim]
Konuşmacı
- "Geleceği günler ev halkınca bir sevinç arifesi yaşanırdı. Çünkü Celal Bey çok iyi bir konuşucuydu." (Haldun Taner)
-
Kusursuz, düzgün, güzel, tatlı söz söylemesini bilen kimse
-
[isim]
Konuşmacı
- KONFİRME
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Doğrulanmış, geçerlenmiş, onaylanmış
-
[sıfat]
Doğrulanmış, geçerlenmiş, onaylanmış
- KONSOLİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vadesi belli olmayan ve yalnızca faizi ödenen devlet tahvili
-
Bir tür iskambil oyunu
-
[isim]
Vadesi belli olmayan ve yalnızca faizi ödenen devlet tahvili
- KONSOLOS
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yabancı ülkelerde, orada bulunan yurttaşlarının haklarını koruyan, bağlı bulunduğu hükûmete siyasal ve ticari bilgileri veren dış işleri görevlisi, şehbender
-
[isim]
Yabancı ülkelerde, orada bulunan yurttaşlarının haklarını koruyan, bağlı bulunduğu hükûmete siyasal ve ticari bilgileri veren dış işleri görevlisi, şehbender