Başında ko olan 6 harfli 108 kelime var. Ko ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ko olan kelimeler listesine ya da sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ko bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOKMUŞ
-
-
[sıfat]
Çürüyüp bozularak kötü kokan, kokuşuk
-
Yerinden kımıldamaya üşenen, tembel, miskin
- "Kokmuş adam."
-
Çok bilinen, değersiz, önemsiz
- "Ve sen o kokmuş tangoyu on sekizinci defa dinleyeceksin." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Çürüyüp bozularak kötü kokan, kokuşuk
- KOKONA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyan kadını
-
Süsüne düşkün kadın
-
[isim]
Hristiyan kadını
- KOVUCU
- ...
- KOLALI
-
-
[sıfat]
İçinde kola bulunan
-
Kolalanmış
- "Kolalı sert yaka, boğazda şişen gazel damarını sıkıyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kolalanarak kullanılan
- "Kolalı gömlekler artık moda değil."
-
[sıfat]
İçinde kola bulunan
- KOYMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
- "Öteki elini doktorun omzuna koydu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gündüz olsun gece olsun, iki dakikalık bir fırsat buldu mu Allaha ısmarladık, sütnineyi koydunsa bul!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak
- "Bu işe kimi koyacağız?"
-
Bırakmak
- "İçeri kimseyi koymuyorlar."
-
Katmak, eklemek
- "Mal üstüne mal koymak için içi giden bir kişidir." (Salâh Birsel)
-
İmza, tarih, adres yazmak
-
Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak
- "Orduda yaşayan manevi kuvveti de meydana koyuyor." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[nsz]
Etkilemek, dokunmak
- "Bu söz ona çok koymuş."
-
Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak
- "Giderlerini iki ay içinde yerine koydu." (Necati Cumalı)
-
Bırakmak, terk etmek
-
[-i]
Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
- KOKMAK
-
-
[nsz]
Koku çıkarmak
- "Her gelişinde üzeri yabancı lavantalar kokuyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokuşmak
- "Bu et kokmuş."
-
Olacağıyla ilgili belirtiler göstermek, olacağı hissedilmek
- "Ortalık savaş kokuyordu."
-
[-i]
Koklamak
-
[nsz]
Koku çıkarmak
- KORNEA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Saydam tabaka
-
[isim]
Saydam tabaka
- KORKUT
- ...
- KOSTÜM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ceket, pantolon ve bazen de yelekten oluşan erkek takım giysisi
-
Çoğunlukla sokakta giyilmek için dikilmiş kadın giysisi
- "Arkasındaki kostümleri, manken üstünde gibi durur." (Sermet Muhtar Alus)
-
Sinema ve tiyatroda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adı
-
[isim]
Ceket, pantolon ve bazen de yelekten oluşan erkek takım giysisi
- KONTAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması, temas
-
Motorlu araçları çalıştırmaya yarayan düzenek
-
Bağlantı, ilgi
-
[sıfat]
Ruh sağlığı yerinde olmayan, dengesiz
-
[isim]
Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması, temas
- KOKPİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pilot kabini
-
[isim]
Pilot kabini
- KOLSUZ
-
-
[sıfat]
Kolu olmayan
- "Etrafımda hastalar, topallar, kolsuzlar görmüştüm." (Ahmet Haşim)
-
Kol geçirilmemiş olan (giysi)
-
[sıfat]
Kolu olmayan
- KONMAK
-
-
[-e]
Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
- "Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına." (Çetin Altan)
-
Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak
-
Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek
-
Bir şeyi emeksiz edinmek
- "Ayşe de yarın öbür gün bir lise hocası olacak belki de servete de konacaktı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
- KOÇLUK
- ...
- KONTES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kontun karısı
-
[isim]
Kontun karısı
- KONSEY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yönetim görevi yüklenmiş kimselerden oluşan topluluk
-
Bazı sorunları görüşüp tartışmak için toplanan meclis
- "Millî Güvenlik Konseyi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi."
-
[isim]
Yönetim görevi yüklenmiş kimselerden oluşan topluluk
- KOYGUN
-
-
[sıfat]
Dokunaklı, etkili, içli, acıklı
-
[sıfat]
Dokunaklı, etkili, içli, acıklı
- KORECE
- ...
- KOÇMAK
-
-
[-i]
Kucaklamak
- "Ne kadar cevretse şikâyet etmem / Öperim, koçarım, ihanet etmem." (Halk türküsü)
-
Cinsel ilişkide bulunmak
-
[-i]
Kucaklamak
- KORNER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
Futbol, hentbol ve su topunda kale çizgisi ile saha çizgisinin kesiştiği nokta
-
Köşe atışı
- "... hızlı verilen paslara koşmaz, saçım bozulacak diye kornerden gelen topa kafa vurmazdı." (Haldun Taner)
-
Futbol, hentbol ve su topunda kale çizgisi ile saha çizgisinin kesiştiği nokta