Başında ko olan 6 harfli 108 kelime var. Ko ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ko olan kelimeler listesine ya da sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ko bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOLLUK
-
-
[isim]
Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet
- "Frenk gömleğinde, bazen bileklerinden ellerinin üstüne düşen yuvarlak, katı, kolalı kollukları vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça
- "Ellerini kolluklarından sıyırıp çekmekte bir zorluğa uğramıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit
-
[isim]
Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet
- KOCAMA
-
-
[isim]
Kocamak işi
-
[isim]
Kocamak işi
- KONFOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Günlük hayatı kolaylaştıran maddi rahatlık
- "Fazla konfor temin edemezsek kusurumuza bakmazlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Günlük hayatı kolaylaştıran maddi rahatlık
- KOKPİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pilot kabini
-
[isim]
Pilot kabini
- KOKONA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyan kadını
-
Süsüne düşkün kadın
-
[isim]
Hristiyan kadını
- KOŞNİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kırmız böceğinin güzel lal boya çıkarılan bir türü, kabuklu bit (Coccus coeti)
-
[isim]
Kırmız böceğinin güzel lal boya çıkarılan bir türü, kabuklu bit (Coccus coeti)
- KONDOM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Prezervatif
-
[isim]
Prezervatif
- KONGRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çeşitli ülkelerden yöneticilerin, elçilerin, delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı
- "Sonradan öğrendim ki bu efendiler ticaret kongresine gelmiş delegelermiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kurultay
-
Amerika Birleşik Devletlerinde Temsilciler Meclisi ile Senatonun bir aradayken aldıkları ad
-
[isim]
Çeşitli ülkelerden yöneticilerin, elçilerin, delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı
- KONKRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Somut, müşahhas
-
[sıfat]
Somut, müşahhas
- KORELİ
- ...
- KORNET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pistonlu orkestra çalgısı
-
[isim]
Pistonlu orkestra çalgısı
- KONULU
-
-
[sıfat]
Konusu olan, mevzulu
-
[sıfat]
Konusu olan, mevzulu
- KOKART
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret
-
Belli bir topluluğa özgü olan işaret
-
[isim]
Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret
- KORNER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
Futbol, hentbol ve su topunda kale çizgisi ile saha çizgisinin kesiştiği nokta
-
Köşe atışı
- "... hızlı verilen paslara koşmaz, saçım bozulacak diye kornerden gelen topa kafa vurmazdı." (Haldun Taner)
-
Futbol, hentbol ve su topunda kale çizgisi ile saha çizgisinin kesiştiği nokta
- KOSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran
- "Kostik sıvı."
-
[sıfat]
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran
- KOYMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
- "Öteki elini doktorun omzuna koydu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gündüz olsun gece olsun, iki dakikalık bir fırsat buldu mu Allaha ısmarladık, sütnineyi koydunsa bul!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak
- "Bu işe kimi koyacağız?"
-
Bırakmak
- "İçeri kimseyi koymuyorlar."
-
Katmak, eklemek
- "Mal üstüne mal koymak için içi giden bir kişidir." (Salâh Birsel)
-
İmza, tarih, adres yazmak
-
Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak
- "Orduda yaşayan manevi kuvveti de meydana koyuyor." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[nsz]
Etkilemek, dokunmak
- "Bu söz ona çok koymuş."
-
Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak
- "Giderlerini iki ay içinde yerine koydu." (Necati Cumalı)
-
Bırakmak, terk etmek
-
[-i]
Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
- KONSEY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yönetim görevi yüklenmiş kimselerden oluşan topluluk
-
Bazı sorunları görüşüp tartışmak için toplanan meclis
- "Millî Güvenlik Konseyi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi."
-
[isim]
Yönetim görevi yüklenmiş kimselerden oluşan topluluk
- KOMPLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dolu
-
Eksiksiz, gerekli her şeyi tamam olan, tam
-
Bütünü aynı şeyden olup bir takım oluşturan
- "Komple sofra takımı."
-
Üstün nitelikleri kendinde toplayan, mükemmel
- "Komple adam."
-
[sıfat]
Dolu
- KORONA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Güneş tacı
-
[isim]
Güneş tacı
- KORSAN
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı
- "Bu adayı ilk defa Portekizli korsanlar bulmuşlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Başkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse
-
[sıfat]
İzinsiz olarak çoğaltılan (kitap, kaset vb.)
-
[sıfat]
Bir hakkı izinsiz olarak kullanan
- "Korsan kasetçilik. Korsan yayın."
-
[isim]
Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı