Başında ko olan 4 harfli 25 kelime var. Ko ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ko olan kelimeler listesine ya da sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ko bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KORT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Tenis oynanan alan, tenis kortu
- "Otelin tenis kortunu geçtik." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Tenis oynanan alan, tenis kortu
- KORE
- ...
- KOBİ
- ...
- KONT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Roma imparatorunun danışman olarak seçtiği kimse
-
Derebeyi
-
Batı toplumunda erkekler için kullanılan bir soyluluk unvanı
-
[isim]
Roma imparatorunun danışman olarak seçtiği kimse
- KORO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini uygulamak için bir araya gelen topluluk
- "Her halkevinde müzik öğretmenlerinin kurduğu korolar vardı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini uygulamak için bir araya gelen topluluk
- KOCA
-
-
[isim]
Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
- "Koca işinden çıktıktan sonra, borç boğazı aştı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Üstelik kadının adı da çıktı, bir daha koca bulamadı." (Refik Halit Karay)
- "Harfleri okuyup yazamadan, on üçümde kocaya gidecektim." (Ayşe Kulin)
- "Büyük kızı kocaya kaçtığı zaman küçükleri on iki dönüm tarlanın hakkından gelecek kadar yetişkindiler." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
- KORU
-
-
[isim]
Bakımlı küçük orman
- "Arkamda çam korularının parça parça neftîleştirdiği yeşil bir dağ." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bakımlı küçük orman
- KOSA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Bir çeşit uzun saplı orak
-
[isim]
Bir çeşit uzun saplı orak
- KOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
-
Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı
-
Kolalama
- "Zaten bu devirde kola, ütü bir evin baş işlerindendir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
- KOLİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Posta paketi
-
İçinde türlü eşya bulunan çeşitli büyüklükte paket
-
[isim]
Posta paketi
- KOVA
-
-
[isim]
Genellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap
- "Suyu Pire Mahmut bir kovayla getirip kaptanın başından aşağı boşaltıyor." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[sıfat]
Futbolda çok gol yiyen (kaleci veya takım)
-
[isim]
Genellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap
- KOTA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir ülkede ithal edilecek malların çeşitlerini, oranlarını veya miktarlarını gösteren liste
-
Bir ülkede ithal edilecek mallar için getirilen sınırlama
-
Kuruluşlarda veya derneklerde bir gruba tanınan kontenjan sayısı
-
Bazı ülkelerde, sinemalarda belirli bir süre oynatılması zorunlu olan yerli film sayısının yabancı filmlere oranı
-
[isim]
Bir ülkede ithal edilecek malların çeşitlerini, oranlarını veya miktarlarını gösteren liste
- KONU
-
-
[isim]
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Üzerinde konuşulan şey, bahis
- "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." (Burhan Felek)
-
[isim]
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- KOYU
-
-
[sıfat]
Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı
- "Koyu pekmez. Koyu süt."
-
Rengi açık olmayan, daha belirgin, açık karşıtı
- "Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi
-
Aşırı (davranış, düşünce vb.)
- "Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Derin, hararetli
- "Koyu bir sohbet."
-
[sıfat]
Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı
- KOZA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
- "Pamuk kozası. İpek kozası."
- "Hiçbir tarakta bezim kalmadı, ipek böceği gibi kozama çekilmiş, kendi hâlimde, politikaya bulaşmadan yaşıyorum." (Atilla İlhan)
- "Pamuk ırgatları alaçıkların önüne oturmuşlar, koza çekiyorlardı." (Yahya Kemal)
-
İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak
-
[isim]
İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
- KOMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı hastalıklar sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren derin dalgınlık durumu
-
[isim]
Bazı hastalıklar sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren derin dalgınlık durumu
- KOMİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
-
Lokantalarda garson yardımcısı
-
[isim]
Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
- KOÇU
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Süslü bir çeşit gezme arabası
-
Direkler üzerine, yüksekte kurulmuş zahire ambarı
-
[isim]
Süslü bir çeşit gezme arabası
- KOŞU
-
-
[isim]
Koşarak yapılan yarış
- "Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
At yarışı
- "Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Koşarak yapılan yarış
- KONÇ
-
-
[isim]
Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm
- "Çorap koncu. Çizme koncu."
-
[isim]
Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm