Sonunda ki olan 7 harfli 37 kelime var. Kİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ki olan kelimeler listesine ya da başında ki olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FINDIKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Fındıkkabuğu rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
Fındık altını
-
[isim]
Fındıkkabuğu rengi
- YARINKİ
-
-
[sıfat]
Yarın yapılacak olan, yarın ile ilgili
-
[sıfat]
Yarın yapılacak olan, yarın ile ilgili
- BİZİMKİ
-
-
[sıfat]
Bizim olan, bizimle ilgili olan
-
[zamir]
Kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz
- "Bizimki bugün yine sinirli."
-
[zamir]
Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz
- "... bizimkine tırıs tırıs yine kalenin arkasını boylamak düştü." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bizim olan, bizimle ilgili olan
- ANAERKİ
- ...
- EVVELKİ
-
-
[sıfat]
Önce olan, önceki
- "Feyziye'nin en parlak devri hürriyetten evvelki devre tesadüf eder." (Refik Halit Karay)
-
İki önceki
- "Evvelki günkü at hadisesinden hiçbirine bahsetmemişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Önce olan, önceki
- MESLEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan
-
[sıfat]
Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan
- DEMİNKİ
-
-
[sıfat]
Biraz önceki
- "Deminki kavgadan dolayı pişmanlık duydu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Biraz önceki
- BENİMKİ
-
-
[sıfat]
Benim olan, benimle ilgili olan
-
[zamir]
Kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz
-
[zamir]
Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz
-
[sıfat]
Benim olan, benimle ilgili olan
- TÖMBEKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Özellikle İran'da yetişen ve nargile ile içilen bir tütün türü, nargile tütünü (Nicotiana persica)
- "Tömbeki fiyatı fırladığı için nargileye tövbe etmişti." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Özellikle İran'da yetişen ve nargile ile içilen bir tütün türü, nargile tütünü (Nicotiana persica)
- PÖSTEKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koyun veya keçi postu
- "Bir siyah koyun pöstekisinin üzerine diz çöktü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Aman, bir karı ki görme... Maymun mu maymun, biçimsiz mi biçimsiz, pis mi pis... Ne yaparsın... Pöstekiyi kurtarmak lazım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koyun veya keçi postu
- TEVAKKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sakınma, korunma, çekinme
-
[isim]
Sakınma, korunma, çekinme
- LAPSEKİ
- ...
- FISTIKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarıya çalan açık yeşil renk
- "Akşam serinliğinde fıstıki makamla Sarıyer'in yolunu tuttum." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Sarıya çalan açık yeşil renk
- HALBUKİ
- ...
- TİRYAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse)
- "Tiryaki değildi ama aklına estikçe içiyordu." (Çetin Altan)
- "Artık birbirimizin tiryakisi olmuştuk." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Açık söyleyeyim, ben parasızlığın tiryakisi bile oldum." (Peyami Safa)
-
Bir şeye çok alışmış, vazgeçemeyen
- "Belki de habire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi burnunda bir altmış altı tiryakisi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Karagöz oyununda yaşlı ve afyon içmeye alışmış kimse
-
[sıfat]
Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse)
- BAŞESKİ
-
-
[isim]
En kıdemli kimse
-
Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi
-
[isim]
En kıdemli kimse
- TATBİKİ
- ...
- ÇELİŞKİ
-
-
[isim]
Çelişme, tenakuz
-
[isim]
Çelişme, tenakuz
- ŞİMDİKİ
-
-
[sıfat]
İçinde bulunulan anda olan veya yapılan, bu andaki, bu zamandaki
- "Şimdiki ölçülere uymaz bir biçimi vardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
İçinde bulunulan anda olan veya yapılan, bu andaki, bu zamandaki
- TERAKKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlerleme, yükselme, gelişme
- "Memuriyetinde biraz terakki etmesi ... için bu işin konuşulmasından âdeta utanır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Hususi surette aldığı şan derslerinde büyük terakkiler göstermiş." (Haldun Taner)
-
İlerleme
-
[isim]
İlerleme, yükselme, gelişme