Sonunda ki olan 7 harfli 37 kelime var. Kİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ki olan kelimeler listesine ya da başında ki olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİRTAKİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir çeşit dans
-
[isim]
Bir çeşit dans
- DIMIŞKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çeşit üzüm
-
[isim]
Bir çeşit üzüm
- MESLEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan
-
[sıfat]
Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan
- BAŞESKİ
-
-
[isim]
En kıdemli kimse
-
Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi
-
[isim]
En kıdemli kimse
- BENİMKİ
-
-
[sıfat]
Benim olan, benimle ilgili olan
-
[zamir]
Kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz
-
[zamir]
Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz
-
[sıfat]
Benim olan, benimle ilgili olan
- SELÇUKİ
- ...
- BİZİMKİ
-
-
[sıfat]
Bizim olan, bizimle ilgili olan
-
[zamir]
Kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz
- "Bizimki bugün yine sinirli."
-
[zamir]
Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz
- "... bizimkine tırıs tırıs yine kalenin arkasını boylamak düştü." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bizim olan, bizimle ilgili olan
- FISTIKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarıya çalan açık yeşil renk
- "Akşam serinliğinde fıstıki makamla Sarıyer'in yolunu tuttum." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Sarıya çalan açık yeşil renk
- LEYLAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Leylak rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Erguvan göklerin altında sular leylaki." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
Leylak rengi
- MANTIKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mantıklı
- "Birkaç türlü tefsire imkân bırakmayan, tek manalı, sarih ve mantıki söz." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Mantıklı
- YARINKİ
-
-
[sıfat]
Yarın yapılacak olan, yarın ile ilgili
-
[sıfat]
Yarın yapılacak olan, yarın ile ilgili
- SONRAKİ
-
-
[sıfat]
Sonra olan
-
[sıfat]
Sonra olan
- MADEMKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[bağlaç]
Madem
-
[bağlaç]
Madem
- SABAHKİ
-
-
[sıfat]
Sabah olan, sabah yapılan
-
[sıfat]
Sabah olan, sabah yapılan
- TATBİKİ
- ...
- TEVAKKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sakınma, korunma, çekinme
-
[isim]
Sakınma, korunma, çekinme
- EVVELKİ
-
-
[sıfat]
Önce olan, önceki
- "Feyziye'nin en parlak devri hürriyetten evvelki devre tesadüf eder." (Refik Halit Karay)
-
İki önceki
- "Evvelki günkü at hadisesinden hiçbirine bahsetmemişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Önce olan, önceki
- TİRYAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse)
- "Tiryaki değildi ama aklına estikçe içiyordu." (Çetin Altan)
- "Artık birbirimizin tiryakisi olmuştuk." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Açık söyleyeyim, ben parasızlığın tiryakisi bile oldum." (Peyami Safa)
-
Bir şeye çok alışmış, vazgeçemeyen
- "Belki de habire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi burnunda bir altmış altı tiryakisi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Karagöz oyununda yaşlı ve afyon içmeye alışmış kimse
-
[sıfat]
Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse)
- LAPSEKİ
- ...
- FİLVAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Gerçekte, gerçekten, her ne kadar, vakıa
- "Filvaki bu genç kız, fikirlerini biraz daha çocuksu anlatıyor." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Gerçekte, gerçekten, her ne kadar, vakıa