Başında kem olan 5 harfli 7 kelime var. Kem ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kem olan kelimeler listesine ya da sonu kem ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kem bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KEMHA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir çeşit ipek kumaş
- "Yazın yeşil kemha giymiş kışın beyaz giyen dağlar." (Halk türküsü)
-
[isim]
Bir çeşit ipek kumaş
- KEMİK
-
-
[isim]
İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı
- "Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı." (Peyami Safa)
- "Soğuk kemiklerimize kadar işlemişti."
-
[sıfat]
Bu sert organdan yapılmış
- "Kemik tarak."
-
[isim]
İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı
- KEMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
- "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Yay
-
[isim]
Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
- KEMRE
-
-
[isim]
Gübre, tezek
-
Deride kalınlaşmış kir tabakası
-
Başta olan kepek
-
[isim]
Gübre, tezek
- KEMAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik
-
En yüksek değer
- "Tozu kaldı ise bir paket al, saçak tütün iç. Bunun kemali altmış para!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik
- KEMER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
- "Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı." (Peyami Safa)
- "Genç, ihtiyar, hepsi tüysüz tüysüz, gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur." (Halide Edip Adıvar)
-
Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü
-
Emniyet kemeri
-
[sıfat]
Tümsekli
- "Kemer burun."
-
Kemiklerden oluşmuş tümsekli tavan
- "Kaş kemeri. Damak kemeri. Ayak kemeri."
-
Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı
-
İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı
- "Bu köprü sekiz kemer üzerinde, dört yüz yirmi dokuz metre uzunluğundadır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak
-
[isim]
Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
- KEMAH
- ...