Başında ke olan 7 harfli 84 kelime var. Ke ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ke olan kelimeler listesine ya da sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ke bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KEPÇECİ
...
KEREVET

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
    • "Bir kenarda tahta kerevet biçimli bir şey duvara dayanmış duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KELEPÇE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka
    • "Kafile, kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Kablo, boru vb. şeyleri bir yere bağlı tutmak için kullanılan halka veya kelebek

KEMANCI

  1. [isim] Keman yapan veya çalan kimse
    • "Kemancı uzun saçlı, papyon kravatlı, zayıf yüzlü bir adamdı." (Necati Cumalı)

KEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
  2. Diyet
    • "Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor." (Aka Gündüz)

KEHANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, kâhinlik, ön deyi, prediksiyon
    • "Bunu belirtirken bir kehanette bulunmuş olmuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KEMERLİ

  1. [sıfat] Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan
    • "Kemerli bir giysi."
  2. Kemer biçiminde olan
    • "Orhan'ın kemerli kapıdan içeriye koşa koşa girdiğini görmedi." (Tarık Buğra)
  3. Kavisli olan
    • "Kemerli burun."

KESMECE

  1. [sıfat] Kesilip müşteriye gösterilerek satılan (kavun, karpuz)
    • "Kesmece kavun, kesmece beyim, daha bir diyeceğin var mı / Kes kes al karpuzlarımı." (Behçet Necatigil)
  2. [zarf] Kesip bakarak beğenmek şartıyla
    • "Karpuzu kesmece aldım."
  3. [zarf] Aradaki değer ayrımını gözetmeksizin hepsi bir fiyattan
    • "Bu kitapları kesmece yüzer liradan aldım."

KEŞKELİ
...
KEPEKÇİ

  1. [isim] Kepek satan kimse

KESİLME

  1. [isim] Kesilmek işi

KESİRLİ

  1. [sıfat] Kesir niteliğinde olan (sayı)

KERESTE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç
    • "Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste." (Halk türküsü)
  2. Ayakkabı yapımında kullanılan gereç
  3. Kaba saba kimse, kalas
    • "Gözünü oyarım vallahi kereste!" (Sait Faik Abasıyanık)

KEMİKLİ

  1. [sıfat] Kemiği olan veya çok kemiği olan
  2. Kemikleri iyi gelişmiş
    • "Kemikli çocuk."
  3. Çok zayıf, sıska
    • "Uzun ve kemikli yüzler sanki keder için yaratılmış." (Refik Halit Karay)

KERAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı durum
    • "Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor." (Haldun Taner)
  2. Olağanüstü durum

KESTERE

  1. [isim] Kitre

KEFESİZ

  1. [sıfat] Kefesi olmayan

KEVELCİ

  1. [isim] Deri ve kürk satan kimse

KELEPİR

  1. Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan veya alınabilecek olan şey, okazyon
    • "Ben akıllı olmasaydım, bu kelepiri elden kaçırırdım." (Aka Gündüz)

KERHANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genelev
    • "Hani ev bark, hani çoluk çocuk / Ne geçti elime bu hayatın / Meyhanesinde, kerhanesinde?" (Cahit Sıtkı Tarancı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü