Başında ke olan 6 harfli 60 kelime var. Ke ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ke olan kelimeler listesine ya da sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ke bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KELİME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük
- "Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır." (Orhan Veli Kanık)
- "Kelimenin tam anlamıyla bu işin bütün çilesini çekti."
-
[isim]
Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük
- KELKİT
- ...
- KEMANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Keman ve kemençe yayı
-
Bir tür halk çalgısı
-
Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç
-
Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım
-
[isim]
Keman ve kemençe yayı
- KEVSER
- ...
- KEFELİ
-
-
[sıfat]
Kefesi olan
-
[sıfat]
Kefesi olan
- KENGEL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kenger
-
[isim]
Kenger
- KERPİÇ
-
-
[isim]
Duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla
-
[sıfat]
Bu tuğladan yapılmış
- "Kerpiç evler, ipe serili çamaşırlar gibi ay ışığında sallanıyorlar." (Peyami Safa)
-
[isim]
Duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla
- KEŞKÜL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gezici bazı dervişlerin ve dilencilerin ellerinde tuttukları, Hindistan cevizi kabuğundan, metalden veya abanozdan yapılmış dilenci çanağı
-
Üstüne, dövülmüş fıstık ve Hindistan cevizi dökülen bir çeşit süt tatlısı, keşkülüfukara
-
[isim]
Gezici bazı dervişlerin ve dilencilerin ellerinde tuttukları, Hindistan cevizi kabuğundan, metalden veya abanozdan yapılmış dilenci çanağı
- KEMANİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Alaturka müzikte keman çalan kimse
-
[isim]
Alaturka müzikte keman çalan kimse
- KEŞİDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Banka ve her tür piyango ikramiyesinde çekme, çekiliş
-
Arap harfli yazıda bazı harflerin baş tarafı yazıldıktan sonra süs için çekilen uzatma
-
[isim]
Banka ve her tür piyango ikramiyesinde çekme, çekiliş
- KERMES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir derneğe, bir çalışmaya yardım sağlamak amacıyla genellikle açık havada satış yapılarak gelir sağlanan toplantı
-
Küçük şehirlerde bayram veya panayır günlerinde yapılan eğlenceli toplantı
-
[isim]
Bir derneğe, bir çalışmaya yardım sağlamak amacıyla genellikle açık havada satış yapılarak gelir sağlanan toplantı
- KESKİN
-
-
[sıfat]
Çok kesici, iyi kesen
- "Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Tiz (ses)
- "Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses." (Peyami Safa)
-
Kırıcı, incitici
- "En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş." (Haldun Taner)
-
Etkili, sert
- "Nihayet güneş doğdu, sis ve duman içinde çölün sabahlarında esen serin ve keskin rüzgârla üşüdük." (Falih Rıfkı Atay)
-
Acı, üzüntü veren
- "Öyle de keskinmiş ki bu kadın, yaptığı tüm kocakarı ilaçları her hastalığı şıp diye kesiyormuş." (Muammer İzgü)
-
Zampara
-
[sıfat]
Çok kesici, iyi kesen
- KENTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
100 kg'lık bir ağırlık ölçü birimi
-
[isim]
100 kg'lık bir ağırlık ölçü birimi
- KEPMEK
-
-
[nsz]
Çökmek, yıkılmak
-
[nsz]
Çökmek, yıkılmak
- KEPAZE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Niteliksiz, değersiz
- "Hele o İspanyol nezlesi, illetlerin en kepazesi..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Onu kepaze etmek için bu rolü vermişlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Utanmaz, rezil
-
Gülünç
-
[isim]
Talim yaparken kullanılan gevşek ok yayı
-
[sıfat]
Niteliksiz, değersiz
- KESMİK
-
-
[isim]
Kesilmiş sütün koyu bölümü
-
Başakla karışık iri saman
-
Taş gibi olmuş toprak parçası
-
[isim]
Kesilmiş sütün koyu bölümü
- KEMLİK
-
-
[isim]
Kötülük
-
[isim]
Kötülük
- KENDİR
-
-
[isim]
Kenevir
-
[sıfat]
Kenevirden yapılmış
-
[isim]
Kenevir
- KEMERE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri
-
[isim]
Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri
- KEZZAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nitrik asit
- "O gece, elimde mektebin kâğıdı, aramadığım ne kibrit suyu kaldı ne kezzap." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Nitrik asit