Başında ke olan 5 harfli 83 kelime var. Ke ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ke olan kelimeler listesine ya da sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ke bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KEMİK
-
-
[isim]
İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı
- "Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı." (Peyami Safa)
- "Soğuk kemiklerimize kadar işlemişti."
-
[sıfat]
Bu sert organdan yapılmış
- "Kemik tarak."
-
[isim]
İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı
- KEFEK
-
-
[isim]
Kefeki
-
[isim]
Kefeki
- KESEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gevşeklik, tembellik
- "İzmir faciasından beri padişaha ve hükûmete kesel gelmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Gevşeklik, tembellik
- KEŞKE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[ünlem]
Dilek anlatan cümlelerin başına getirilerek "ne olurdu" anlamında özlem veya pişmanlık bildiren bir söz, bari, keşki
- "Keşke vazifesi oralarda olsaydı!" (Falih Rıfkı Atay)
-
[ünlem]
Dilek anlatan cümlelerin başına getirilerek "ne olurdu" anlamında özlem veya pişmanlık bildiren bir söz, bari, keşki
- KENYA
- ...
- KEBAN
- ...
- KENAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka
- "O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi." (Orhan Veli Kanık)
- "Kenar gezme dolan yâr gel içeri / Bize mihman olan yâr gel içeri." (Halk türküsü)
- "Hâlâ, elinde bir bohça yapmak istediği bez parçasının kenarını bastırıyordu."
-
Bir şeyi çevreleyen çizgi
-
Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri
- "Bu mendilin kenarı ötekinden daha sade."
-
Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer
- "Ağır, ihtiyar misafirler kenarda bir odadan çıktılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yan
-
Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri
- "Bir üçgenin kenarları."
-
[isim]
Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka
- KERİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tiksindirici, iğrenç
-
[sıfat]
Tiksindirici, iğrenç
- KERİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Geriz, çirkef, pislik
-
Kumar
-
Kolayca kandırılabilen kimse, aptal
-
Eğlenti
-
[isim]
Geriz, çirkef, pislik
- KEŞİK
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Sıra, nöbet
-
[isim]
Sıra, nöbet
- KEBZE
-
-
[isim]
Kürek kemiği
-
[isim]
Kürek kemiği
- KEŞAP
- ...
- KELES
- ...
- KEDER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ıstırap, tasa
- "Ya hasta yahut bir kederi var." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ıstırap, tasa
- KESİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
- "Yarım, üçte bir, yüzde üç birer kesirdir."
-
[isim]
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
- KESRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Esre
-
[isim]
Esre
- KEŞAN
- ...
- KESİN
-
-
[sıfat]
Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu
- "Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden." (Nurullah ataç)
-
[zarf]
Kesinlikle
-
[sıfat]
Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu
- KEREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- "Kerem et aklından çıkarma beni / Ağla, gözyaşını sil melul melul." (Karacaoğlan)
-
Bağış olarak verme, iyilik, cömertlik, eli açıklık, lütuf
- "Bir başka kerem beklemez artık gelecekten." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- KETON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karbonil grubuna iki alkil kökünün bağlanmasıyla türeyen birleşik
-
[isim]
Karbonil grubuna iki alkil kökünün bağlanmasıyla türeyen birleşik