Başında kay olan 9 harfli 31 kelime var. Kay ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kay olan kelimeler listesine ya da sonu kay ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kay bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAYDIRTMA
-
-
[isim]
Kaydırtmak işi
-
[isim]
Kaydırtmak işi
- KAYYUMLUK
-
-
[isim]
Kayyum olma durumu
-
Kayyumun görevi
-
[isim]
Kayyum olma durumu
- KAYYIMLIK
- ...
- KAYAPINAR
- ...
- KAYSERİLİ
- ...
- KAYDIRMAK
-
-
[-i]
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
- "Kocakarı biraz telaşla yüzünden çarşafı kaydırıp yine örtünerek ..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
- KAYTARMAK
-
-
[-i]
Geri çevirmek, iade etmek
-
[-den]
İş yapmaktan kaçmak
- "Toplum içinde kapısının önünü süpürmekten kaytaranlar dünyanın her yerinde çoklukta." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Geri çevirmek, iade etmek
- KAYINBABA
-
-
[isim]
Kaynata
- "Bu adla bizim kayınbabadan bir hayli para dolandırmışlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kaynata
- KAYTARICI
-
-
[isim]
İşten kaçan kimse
-
[isim]
İşten kaçan kimse
- KAYISIMSI
-
-
[sıfat]
Kayısıyı andıran, kayısıya benzeyen, kayısı gibi
-
[sıfat]
Kayısıyı andıran, kayısıya benzeyen, kayısı gibi
- KAYALAŞMA
- ...
- KAYITLAMA
-
-
[isim]
Kayıtlamak işi, takyit
-
[isim]
Kayıtlamak işi, takyit
- KAYIKHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Kayıkların çekildiği, korunduğu üstü örtülü yer
-
[isim]
Kayıkların çekildiği, korunduğu üstü örtülü yer
- KAYBETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Yitirmek
- "Kadın o kadar kan kaybetmiş ki az daha ölecekmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yenik düşmek, yenilmek
- "Savaşı kaybetmek. Bahsi kaybetmek."
-
Para bakımından zarara girmek
- "Hesapta bu binlerce lirayı kaybetmek ihtimali yok değildi şüphesiz..." (Reşat Enis)
-
Ölüm dolayısıyla ayrılmak
- "Bir kızım vardı, doğururken onu da kaybettik." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Yitirmek
- KAYIRTMAK
-
-
[-i]
Kayırma işini yaptırmak
-
[-i]
Kayırma işini yaptırmak
- KAYKILTMA
-
-
[isim]
Kaykıltmak işi
-
[isim]
Kaykıltmak işi
- KAYNAŞMAK
-
-
[nsz]
Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek
- "Çakılla çimento kaynaşır."
-
Çok kalabalık ve hareketli olmak, hareket etmek
- "Kumun üstünde bir sürü kadın erkek, oğlan kız kaynaşıyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Birbirine iyice uymak
- "Bu iki renk iyi kaynaşmış."
-
Uyuşmak, yakın ilişki kurmak, derinleştirmek, iyi anlaşmak
- "Ceylanlarla kaynaşan çocuk, onların seslerini tıpkı onlar gibi çıkarmayı öğrenmişti." (Halide Edip Adıvar)
-
Huzursuzluk çıkmak
-
Birleşmek
-
[nsz]
Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek
- KAYNATMAK
-
-
[-i]
Kaynamasını sağlamak
- "Kalksam, bir ıhlamur kaynatıp içsem." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kaynak yaptırmak
-
Unutturmak
- "Ara sıra kendi gecikmelerini araya kaynatmak için beni birkaç gün izinle gönderiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Belli etmeden almak
-
Konuşmak, sohbet etmek
-
[-i]
Kaynamasını sağlamak
- KAYGILICA
- ...
- KAYPAKLIK
-
-
[isim]
Kaypak olma durumu
-
Sözünde durmazlık, döneklik
- "Kamplar bir kere sınandı mı, kaypaklıklar ister istemez ortadan kalkıyor." (Tomris Uyar)
-
Yanlışlık
- "Günümüzde artık, yönetmeliklerin kaypaklıklara destek edilemeyecek kadar açık olması, zorunlu oldu." (Aydın Boysan)
-
[isim]
Kaypak olma durumu