Başında kay olan 8 harfli 44 kelime var. Kay ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kay olan kelimeler listesine ya da sonu kay ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kay bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAYTABAN
-
-
[isim]
Sürü, deve sürüsü
-
[sıfat]
Başıboş, düzensiz
-
[isim]
Sürü, deve sürüsü
- KAYIPLIK
- ...
- KAYNAKÇI
-
-
[isim]
Kaynak yapan kimse
-
[isim]
Kaynak yapan kimse
- KAYIRICI
-
-
[isim]
Bir kimseyi kayıran, ona arka çıkan kimse, gözetici, kollayıcı, bakıcı, koruyucu, hami, dayı, iltimasçı, piston, torpil
-
[isim]
Bir kimseyi kayıran, ona arka çıkan kimse, gözetici, kollayıcı, bakıcı, koruyucu, hami, dayı, iltimasçı, piston, torpil
- KAYGISIZ
-
-
[sıfat]
Kaygısı olmayan, kaygı duymayan, aldırmaz
- "Bu güler yüzlü adam ben değilim / Yalandır kaygısız olduğum yalan." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Kaygısı olmayan, kaygı duymayan, aldırmaz
- KAYNAKÇA
-
-
[isim]
Belli bir konu, yer ve dönemle ilgili yayınları kapsayan veya en iyilerini seçen eser, bibliyografya, bibliyografi
-
[isim]
Belli bir konu, yer ve dönemle ilgili yayınları kapsayan veya en iyilerini seçen eser, bibliyografya, bibliyografi
- KAYAKEVİ
-
-
[isim]
Kayak yapılan yerlerde kurulmuş tesis
-
[isim]
Kayak yapılan yerlerde kurulmuş tesis
- KAYETMEK
- ...
- KAYNATMA
-
-
[isim]
Kaynatmak işi
-
[isim]
Kaynatmak işi
- KAYTARIŞ
-
-
[isim]
Kaytarma işi veya biçimi
-
[isim]
Kaytarma işi veya biçimi
- KAYDIRAK
-
-
[isim]
Yassı, kaygan çakıl
-
Çocukların böyle bir taşı ayakla kaydırarak oynadıkları oyun
-
Çocuk bahçelerinde çocukların oturup kayarak eğlendikleri oyun aracı
-
Tomrukların kolay taşınması için dağdan kaydırıldığı yer
-
[isim]
Yassı, kaygan çakıl
- KAYDIRMA
-
-
[isim]
Kaydırmak işi
-
Alıcının herhangi bir araç üzerinde çeşitli yönlere hareket ettirilmesi
-
Savunmanın belirli bir anında, oyunun güç noktasını birdenbire değiştirme
-
[isim]
Kaydırmak işi
- KAYNATIŞ
- ...
- KAYMAKAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ilçede devleti temsil eden en yetkili yönetim görevlisi, ilçebay
-
Yarbay
-
[isim]
Bir ilçede devleti temsil eden en yetkili yönetim görevlisi, ilçebay
- KAYITSIZ
-
-
[sıfat]
Kaydı yapılmamış, deftere veya yazıya geçirilmemiş olan
- "Halk, nice silik insanların en yüksek mertebelere çıkmasına kayıtsız kalır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Aldırmaz, ilgisiz, umursamaz, lakayıt
- "Sert, çabuk unutan kayıtsız bir asker durumu alacaktı." (Halide Edip Adıvar)
- "Ev sahipleri misafirlerini tanıştırmakta pek kayıtsız olduklarından ben kendimi kıza tanıttım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir şarta bağlı olmayan
-
[sıfat]
Kaydı yapılmamış, deftere veya yazıya geçirilmemiş olan
- KAYNAŞMA
-
-
[isim]
Kaynaşmak işi
- "Atmosfer karşılıklı anlayış ve kaynaşma atmosferi idi." (Haldun Taner)
-
Kalabalığın çok olduğu bir yerde kıpırdanma, hareketlilik
-
Huzursuzluk
- "Meclisteki kaynaşmalar yatıştı ve normal bir durum sağlanabildi mi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kaynaşmak işi
- KAYNAMAK
-
-
[nsz]
Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
- "Su, 100 °C'de kaynar."
-
Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak
- "Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu." (Tarık Buğra)
-
Yerden çıkmak
- "Paşaoluk yaylasının her bucağından bir pınar kaynar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak
-
Yara kapanmak, iyileşmek
-
Mayalı bir şey kabarıp köpürmek
- "Şıra kaynamış."
-
Mide ekşimek
-
Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak
- "Deniz kaynıyor."
-
Çok miktarda bulunmak
- "Burada karıncalar kaynıyor."
-
Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak
- "Burada bir iş kaynıyor."
-
Gerektiği gibi yapılamamak
- "Lafa daldık, ders kaynadı."
-
Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak
- "Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Coşmak, heyecanlanmak
-
Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak
-
Arada kaybolmak
- "Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana." (Selim İleri)
-
[nsz]
Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
- KAYABAŞI
-
-
[isim]
Bir Anadolu ezgisi ve bu ezgiyle söylenen koşma
-
Türk halk edebiyatında çoban türküsü
-
[isim]
Bir Anadolu ezgisi ve bu ezgiyle söylenen koşma
- KAYPAKÇA
-
-
[sıfat]
Biraz kaypak
-
[zarf]
Sözünde durmayarak, döneklik ederek
-
[sıfat]
Biraz kaypak
- KAYBOLUŞ
-
-
[isim]
Kaybolma işi veya biçimi
-
[isim]
Kaybolma işi veya biçimi