Başında kay olan 8 harfli 44 kelime var. Kay ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kay olan kelimeler listesine ya da sonu kay ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kay bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAYABAŞI
-
-
[isim]
Bir Anadolu ezgisi ve bu ezgiyle söylenen koşma
-
Türk halk edebiyatında çoban türküsü
-
[isim]
Bir Anadolu ezgisi ve bu ezgiyle söylenen koşma
- KAYIRTMA
-
-
[isim]
Kayırtmak işi
-
[isim]
Kayırtmak işi
- KAYPAKÇA
-
-
[sıfat]
Biraz kaypak
-
[zarf]
Sözünde durmayarak, döneklik ederek
-
[sıfat]
Biraz kaypak
- KAYNAMAK
-
-
[nsz]
Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
- "Su, 100 °C'de kaynar."
-
Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak
- "Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu." (Tarık Buğra)
-
Yerden çıkmak
- "Paşaoluk yaylasının her bucağından bir pınar kaynar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak
-
Yara kapanmak, iyileşmek
-
Mayalı bir şey kabarıp köpürmek
- "Şıra kaynamış."
-
Mide ekşimek
-
Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak
- "Deniz kaynıyor."
-
Çok miktarda bulunmak
- "Burada karıncalar kaynıyor."
-
Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak
- "Burada bir iş kaynıyor."
-
Gerektiği gibi yapılamamak
- "Lafa daldık, ders kaynadı."
-
Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak
- "Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Coşmak, heyecanlanmak
-
Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak
-
Arada kaybolmak
- "Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana." (Selim İleri)
-
[nsz]
Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
- KAYITMAK
-
-
[-den]
Bir şeyi yapmaktan vazgeçmek, bir karardan dönmek, nükûl etmek, rücu etmek
-
[-den]
Bir şeyi yapmaktan vazgeçmek, bir karardan dönmek, nükûl etmek, rücu etmek
- KAYDIRAK
-
-
[isim]
Yassı, kaygan çakıl
-
Çocukların böyle bir taşı ayakla kaydırarak oynadıkları oyun
-
Çocuk bahçelerinde çocukların oturup kayarak eğlendikleri oyun aracı
-
Tomrukların kolay taşınması için dağdan kaydırıldığı yer
-
[isim]
Yassı, kaygan çakıl
- KAYKILMA
-
-
[isim]
Kaykılmak işi
-
[isim]
Kaykılmak işi
- KAYBOLMA
-
-
[isim]
Kaybolmak işi
-
[isim]
Kaybolmak işi
- KAYBEDİŞ
- ...
- KAYDIRIK
- ...
- KAYNATIŞ
- ...
- KAYGISIZ
-
-
[sıfat]
Kaygısı olmayan, kaygı duymayan, aldırmaz
- "Bu güler yüzlü adam ben değilim / Yalandır kaygısız olduğum yalan." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Kaygısı olmayan, kaygı duymayan, aldırmaz
- KAYIRICI
-
-
[isim]
Bir kimseyi kayıran, ona arka çıkan kimse, gözetici, kollayıcı, bakıcı, koruyucu, hami, dayı, iltimasçı, piston, torpil
-
[isim]
Bir kimseyi kayıran, ona arka çıkan kimse, gözetici, kollayıcı, bakıcı, koruyucu, hami, dayı, iltimasçı, piston, torpil
- KAYDEDİŞ
- ...
- KAYNATMA
-
-
[isim]
Kaynatmak işi
-
[isim]
Kaynatmak işi
- KAYDIRMA
-
-
[isim]
Kaydırmak işi
-
Alıcının herhangi bir araç üzerinde çeşitli yönlere hareket ettirilmesi
-
Savunmanın belirli bir anında, oyunun güç noktasını birdenbire değiştirme
-
[isim]
Kaydırmak işi
- KAYIRMAK
-
-
[-i]
Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek
- "Bizi kayıran, arayan yok." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak, birine haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek
- "Güzelle yüceltirim insanlığı, işim bu / Çirkini, kabayı ve hamı kayıramam ki." (Ahmet Muhip Dranas)
-
[-i]
Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek
- KAYITSIZ
-
-
[sıfat]
Kaydı yapılmamış, deftere veya yazıya geçirilmemiş olan
- "Halk, nice silik insanların en yüksek mertebelere çıkmasına kayıtsız kalır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Aldırmaz, ilgisiz, umursamaz, lakayıt
- "Sert, çabuk unutan kayıtsız bir asker durumu alacaktı." (Halide Edip Adıvar)
- "Ev sahipleri misafirlerini tanıştırmakta pek kayıtsız olduklarından ben kendimi kıza tanıttım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir şarta bağlı olmayan
-
[sıfat]
Kaydı yapılmamış, deftere veya yazıya geçirilmemiş olan
- KAYAKEVİ
-
-
[isim]
Kayak yapılan yerlerde kurulmuş tesis
-
[isim]
Kayak yapılan yerlerde kurulmuş tesis
- KAYETMEK
- ...