Başında kav olan 8 harfli 35 kelime var. Kav ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kav olan kelimeler listesine ya da sonu kav ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kav bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAV
2 Harfli Kelimeler
AK, AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAVLAMAK
-
-
[nsz]
Kabarıp dökülmek, soyulmak
-
[nsz]
Kabarıp dökülmek, soyulmak
- KAVRULMA
-
-
[isim]
Kavrulmak işi
-
[isim]
Kavrulmak işi
- KAVLETME
-
-
[isim]
Kavletmek işi
-
[isim]
Kavletmek işi
- KAVGASIZ
-
-
[sıfat]
Kavgası olmayan
- "Kavgasız bir toplantı."
-
Çatışma, kavga olmadan
- "Kavgasız yaşıyorlar."
-
[sıfat]
Kavgası olmayan
- KAVRAMCI
- ...
- KAVMİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kavmin kendine özgü özellikleri
-
Bir kimsenin bağlı olduğu kavme göre durumu
-
Kavme bağlılık
- "Ne anane ne mazi ne vatan ne kavmiyet tanırdı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bir kavmin kendine özgü özellikleri
- KAVLAŞMA
-
-
[isim]
Kavlaşmak işi
-
[isim]
Kavlaşmak işi
- KAVRANIŞ
- ...
- KAVLATMA
-
-
[isim]
Kavlatmak işi
-
[isim]
Kavlatmak işi
- KAVRAMAK
-
-
[-i]
Elle sıkıca tutmak
- "Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." (Necati Cumalı)
-
Bir nesne veya düşünceyi her yönünü anlamak, iyice anlamak
- "İnsanoğlu gerçeğin bir parçasını kavradı mı bütününü kavradığı düşüne kapılır." (Salâh Birsel)
-
Motorlu araçlarda debriyaj pedalı görev yapmak
-
Motorlu araçlarda lastik yolu kavramak
-
[-i]
Elle sıkıca tutmak
- KAVURMAÇ
-
-
[isim]
Kavrulmuş buğday
-
[isim]
Kavrulmuş buğday
- KAVURMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir kabın içinde su katmadan kızartarak pişirmek
- "Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız." (Salâh Birsel)
-
Rüzgâr, soğuk, sıcak vb. kurutmak, yakmak
- "Rüzgâr ekinleri kavurdu."
-
Çok üzmek, yakmak, mahvetmek
- "Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Bir şeyi bir kabın içinde su katmadan kızartarak pişirmek
- KAVLİNCE
-
-
[zarf]
Kavline göre, sözüne bakarak
- "Ayşe Hanım'ın kavlince paşa pek cömertmiş." (Sermet Muhtar Alus)
-
[zarf]
Kavline göre, sözüne bakarak
- KAVKISIZ
-
-
[sıfat]
Kavkısı olmayan
-
[sıfat]
Kavkısı olmayan
- KAVMİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Etnografya
-
[isim]
Etnografya
- KAVLAĞAN
-
-
[isim]
Çınar ağacı
-
[isim]
Çınar ağacı
- KAVLANMA
-
-
[isim]
Kavlanmak işi
-
[isim]
Kavlanmak işi
- KAVRAYIŞ
-
-
[isim]
Kavrama, anlama, algılama yetisi
-
Motorlu araçlarda lastiğin tam olarak yolu kavraması
-
Bir algının doğrudan doğruya kavranması
-
[isim]
Kavrama, anlama, algılama yetisi
- KAVUŞMAK
-
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- "Biz 1923'te bir Mustafa Kemal'e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek
- "Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Katılmak
- "Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Bir araya gelmek, birleşmek
- "Ceketin önü kavuşmuyor."
-
[nsz]
Güneş batmak
-
Varmak, ulaşmak
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- KAVRANMA
-
-
[isim]
Kavranmak işi
-
[isim]
Kavranmak işi