Başında kap olan 8 harfli 36 kelime var. Kap ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kap olan kelimeler listesine ya da sonu kap ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kap bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAP, PAK
2 Harfli Kelimeler
AK, PA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAPÇIKLI
-
-
[sıfat]
Kapçığı olan
- "Kapçıklı tohum."
-
[sıfat]
Kapçığı olan
- KAPTIRMA
-
-
[isim]
Kaptırmak işi
-
Marangozlukta kullanılan küçük el testeresi
-
[isim]
Kaptırmak işi
- KAPIŞMAK
-
-
[-i]
Birlikte bir şeyin üzerine üşüşüp aceleyle almak, kapmak
-
Kavgaya tutuşmak
- "En yakın arkadaşı bir romancımızla bu konuda kapıştığı geceyi unutamam." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Kavgaya girmek
- "Her seferinde kıyasıya kapıştıklarını, nahak yere kalp kıracaklarını sanıyor." (Atilla İlhan)
-
[-le]
Hırsla güreşe başlamak
-
[-i]
Birlikte bir şeyin üzerine üşüşüp aceleyle almak, kapmak
- KAPUÇİNO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kremalı, sütlü İtalyan kahvesi
-
[isim]
Kremalı, sütlü İtalyan kahvesi
- KAPİTONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış veya bu biçimde dikilmiş
- "Eve ekmek ve kıyma götürdüğünü inadına unutturmak istercesine ansiklopedilerin, kapitone fonların önünde bize poz veriyor." (Tomris Uyar)
-
[isim]
İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş
- KAPORALI
-
-
[sıfat]
Güvenmeliği olan
-
[sıfat]
Güvenmeliği olan
- KAPTIRIŞ
- ...
- KAPRİÇYO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çalgı veya ses için bestelenmiş, serbest biçimde parça
- "İtalyan kapriçyosu."
-
[isim]
Çalgı veya ses için bestelenmiş, serbest biçimde parça
- KAPATMAK
-
-
[-i]
Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
- "Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." (Haldun Taner)
-
[-e]
Kapamak
- "Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir kadınla nikâhsız yaşamak
-
[nsz]
Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek
- "Gazete kapatmak."
-
Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek
- "Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış." (Halide Edip Adıvar)
-
Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek
- "Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu." (Çetin Altan)
-
[-i]
Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
- KAPRİSLİ
-
-
[sıfat]
Kaprisi olan
- "İnsanı en çok yıpratıp çürüten kadınlar en kaprisli kadınlar oluyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kaprisi olan
- KAPILMAK
-
-
Kapma işine konu olmak
- "Bir ara korkuya kapıldım." (Refik Halit Karay)
-
Sürüklenmek
- "Aralarından biri akıntıya kapıldığı zaman ötekiler var kuvvetleriyle dayanarak onu geri çekiyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Birine güvenip boş bulunarak aldanmak
- "Ben onun sözlerine kapıldım."
-
Bir kimseye tutulmak, bağlanmak, aşırı sevgi duymak
- "Kızın güzelliğine kapılarak evlenme teklif etti."
-
Bir şeyin veya kimsenin güçlü etkisinde kalmak
- "Bu iki şiiri övenler onların kalıbından gelen ucuz bir güzelliğe kapılırlar." (Salâh Birsel)
-
Kapma işine konu olmak
- KAPLANIŞ
-
-
[isim]
Kaplanma işi veya biçimi
-
[isim]
Kaplanma işi veya biçimi
- KAPILGAN
-
-
[sıfat]
Kolayca etkilenen, her şeye çabuk kapılan
-
[sıfat]
Kolayca etkilenen, her şeye çabuk kapılan
- KAPLAMAK
-
-
[-i]
Her yanını örtmek, istila etmek
- "Bulutlar gökyüzünü kapladı."
- "Sessizlik ortalığı kapladı."
-
Çepeçevre sarmak, kuşatmak
- "Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak
- "Yorgan kaplamak."
-
Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
-
Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek
- "Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanan tablalara yapıştırmak
-
Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek
-
Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak
- "Ünü cihanı kapladı."
-
Duygular için doldurmak
- "İçini sevinç kapladı."
-
Doldurmak, bastırmak
-
[-i]
Her yanını örtmek, istila etmek
- KAPIKULE
-
-
[isim]
Eski kale ve saraylarda iki yanında korunma kuleleri bulunan anıtsal kapı
-
[isim]
Eski kale ve saraylarda iki yanında korunma kuleleri bulunan anıtsal kapı
- KAPNİSİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hidratlı doğal alüminyum fosfat
-
[isim]
Hidratlı doğal alüminyum fosfat
- KAPSAMLI
-
-
[sıfat]
Kapsamı olan
-
Kapsamı geniş olan, şümullü
-
[sıfat]
Kapsamı olan
- KAPAKLIK
-
-
[isim]
Kapak taşı
-
[sıfat]
Kapak yapmaya özgü
- "Kapaklık karton."
-
[isim]
Kapak taşı
- KAPANİÇE
-
-
[isim]
Padişah ve yüksek rütbeli din ve devlet görevlilerinin giydiği kolsuz, geniş yakalı kürk
-
[isim]
Padişah ve yüksek rütbeli din ve devlet görevlilerinin giydiği kolsuz, geniş yakalı kürk
- KAPIALTI
- ...